Philips Aydınlatma Türkiye Genel Müdürü Ülkem Kırımlı; 'LED teknolojileriyle aydınlatmada yeniden bir devrim yaşanıyor'

e-Belediye: Philips Türkiye hakkında biraz bilgi alabilir miyiz?
Ülkem Kırımlı: Philips, bilindiği gibi Hollanda kökenli bir firmadır. Bugün dünya genelinde 119.000 çalışanı var. Özellikle son dönemde yaşamı daha sağlıklı, daha kaliteli hale getirmek misyonuyla, daha iyi yaşam felsefesine odaklanmış, bütün çalışmalarını buna göre yürüten bir yapısı var. Sağlık, aydınlatma ve tüketici ürünleri olmak üzere üç ana sektörde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Türkiye de Philips için çok önemli bir ülke ve 81 yıldır buradayız. Türkiye'de şu anda yaklaşık 320 çalışanımız var.
Finansal olarak 2010 rakamlarımızı daha yeni açıkladık; krizin ardından iyi bir sene oldu. Global olarak 25,4 milyar Euro satış gerçekleştirdik ki bu 2009'a oranla % 10'luk bir büyümeye denk geliyor. Bu artışta özellikle aydınlatmanın önemli bir payı var. Aydınlatmanın içinde de yeni aydınlatma teknolojisi, 'LED Teknolojisi'nin büyük payı var. Özellikle 4. çeyrekte LED satışlarımız geçen yılın aynı çeyreğine göre % 37 oranında artış gösterdi.
Bildiğiniz gibi telekomünikasyon sektöründe 15 yıl kadar önce bir dijital devrim yaşandı. Şimdi benzer bir devrim de LED teknolojileriyle aydınlatma sektöründe yaşanıyor. LED konusunda artık tanınma dönemini aşmaya başladık ve giderek daha fazla günlük hayatımızın içine girmeye başlayacak. Çünkü LED, son derece çevreci ve yüksek oranda verimlilik sağlayan bir teknoloji. Eski nesil teknolojilere oranla % 80 oranında verimlilik sağlıyor. Ayrıca kullanımı son derece estetik, kolay ve esnek. Örneğin mimarlar LED teknolojisini hızla benimsediler çünkü istenildiği gibi tasarım yapılabiliyor. Örneğin evinizde bir LED armatürle ışığın rengini ve seviyesini istediğiniz gibi ayarlayarak ortamın ışığını değiştirebiliyorsunuz. Işığın, kişisel verimliliği nasıl etkilediği hakkında okullarda ve ofislerde yapılmış araştırma sonuçları var. Dolayısıyla LED, gerçekten hayatımızı değiştiren yeni teknolojilerden bir tanesi. Öte yandan çok yeni değil diyenler olmasına karşın, kullanıcı- tüketici eğrilerine baktığımızda yeni yeni yaşamımızı renklendirmeye başladığını görüyorum. O anlamda da hala yeni diyebiliriz.
e-Belediye: Enerji maliyetlerinin artması LED teknolojilerine olan talebi de artırıyor değil mi?
Ülkem Kırımlı: Enerji maliyetleri konusunda biz bir hesaplama yaptık. Türkiye'de halen kullanılan verimsiz 80 milyon ampul, enerji verimli versiyonuyla değiştirilirse, Keban Barajı'nın bir yılda ürettiği enerjiden daha fazla enerji tasarrufu sağlayabiliriz. Biz biliyorsunuz 2010 yılı sonu itibariyle, enerji verimsiz ampullerin satışını durdurduk. Bu konuda sektöre öncülük yaptık. Esasında Avrupa Birliği'nin direktiflerine de uyumlu büyük bir adım oldu.
e-Belediye: Evlerde kullanılan ampullerden mi bahsediyorsunuz?
Ülkem Kırımlı: Evet. Sadece bir ampul değişimiyle yılda neredeyse 20 TL faturanızı düşürebiliyorsunuz. Bir hanede ortalama 12 ampul oldugunu düşünürsek, hane başına yılda 240 TL tasarruf demektir. Ayrıca karbondioksit emisyonunun azaltılmasına da katkıda bulunuyorsunuz. Burada yeni bir teknolojiden öte gerçekten ölçülebilen, bütçemize, sağlığımıza ve çevremize büyük katkıları olan bir teknolojiden bahsediyoruz. Rakamlarla anlatacak olursak; toplam enerjinin dünyada yaklaşık % 20'si aydınlatma amaçlı harcanıyor. Türkiye'de bu rakam % 25. Güneşi çok bir ülke olmamıza rağmen bol ışıkta yaşamayı seviyoruz. Özellikle dış aydınlatmada halen istenilen düzeyde verimlilik sağlamış değiliz. Kullanılan aydınlatma sistemlerinin 3'te 2'sinden fazlası halen çok eski teknolojilere dayalı.
e-Belediye: LED konusunda belediyelerin eğilimleri nasıl? Yeterince ilgililer mi?
Ülkem Kırımlı: Bu konuda genelleme yapmamak lazım. Her belediyenin son derece iyi hazırlanmış, kendi amaçları, vizyonları doğrultusunda bir takım gelişim planları var. Biz belediyelerle çok sık görüşüyoruz. Ben 3 aydır bu görevdeyim ama en çok ziyaret ettiğim müşteriler belediyeler oldu. Benim ziyaretlerim ve arkadaşlarımdan aldığım bilgiler ışığında LED konusunda belediyelerde ciddi bir bilinç olduğunu söyleyebilirim. Bunu bize sunulan projelerden de görüyoruz. Ama bütçesi, planı, vizyonu dâhilinde bunların önceliklendirilmesi söz konusu.
LED konusu dediğim gibi dünyada da zaten yavaş yavaş gelişti ve hızlandı. Aynı hızlanmanın önümüzdeki süreçte bizim belediyelerimizde de olacağını düşünüyoruz. Biz sürekli beraber çalışıp bazı hesaplar yapıyoruz. Bunun bir yatırım maliyeti, geri dönüşüm hesapları var ve giderek çok iyi rakamlara ulaşıyoruz. LED'lerin ömrü normal bir ampule göre 25 kat daha uzun yani 50,000 saate yakın ömürleri var. Dolayısıyla siz belki bir kere evinize veya yolunuza bir yatırım yapıyorsunuz, ama onu çok hızlı bir şekilde geri döndürüyorsunuz, sonraki 20 yıl da kar ediyorsunuz.
e-Belediye: Belediyelerle ilk temaslar nasıl kuruluyor?
Ülkem Kırımlı: İlk temas proje departmanlarıyla kuruluyor. Onların planlarıyla ilgili bilgi alıyoruz, kendi ürün ve çözümlerimizden onların planlarıyla örtüşen noktaları analiz ediyoruz ve onlara nasıl bir fayda sağlayacağımız konusunda görüşüyoruz.
e-Belediye: Belediyelerin sokak veya mekân aydınlatma projelerinin nasıl olması gerektiğini siz mi belirliyorsunuz? Özellikle tarihi bina ve mekan aydınlatma projelerinin önemli unsurları nelerdir?
Segment Pazarlama Yöneticisi Mehmet Aras: Aslında belediyelerin taleplerine ve projelerin özelliklerine göre farklılık gösteriyor. İhtiyaçlar, projelerin gerektirdikleri ve projenin sonucunda elde edilmek istenen çıktı ortaya konuyor. Kriterlerin belirlenmesi için ilk önce proje yapılacak mekan, alan veya yapı inceleniyor. Örneğin İstanbul'daki Boğaziçi Köprüsü'nü ele alalım; gündüz baktığınızda İstanbul ulaşımının kalbi olan bu köprü ve gece de şehre bir kimlik katıyor. Bu türde öneme sahip olan yapıların ve mekanların aydınlatması çok kritik bir öneme sahip. O yüzden tüm kriterlere dikkat etmeniz gerekiyor. Yol güvenliğine dikkat etmeniz gerekiyor, gece ve gündüz arasında insanların kafasında oluşan algılara dikkat etmeniz gerekiyor. Bu kriterleri dikkate alarak Aydınlık Lighting firması, Karayolları 17.Bölge Müdürlüğü ve Philips Aydınlatma olarak gerçekleştirdiğimiz Boğaziçi Köprüsü projesinde; köprünün gündüz fonksiyonunun gece de aynı kalitede devam etmesine olanak veren ve aynı zamanda şehrin gece siluetine kimlik kazandıran estetik bir yapı kazandırıldı.
Bu büyüklükte ve kırılganlıkta projeleri gerçekleştirebilmek için yüksek seviyede teknik ve tasarım altyapısı ihtiyacı bulunmaktadır. Bu ihtiyaca cevap verebilmek için Philips Aydınlatma bünyesinde, geniş bir aydınlatma tasarımı departmanımız bulunuyor. Bu sayede belediyelere aydınlatma konusunda her türlü tasarım desteğini verebiliyoruz. Esas itibariyle aydınlatma bir tasarım işi. Sadece birkaç tane ürünün montajıyla ilgili bir durum değil. Konuya ciddi şekilde tasarım ve estetik açıdan bakmanız gerekiyor. Özellikle şehir için önemli mimari yapılar ve alanlarda estetik ve fonksiyonel aydınlatmanın uyumlu bir şekilde sunulabilmesi çok önemli, o yüzden herşeyden önce tasarım çok iyi yapılmalı.
Ülkem Kırımlı: Philips aydınlatma olarak Türkiye'deki en geniş ve yetkin tasarım ekibine sahibiz. Ekibimizin içersinde hem elektrik mühendisleri hem mimarlar var. Farklı bakış açılarını ve farklı yetenek ve yetkinlikleri bir arada bir ekip olarak bulunduruyoruz. Arkadaşlarımız müşterilerle sürekli birlikteler... Birlikte fikirler geliştiriyorlar. Dinamik bir çalışma ortamıyla; yaratıcılığı, enerji tasarrufunu, çevreci bakış açısını, fonksiyonelliği ve aynı zamanda teknik mükemmelliği bir arada tasarıma aksettirmek istiyoruz. Bu konuda da gerçekten Türkiye'de en yetkin ekibe sahip olduğumuzu iddia ediyorum.
e-Belediye: Bir belediyenin estetik kaygılarla tarihi bir yapıyı aydınlatması o belediyeye ekstra bir maliyet de getiriyor. Dolayısıyla aydınlatma projelerinin hayata geçirilmesinde karar almakta zorlanan belediyelerin bu zorlukları nasıl aşılabilir?
Ülkem Kırımlı: Finansman konusunda enerji verimliliğiyle ilgili bir takım proje fonları olabiliyor, AB fonları olabiliyor. Öte yandan biz belediyelerle ortak hazırlıklar yapıyoruz derken, bu konuda da çözüm önerileri sunabiliyoruz.
Örneğin bu yıldan itibaren toplu çözüm önerilerimiz kapsamında uygulamaya koymayı planladığımız, finansal destek modellemeleri üzerinde de çalışıyoruz. Bunu da ilk kez sizinle paylaşmış olalım. Avrupa Birliği de enerji verimliliği ve LED teknolojilerini ciddi şekilde destekliyor. Birçok Türk bankası da enerji verimliliği projelerini destekliyor.
Öte yandan bir binanın ya da mekânın LED teknolojisiyle dekoratif aydınlatması dışarıdan göründüğü kadar maliyetli bir konu da değil. Mesela Boğaziçi Köprüsü'nün şu andaki yeni aydınlatması eski sisteme göre % 80 daha enerji tasarrufu sağlıyor. Hep öyle bir algı var, 'buraya neden para harcandı diye', herkesin içi rahat olsun aslında % 80 tasarruf ediliyor.
Mehmet Aras: Özellikle büyük dış aydınlatma projelerinde, eski aydınlatma sistemleri ile yeni LED sistemlerinin tüm çalışma ömrü süresince tükettiği enerjinin maliyeti, yatırım maliyeti ve bakım masrafları karşılaştırılmalı. İlk yatırım maliyeti beklenenden fazla olabilir ama enerji maliyeti, bakım maliyeti ve yatırım maliyetini aynı kefeye koyduğunuzda yıllar geçtikçe, toplam maliyet anlamında çok daha avantajlı oluyorsunuz. Yaptığınız yatırım, ilk birkaç yıldan sonra bütçenize büyük ölçüde yansıyor, elektrik faturalarınız ve bakım masraflarınız hızlı bir şekilde düşmeye başlıyor.
Ülkem Kırımlı: İlk kez aydınlatılacak bir yer veya mekan için yatırım maliyeti elbette var. Ancak bir belediyenin sorumluluk alanı içinde birçok yapı var ve birçoğu gerçekten çok verimsiz bir şekilde aydınlatılıyor. Toplu olarak baktığımızda kesinlikle yüksek oranda tasarruf imkânı vardır. Hiç aydınlatılmamış olanların aydınlatılması ve diğerlerinin değiştirilmesiyle toplu olarak baktığınızda ciddi verimlilik sağlanacaktır. Özellikle LED uygulamalarıyla sağlayacakları tasarruf çok kısa zamanda ortaya çıkacaktır.
e-Belediye: LED aydınlatma ekipmanlarında firmalara bağlı farklı teknolojiler söz konusu mu?
Ülkem Kırımlı: Öncelikle LED'de (ışın yayan diyotlar-Lighting Emiting Diode) kalite çok önemlidir. İkinci olarak da tasarım gelir. Kaliteye ulaşmak için de kontrol mekanizmasının çok iyi işlemesi gerekiyor. Dediğimiz bütün kriterler için, onların devamlılığını sağlayabilmek için kalite bir numara...
Mehmet Aras: LED'lerde kalite çok önemli bir kriter. Aydınlatma armatürlerinde kullanılan LED modülleri birden fazla LED'den oluşmaktadır. Eğer armatürlerinizdeki LED modüllerinin kaliteleri belirli bir seviyenin üstünde değilse zamanla bu modüllerdeki bazı LED'ler diğerlerine göre daha kısa sürelerde bozulabiliyor, işlevsiz hale gelip kapanabiliyor. Bu da armatürün aydınlattığı alandaki homojen aydınlatma dağılımını kaybolmasına neden oluyor. Bir yol üzerinde aydınlatılan alanların içerisinde karanlık noktaların oluşması durumu buna örnek olarak verilebilir.
e-Belediye: Bir standart var mı?
Mehmet Aras: Philips'in kendi ürünleri için oluşturduğu ve zamanla piyasada da standart hale gelen özellikleri var. Az önce de belirttiğimiz gibi, aydınlatma için en önemli kriterlerden biri olan aydınlatma kalitesinin homojen olmasını ve armatürün yaydığı ışığın kalitesinin korunabilmesini, LED modüllerinin aynı kalitede olmasını sağlayan Philips patentli teknolojiler sayesinde sürdürebiliyoruz.
e-Belediye: Kaliteyi anlattık, tasarıma gelirsek?
Mehmet Aras: LED dediğinizde sadece üründen bahsetmek imkânsızdır, tasarım ve çözüm de çok önemlidir. Eğer bir lambadan bahsediyorsanız evet, enerji verimli bir lamba alıp eskisiyle değiştirebiliyorsunuz. Ama LED, tasarım desteği, uygulama desteğine ihtiyaç duyulan, devamında servis ve satış sonrası destekleri de gerektiren bir konsepttir. Böyle olduğu için de sadece ürün satan bir portföyden bunu sağlamak mümkün değil. Toplam çözüm sağlanıyor olması gerekir.
LED bu yüzden aslında aydınlatmanın kurallarını hızlı bir şekilde değiştirmeye başladı. Sadece ürün sunmak değil, LED'le birlikte akıllı sistem çözümleri de önemli hale geliyor. Akıllı sistemler yaptığınız tüketimi ölçümlüyor, ne kadar tüketim yaptığınızı ve tasarrufunuzu gösteriyor. Kestirimci bakım denilen özellikleri sayesinde bir lamba patlamadan ya da armatür arıza vermeden belli bir süre önce onun hakkında bilgi alabiliyorsunuz. Bir sokak düşünün, o sokak üzerinde bir lambanın, sistemden çok daha fazla akım çektiğini akıllı sistemleriniz sayesinde görebiliyorsunuz. Bu da size belli bir süre sonra o lambanın arızaya gitme ihtimalinin yüksek olduğu ortaya koyuyor. Belediye olarak siz de lamba arızaya gitmeden önce bakım ekibini gönderiyor ve sorunlu olan lambayı değiştiriyorsunuz. Böylece ilgili bölge karanlıkta kalmadan, planlı bir şekilde armatürlerin bakımını yapıyorsunuz. Böylece özellikle büyükşehirler için çok önemli bir konu olan şehir yaşamının sürdürülebilirliği sağlanıyor. Dolayısıyla baktığınızda toplam çözümlerde; lamba, armatür, kontrol sistemi, kontrol sisteminin raporlanması gibi toplu çözümler sunuluyor. Siz her ay sonunda ne kadar enerji tüketmişim, şurada daha fazla enerji tüketiyorum, bu yüzden orada daha fazla önlem almam gerekiyor gibi tespitleri yapıyor, sebeplerini ortaya koyabiliyor ve stratejik planlarınıza bu bilgileri ekleyebiliyorsunuz. Aydınlatmadan sorumlu olan bir belediyenin ya da bir elektrik dağıtım şebekesinin ihtiyacı olan her şey aslında akıllı sistem çözümlerinde mevcut.
Philips, akıllı sistem çözümleri sunan lider bir firma olarak tam da bu noktada farkını geniş çözüm yelpazesi ile ortaya koyuyor.
e-Belediye: Aydınlatmalarda özellikle tarihi mekanların aydınlatılmasında güvenlik riskleri var mı?
Mehmet Aras: LED, geleneksel sistemlere göre elektriksel ve elektronik anlamda daha düzenli ve kontrollü bir yapıya sahiptir. Ayrıca çok daha az sistemsel ısı problemi olan bir teknoloji olduğu için de istatistiksel olarak yangın ve bu sebeple çıkabilecek aksaklıklara daha az sebep olabilecek bir aydınlatma çözümüdür diyebiliriz.
e-Belediye: Türkiye'de Boğaz Köprüsü'nü aydınlattığınızı biliyoruz, bunun dışında hangi projeler var?
Ülkem Kırımlı: Ankara Gençlik Parkı'nın aydınlatılması var ki bu geniş mekânda yapılmış ilk örnek uygulamadır. Aynı zamanda Avrupa'daki en büyük dinamik LED aydınlatma projesidir. Bursa'da birçok çalışmamız oldu. Bunların arasında Ulu Cami, Emir Sultan Cami, Balıbey Han, Saat Kulesi aydınlatması var. Ankara Tren Garı, Adana Kozan Kalesi, Gaziantep Kalesi var. İstanbul Safir'de çalışmamız var ve henüz devam ediyor. Yurt dışında Türk firmalarının aldığı projelerde de etkin olmaya başladık. Rusya, Azerbaycan, Türkmenistan ve Libya'da çok önemli projelerde Türk firmaları Philips çözümlerini kullanıyorlar. Philips Global olarak Madrid ve Quala Lumpur şehirlerinde de toplam akıllı aydınlatma, yol aydınlatması çözümlerini hayata geçirdi. Burada akıllı aydınlatma uygulamalarına dikkatinizi çekmek istiyorum. Mesela bir sokakta yapılan uygulamada, siz sokağa girip yürümeye başladığınızda, sokak sizinle beraber aydınlanıyor, arkanızdan da sönüyor. Burada toplu çözümler söz konusu, sadece lambanın değiştirilmesi değil, toplam çözümler söz konusu.
e-Belediye: Aydınlatmada ışığın rengi kullanılacağı yere göre değişiyor mu? Sokak aydınlatmalarında bolca beyaz ışık görmeye başladık. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mehmet Aras: Bu aslında ortama ihtiyaca göre değişen bir konu. Baktığınızda evde çok daha rahat ve dinlendirici bir ortam isterseniz, o zaman daha sarı bir ışık rengine ihtiyacınız vardır. Ama yol gibi bir ortamda cisimlerin belli olması ve güvenlik ön planda olduğu için ışığının renginden daha çok yol üzerindeki cisimlerin kolayca farkedilebilebilir olması gerekir. Buradaki önemli nokta; ihtiyaçların sıralanmasına ve buna uygun, esnek çözümlerin oluşturulmasında yatıyor. Yeni nesil LED aydınlatma sistemleri tam da bunu sağlıyor. Işık artık tek bir renk değil, ihtiyaçlara göre değiştirebiliyorsunuz.
Özellikle belirtmeliyim ki Philips'in şehirlerde kullanılan beyaz ışığın özendirilmesi konusunda yaptığı birçok çalışma bulunuyor. Bu kapsam dahilinde 'Yaşanabilir Şehirler' (Liveable Cities) konseptiyle yaptığımız birçok faaliyetimizde; en temel yaşam alanlarımız olan şehir merkezlerinde ve mesken alanlarında, güvenlik ve estetik gibi önemli sebeplerden dolayı beyaz ışığın kullanılmasının önemini vurguluyoruz. Son zamanlarda da özellikle büyük meydan aydınlatmalarında ve önemli sokak aydınlatmalarında beyaz ışık sıkça kullanılıyor.
Ülkem Kırımlı: Philips'in gerçekleştirdiği "School Vision" adlı örnek bir çalışma var ve bu çalışma okullarda ışığın çocuklar üzerinde ne gibi etkileri olduğunu gösteriyor. Örneğin; çocukların uykulu olduğu sabah saatlerinde, onların uyanık kalmalarına yardımcı olmak için aydınlatmada daha beyaz bir ışık kullanılıyor. Böylece çocukların dikkatlerini daha uzun süre toplamaları sağlanıyor.
Söz konusu School Vision konsepti uygulanan Almanya'daki okullarda yapılan araştırmalarda konsantrasyonu % 70 oranında arttırdığı saptandı. Bunu direk başarı oranı gibi yanlış kullanmak istemiyoruz ama çocukların ihtiyacına göre dinlenme saatlerinde mesela biraz daha sakinleştirebiliyorsunuz, konsantrasyon gerektiğinde yine ışığı ona göre ayarlıyorsunuz. Biraz neşelendirmek istediğinizde daha farklı ton ve renk kullanıyorsunuz. Ofis ortamlarının daha verimli ve daha keyifli olması yine aynı şekilde. Ofislerde de doğru bir aydınlatma ile % 15 oranında bir verimlilik artışı sağlandığı tespit edilmiştir. Ev ortamında da ışığınızı tercihinize göre ayarlayabilirsiniz. Örneğin o an daha dinamik olmak istiyorsanız kırmızı ışık seçiyorsunuz, dinlenmek istiyorsanız biraz daha yeşil tonlarına geçiyorsunuz, bir şey ararken beyaz ışık seçiyorsunuz, ihtiyaca göre değişiyor.
e-Belediye: Belediyeler daha çok sokak aydınlatma projelerine mi yoksa estetik mekan aydınlatma projelerine mi talep gösteriyorlar?
Ülkem Kırımlı: Çok değişebilir. Örneğin bir kentin sembolü olan yapıların estetik olarak aydınlatılması ön plana çıkartılması o şehrin bilinirliği, tanınırlığı açısından gerekli ve önemli olabiliyor. Çünkü kimlik aydınlatması farklı bir ihtiyaç... Öte yandan İstanbul gibi dinamik şehirlerimizin sürekli bir takım altyapı projeleri oluyor. Birçok bölgenin, ilçenin hatta dönüşüm projeleri olabiliyor. Oralarda da farklı ihtiyaçlar ön plana çıkabiliyor. Yani her kentin kendi kültürel ve altyapısal öncelikleri olabiliyor, ihtiyaçları olabiliyor. Ama tarihi yapıların aydınlatılması o şehirlere ayrıca bir kimlik kazandırdığı, o şehrin sembolü haline geldiği için bu konudaki projeler ve talepler giderek artıyor. Örneğin, Boğaz Köprüsü'nün halatlarının aydınlatılması son derece sıra dışı bir projeydi.
Mehmet Aras: Hem tam boğazın üzerinde iki kıtayı bağlayan muazzam bir yapı olması açısından, hem de şehre kattığı kimlik açısından... Dikkat ettiğim kadarıyla son dönemdeki birçok televizyon programında ya da gazetelerde Boğaz Köprüsü'nün aydınlatılmış hali fon olarak kullanılıyor.
Ülkem Kırımlı: Boğaz Köprüsü'nün aydınlatılması projesi teknik mükemmellik gerektiren bir mühendislik dehasıdır. Çünkü astığınız her bir armatür için bütün statik yapıyı tekrardan hesaplamanız gerekiyor. Bu işler yani teknik mükemmellik, mühendislik, herkesin yapabileceği bir şey değil. Halatlarda ve tüm köprünün üzerinde milyonlarca ışık kaynağı var ve orası sabit bir sistem değil. Rüzgâr ölçümleri, statik ölçümleri, çok kapsamlı ve dikkatli çalışmaları gerektiriyor. Tabi sadece yapmak değil, onun sürdürülebilirliğini de sağlamak gerekiyor.
Boğaz Köprüsü'nün Aydınlatılması
Philips LED teknolojisiyle aydınlatılan Boğaziçi Köprüsü, ortalama 72 kilowatt/saat enerji harcamaktadır. Aydınlık firması ve Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü ile gerçekleştirilen projede, önceki aydınlatma sistemine göre yüzde 80 enerji tasarrufu sağlayan lambalar, Türk dağcılar tarafından yerleştirilmiştir. Halatlarda 1.760 adet ışık kaynağı, ana halat üzerinde 166 adet, kulelerde 850 adet, korkuluklarda 478 adet ışık kaynağı bulunmaktadır. Köprü üzerindeki toplam LED ışık kaynaklarının sayısı 3 bin 250 adede ulaşmaktadır.