Header Reklam
Header Reklam

Dr. Mühendis Sedat Özkol;‘7e Paradigması’ e-Belediye’nin Olmazsa Olmazıdır

10 Temmuz 2008 Dergi: Ocak-Şubat 2006
Dr. Mühendis Sedat Özkol;‘7e Paradigması’ e-Belediye’nin Olmazsa Olmazıdır e-Belediye: Sayın Hocam; söyleşimizin başlığında yer alan ‘7e Paradigması’ ne anlama geliyor? ‘7e Paradigması’ neden e-Belediye’nin olmazsa olmazıdır?

Sedat Özkol: Sayın Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer 21 Eylül 2001 tarihli ‘Tarihi Kentler Birliği Ğ Kars Buluşması’nda ‘e-Belediye’yi şöyle tanımlıyor: ‘Kendi kültürüne, tarihsel değerlerine, yaşadığı yere sahip çıkan, farklı kültürlerin düşünce ve eserlerine saygı duyan, ....tarihsel, kültürel ve doğal dokularını koruyarak geleceğe taşıyan, ....meslek ve sivil toplum kuruluşlarıyla dayanışma ve paylaşım içerisinde yerelden evrensele doğru açılan, ....sağlıklı ve planlı kentleşmeyi sürdürerek kentlilerin çevresiyle barışık mutlu yaşam sürdürmelerine katkıda bulunan, evrensel düşünürken etik davranan, yapılaşmada yasa dışı uygulamalara olanak vermeyen, ....çevre bilincini geliştiren, katılımcılığa açık, saydam yönetim anlayışı ile kentlilerin yaşadıkları yerlere sahip çıkmalarını sağlayan ve kentlileri çevre sorunlarının çözümünde, tarihsel ve kültürel dokunun korunmasında etken kılan, gelecek nesillere temiz kentler, bırakılması sürecinde ‘Sürdürülebilir Kalkınma’ düşüncesini benimseyip uygulayarak kaynakların bilinçsizce kullanılmasını önleyen, kentliler ve sivil toplum kuruluşlarıyla el ele vererek gelecek kuşaklara güzel ve temiz kentler bırakan .... belediye’. Çok çarpıcı bir tanımlama.

Günümüzde; tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yerel yönetimler ve özellikle belediyeler çok hızlı ve çok çarpıcı bir değişim / gelişim / dönüşüm sürecine girmiş ya da sokulmuş bulunuyorlar. Bu özgün süreç: ‘e Ğ Dönüşüm’ diye tanımlanıyor ve genellikle ‘e-Dönüşüm’den ‘Elektronik Dönüşüm’ anlaşılıyor. Oysa; tüm kurum ve kuruluşlar için olduğu gibi; çağdaş belediyeler için de ‘e Ğ Dönüşüm’, birbirinin olmazsa olmazı, ‘7 Dönüşüm Bileşeni’nden oluşuyor. Bu bileşenlerse, hiyerarşik bir düzen içerisinde, etik + ekolojik + ergonomik + elastik + estetik + ekonomik + elektronik olarak sıralanıyor. Ben bunu ‘7 e Dizgesi / 7 e Paradigması’ diye tanımlıyorum.

Diğer bir deyişle;’ Geleneksel Belediye’den e Ğ Belediye’ye Dönüşüm’ için; bu 7 Dönüşüm Bileşeni’nin birbirlerinin bütünleyicisi olarak; ‘Bütünleşik’ olarak bir arada, birlikte bulunmaları zorunlu. Böyle bir gelişmenin temelinde; yine birbirleriyle bütünleşik olan iki temel olgu yer alıyor: Son yirmi Ğ otuz yıl içerisinde özellikle bilişim Ğ iletişim teknolojilerinde ortaya çıkan olağanüstü gelişmeler ve bu gelişmelerin ivmelendirdiği, yaygınlaştırıldığı, kalıcılaştırdığı ‘Küreselleşme Olgu / Süreci’ ve giderek evrensel boyutta iletişimde bulunabilen; sorgulayıcı / katılımcı / hesap sorucu / paylaşımcı / bilgili / bilinçli / sorumlu dünya vatandaşları.

Tüm bu gelişmeler; geleneksel devlet / geleneksel siyaset / geleneksel kamu hizmeti / geleneksel kamu kurumu / geleneksel yerel yönetimlerde de çok çarpıcı ve zorunlu değişimleri gündeme getiriyor.

Geleneksel Devlet’ten e Ğ Devlet’e; Geleneksel Siyaset’ten e- Siyaset’e; Geleneksel Kamu Hizmeti’nden e Ğ Kamu Hizmeti’ne; Geleneksel Belediye’den e Ğ Belediye’ye evrimleniyor. Kuşkusuz bu süreçte; Geleneksel Vatandaş’ın / Geleneksel Yurttaş’ın / Geleneksel Kentli’nin yerini e Ğ Yurttaş / e Ğ Vatandaş / e Ğ Kentli alıyor; almak zorunda.

Öte yandan; özellikle son yıllarda e Ğ Belediye olgusunun, e Ğ Belediye uygulamalarının hızla gündeme geldiğini, getirildiğini gözlemliyoruz. Ve yine Avrupa Birliği ile uyum çalışmaları ve bu çalışmaların zorunlu kıldığı yasal düzenlemeler de ‘e Ğ Belediye’ye Dönüşüm Süreci’ni hızlandırıyor; pekiştiriyor, yaygınlaştırıyor. Yine de; özellikle Türkiye’de en başarılı e Ğ Belediye örnek ve uygulamalarında bile ‘e Ğ Belediye’ye Dönüşüm’; temelde ‘Elektronik Dönüşüm’ diye algılanıyor ve anlatılıyor. Oysa; yukarıda da değindiğimiz gibi ‘e Ğ Dönüşüm’; ‘7 e Dizgesi / 7 e Paradigması’ bağlamında, çok yanlı, çok yönlü, çok köklü bir dönüşüme karşılık düşüyor. Genelde; ABD ve Avrupada’ki başarılı ‘e Ğ Belediye Dönüşüm Projeleri’nin hepsi bu ‘7 Dönüşüm Bileşeni’ni bir arada yaşama geçiren projeler. Öte yandan ABD’de tüm eyaletleri ve belediyeleri her yıl ölçümleyen ‘Center for Digital Goverment’ kuruluşu da; ölçümlenmesini aynı bileşenler bağlamında gerçekleştiriyor.

Tasarımını ve uygulama denetimini yaptığım Türkiye’nin ilk entegre ‘e-Belediye’ye Dönüşüm Projesi’ ise ‘7 e Dizgesi / 7 e Paradigması’ ile gerçekleştirildiği için, büyük şehir belediyeleri de dahil; Türkiye’deki tüm belediyeler arasında; Türk Sanayici ve İşadamları Derneği TÜSİAD/ Türkiye Bilişim Vakfı: TBV Türkiye Yerel Yönetimler Büyük Ödülü’nü kazanan proje oldu.

e-Belediye: Burada; izin verirseniz ‘7e Paradigması’nı içeren ‘e-Belediye’ kavramı; ‘e-Belediye’ye Dönüşüm’ üzerinde biraz daha durmak istiyoruz. e-Belediye Dergisi’nin de oluşumunu belirleyen ‘e-Belediye’ daha açık anlatımıyla, nedir? Neden ‘e-Belediye’ye Dönüşüm’ gerekli; hatta zorunlu?

Sedat Özkol: ‘7e Paradigması’ bağlamında ‘e-Belediye’ye Dönüşüm’ gerekli ve hatta zorunlu. Çünkü; 21. Yüzyıl’da ‘Bilgi Çağı’nda; tüm hizmet türleri gibi; yerel yönetim hizmetleri de saydam / katılımcı / açık / etkileşimli / paylaşımcı olmak zorunda. Günümüzde, tüm ürün ve hizmetlerin tanıtımlarının, hatta gerçekleştirilmelerinin büyük ölçüde Internet ortamına taşınması; kurumsal portallerin hızla gelişmesi, akıllı kartlar, mobil iletişim teknolojileri, yalnız ‘Kurumsal Kullanıcılar’a değil; ‘Bireysel Kullanıcılar’a da; gereksinim duydukları ya da duyacakları ürün ve hizmetleri tanımlama ve tasarım süreçlerine doğrudan katılma gücünü ve olanağını veriyor. Böylece geçmişin az çok ‘dayatmacı / tek taraflı ilişkisi’nin yerini; günümüzün ‘gönüllü / katılımcı ilişkisi’ alıyor. Günümüzün ‘bilinçli kullanıcısı / tüketicisi’ satın aldığı ya da alacağı; kullandığı ya da kullanacağı yararlandığı ya da yararlanacağı tüm ürün ve hizmetlerin biçimi / içeriği / niteliği / kullanma süresi / bedeli ve sonuçları hakkında doğru bilgilere sahip olmak ve ödediği bedelin gerçek karşılığını alıp almadığını öğrenmek istiyor. Tüm bu gelişmeler yerel yönetim hizmetlerinden yararlanan ve yararlanacak olan bilinçli yurttaşları / bilinçli vatandaşları / bilinçli hemşehrileri / bilinçli kentlileri de kapsıyor.

Daha açık anlatımıyla ‘Elektronik Devrim’, ‘Bilgi Çağı’ ve ileri teknolojiler, şimdiye kadar genellikle az çok kapalı, az çok tek taraflı, az çok sorgulanamaz bir yapıya sahip olan yerel yönetim hizmetlerinde de açıklığı, çok yanlılığı, şeffaflığı; bilinçli yurttaşların, bilinçli vatandaşların, bilinçli hemşehrilerin, bilinçli kentlilerin sorgulamasını ve denetimini hem istenilir hem de olanaklı kılıyor:

‘Geleneksel Yerel Yönetim’den, ‘Dijital-Siber e-Yerel Yönetim’e / ‘e-Belediye’ye evrimleniyor. Bu çerçevede; çevre ve emlak vergilerinin Internet üzerinden ödenmesi; kimi ruhsat ve izinlerin elektronik ortamda temini, kamu ihalelerinin doğrudan takibi; doğalgaz, elektrik, su v.b. faturalarının yine Internet ortamında ödenmesi olağanlaşıyor; e-Eğitim / e-Sağlık / e-Veteriner / e-Kültür hizmetleri yaygınlık kazanıyor.

Tüm yerel yönetim hizmet ve eleman alımları tam bir açıklık içinde gerçekleştiriliyor. Yerel yönetim ihaleleri şeffaf olarak yapılıyor ve denetleniyor. Ve milyonlarca bilinçli yurttaş, bilinçli vatandaş yine Internet ortamındaki elektronik mesajlarla, geri beslemelerle, eleştiri ve önerilerle yerel yönetim hizmetlerine ‘İnteraktiflik’ kazandırıyor. 21. Yüzyıl’ın bilinçli vatandaşı, bilinçli yurttaşı, bilinçli hemşehrisi, bilinçli kentlisi bedelini ödediği tüm yerel yönetim hizmetlerinin kalitesi, içeriği, süresi ve özellikleri hakkında ayrıntılı ve doğru bilgi sahibi olmak istiyor; hatta bu ürün ve hizmetlerin tasarım süreçlerinde bile doğrudan yer alıyor. Böylece yerel yönetim hizmetleri elektronik ortama, Web ortamına da taşınarak; bu hizmetlere yaygınlık kazandırılıyor; hizmet kalitesi ve hizmet sunuş hızı yükselirken, hizmet bedellerinde de azalmalar sağlanıyor. Aynı şekilde; geleneksel vatandaşın yerini, ‘doğrudan katılımcı vatandaş’; ‘siber / dijital / e-vatandaş’; geleneksel kentlinin yerini ise; ‘doğrudan katılımcı kentli’; ‘siber / dijital / e-kentli’ alıyor.

Bu gelişme sürecinde mevcut ve potansiyel etkinlikleri için ‘Gerekli Dönüşüm’ü ‘Zamanında’ ve doğru olarak yapamayan yerel yönetimler çağın gerisinde kalıyorlar.

Bu gerçeklerin ışığında ‘e-Belediye’ye Dönüşüm’ün ilkelerini şu şekilde tanımlıyorum:

1. İlke: Kurumsal Toplumsal Sorumluluk

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (BMKP) tüm kurum ve kuruluşlar gibi; çağdaş yerel yönetimler için de ‘Kurumsal Toplumsal Sorumluluk’u şöyle tanımlıyor: ‘Her kurum ve kuruluşun; sürdürülebilir insani gelişme bağlamında; tüm faaliyet ve ilişkilerinde, kesintisiz, bütünleşik ve sürekli olarak tarih / kültür / doğa / çevre / temizlik / insan / hemşehri-kentli / canlı / gelecek / istihdam / tasarruf / kaynak / yeşil teknoloji / yenilenebilir enerji dostu olması’

2. İlke: Yönetim Değil ‘İyi Yönetişim’ (Good Governance)

Kurumsal Toplumsal Sorumluluk sahibi kurum / kuruluşta geleneksel yönetici / yönetilen ikiliği, hiyerarşik yapılanması, kopuşması, Dichotomy’si hatta ilişkisi değil; kurumun tüm çalışanlarının ortak emekleri ve katılımlarıyla ‘İyi Yönetişim’i geçerlidir.

Diğer bir deyişle, taraflar birbirlerini değil; ortak ilişkilerini, yine ‘Ortaklaşa’ yönetiyorlar. Bu yaklaşım, kurumun tüm ilişkileri ve faaliyetleriyle ‘Açık / Şeffaf / Katılımcı / Paylaşımcı’ olmasını zorunlu kılıyor.

‘İYİ YÖNETİŞİM’: İnsanların ya da ‘şeyler’in değil, ortak çıkarlar çerçevesindeki ortak ilişkilerin, ‘Ortaklaşa / Gönüllü’ yönetimi.

Yönetim değil; ‘İyi Yönetişim’.

Yerel Yönetim değil; ‘İyi Yerel Yönetişim’.

Bu bağlamda yöneten yok; ‘Yönetişenler’ var, ‘İşteş Fiil’.

3. İlke: Sadece Yetkilendirme Değil; ‘Yetkelendirme’ (Empowerment)

Yetkelendirme: Kurum çalışanının; sahip olduğu eğitim, bilgi, beceri, deneyim ve girişimcilik yeteneklerinin olabildiğince geliştirilebilmesi ve bunun için gerekli maddi-manevi kaynakların ayrılması; kurum çalışanlarının bilgi / bilinç / yetkinlik / verimlilik / katılımcılık / paylaşımcılık / sorumluluk düzeyinin sürekli geliştirilmesi; yükseltilmesi.

4. İlke: Sadece Hemşehri Değil; ‘Sosyal Paydaş’ (Stakeholder)

‘Kurumsal Toplumsal Sorumluluk’, ‘İyi Yönetişim’ ve ‘Yetkelendirme’ temelinde günümüzün yerel yönetimi için sadece belediye çalışanları; sadece belediye sakinleri yok. Bilinçli ürün / hizmet üreticileri, bilinçli ürün / hizmet kullanıcıları, ‘İç ve Dış Sosyal Paydaşlar’ var.

Sosyal Paydaş : Bir ürün ya da hizmetin; tasarım ve üretim aşamasından yararlanma / kullanım / tüketim aşamasına kadar yaptığı yolculukta yer alan kurum / kuruluş ve kişilerin tümü. Daha açık tanımıyla ürün / hizmet araştırmacıları - tasarımcıları; ürün / hizmet pazarlayıcıları, ürün ya da hizmetin bünyesinde yar alan ham madde, ara malı, yatırım malı, veri-bilgi üreticileri; ürün ya da hizmetle ilgili lojistik hizmeti sunanlar, ürün ya da hizmetin gerçekleşmesine finans kaynağı sağlayarak katılanlar; tedarikçiler, taşeron firmalar, ürün ya da hizmeti ölçümleyen kurum ve kuruluşlar; ürün ya da hizmetin muhatabı/ kullanıcısı olan kurum, kuruluş ve kişiler. Bütünsel ve kesintisiz olarak tüm bu taraflar; aynı süreçte birbirlerinin tamamlayıcı parçaları, (Mütemmim Cüzü), Olmazsa Olmazı ‘Lazım-i Gayr-i Müfariki), ‘Sosyal Paydaşlar’ıdırlar. Böylece geleneksel belediye sakininden / geleneksel hemşehriden ‘Ayrıcalıklı Sosyal Paydaş’a evrimlenilmektedir.

ISO 9001; 2000, SA 8000, ISO 14001 gibi standartlar; Toplam Kalite Yönetimi, ‘Kurumsal Toplumsal Sorumluluk Paradigması’ gibi yaklaşımlar da bu gelişmelerin olmazsa olmazını, diğer bütünleyicilerini oluşturuyor.

5. İlke: Kendi Başına Bağımsız Teknoloji değil ; ‘Çevre / İnsan / İstihdam / Çalışan /  Kentli / Tarih / Gün / Gelecek / Sosyal Paydaş Dostu Yeşil Teknoloji’ler.

e-Belediye’de sıvı-katı-gaz-elektronik-tıbbi atık bertarafı / atıkta geri kazanım / elektronik geri dönüşüm

6. İlke: Tanıtım ve Halkla İlişkilerde Kurumsal Etik Değerler / Kurumsal Etik Değerlerle Halkla İlişkiler

‘Kurumsal Etik Değerler Sahibi’, ‘İyi Yönetişen’, ‘İnsan Odaklı / İnsana Odaklı’, ‘Sosyal Paydaşlarla Paylaşan’, ‘Doğa / İnsan / Canlı / İstihdam / Çalışan / Tarih / Gün / Gelecek / Sosyal Paydaş Dostu Yeşil Teknolojierle Bütünleşmiş’ e-Belediye’de; geleneksel tanıtım ve halkla ilişkiler yaklaşımı artık yeterli değildir. Daha önce tanımladığım ‘Paradigma’ya sahip olan e-Belediye’nin bizatihi kendisi / varlığı / hizmetleri / ürünleri / faaliyetleri ; onun gerçek biricik tanımı; gerçek / biricik halkla ilişkileridir.

‘İyilik yap; denize at. Balık bilmezse Halik bilir’. Artık ‘balık’ da biliyor; ‘balıklar’ da.

e-Belediye: Hocam; Avrupa Birliği (AB) ile Uyum Çalışmaları ve Müzakere Çerçevesi, ‘e-Belediye’ye Dönüşüm’ü hızlandırıyor, ivmelendiriyor mu? Avrupa Birliği üyesi olmak belediyelerimizi ‘e-Belediye’ boyut ve niteliğine yükseltebilecek mi?

Sedat Özkol: Avrupa Birliği (AB) Uyum Çalışmaları’nın yaklaşık ‘10’ yıl süreceği belirtiliyor. ‘Müzakere Çerçevesi’; belediyelerimizin ‘e-Belediye’ye dönüşümlerine yardımı olabilecek olumlu süreçler. Yine de burada şöyle düşünüyorum; bu ‘Uyum Süreci’nde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkesi olarak; yalnızca ‘öğrenci’ değil; tüm Avrupa; hatta dünya için ‘öğretmen’ de olmalıyız. Bu bağlamda; hem tarihsel hem de çağdaş olarak çok büyük bir birikime ve güce sahip bulunuyoruz. Ve onun içindir ki ‘Tarih’; ‘Evrensel Tarih’ bizleri yeniden ‘Büyüklüğe Çağırıyor’.

Daha da somutunda konuşacak olursak; som bir iki yıl içinde uygulamaya konulan 5393 Sayılı Belediye Kanunu / 4982 Sayılı Bilgi Edinme Kanunu ve Yönetmeliği / 5176 Sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kanunu-Yönetmeliği- Sözleşmesi / 4822 Sayılı Tüketicinin Korunması Kanunu / Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasarısı / Yeni Personel Rejimi Yasa Tasarısı / Yeni İmar Kanunu Tasarısı / Elektronik İmza Kanunu gibi yasal düzenlemeler bu ‘Dönüşüm’ün hukuki alt yapısını oluşturuyor.

Böylece ‘7e Paradigması’nda vurgulanan ‘Açıklık / Saydamlık / Etkileşim / Paylaşım / Hesap Verilebilirlik ‘ gibi ilkeler yaşam ve uygulama alanlarına kavuşuyorlar. Ayrıca Avrupa Birliği (AB) Yerel Yönetimlere; ‘e-Belediye Projeleri’ için finansal olanaklar sağlıyor. Bütün bunlar olumlu ve güzel gelişmeler. Yine de; işin özüne, kalbine, ruhuna eğilmemiz lazım. Yani ‘Tarihimizle Barışmak / Çağımızı Kucaklamak’ zorunda olduğumuz gerçeğine; ‘Tarihsel Çağrı’ya, ‘Tarih’in Büyüklük Çağrısı’na.

e-Belediye: Hocam; yukarıda söylediklerinizin yanında, Birleşmiş Milletler Uluslararası Yerleşimler Konferansı Habitata II’nin 1996 yılında İstanbul’da yapılması; Yerel Gündem 21, Rio Deklarasyonu, 2872 Sayılı Çevre Kanunu ve Yönetmelikleri gibi olgular; Türkiye’de  ‘e-Belediye’ye Dönüşüm’e yardımcı olacak diğer bileşenler olarak göze çarpıyor. Burada; daha da somutlarsak, uzun tartışmalardan sonra gerçekleşmiş bulunan 5393 Sayılı Yeni Belediye Kanunu üzerinde biraz durmak istiyoruz. Sizce bu kanunu ‘7e Dizgesi’ bağlamında nasıl değerlendirebiliriz?

Sedat Özkol: Gerçekten de uzun çalışmalardan sonra 5393 Sayılı Belediye Kanunu, yürürlüğe girmiş bulunuyor. Belediyelerimizi ‘Bilgi Çağı’nın ‘Etkileşimli / Katılımcı / Saydam / Paylaşımcı / Çağdaş / Nitelikli / Elektronik / Entegre / Ekonomik’ belediyeleri haline dönüştürmeyi amaçlayan bu kanun; Kuruluş / Organlar / Yönetim / Görev, Yetki ve Sorumluluklar / Çalışma Usul ve Esasları ile ilgili çok önemli değişiklik ve katkıları içeriyor. Yaşamsal önem taşıyan bu değişiklik ve katkıları şöyle sıralayabiliriz:

1- ‘Kentin / Kent ve Kentliler İçin / Kentliler Tarafından Yönetimi’

 Bu bağlamda Hemşehri Hukuku Maddesi’ne göre kentliler, hemşehriler ya doğrudan ya da sivil toplum kuruluşları aracılığıyla belediyenin karar ve hizmetlerine katılma, belediye faaliyetleri hakkında bilgilenme ve belediyenin yardımlarından yararlanma haklarına sahip oluyorlar.

Belediyelerin içinde yer aldığı toplumun kendisi de üniversiteleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, sendikaları ve uzmanları ile ‘Karar Süreçleri’ne katılıyor.

Öte yandan Kent Konseyi Maddesi ise çağdaş yerel yönetimlerin temel öğeleri arasında yer alması zorunlu olan katılımcılığı / paylaşımcılığı / etkileşimi / saydamlığı daha ileri boyutlara götürüyor ve yine tüm ileri demokratik toplumlarda olduğu gibi ‘Hesap Verilebilirlik’i de, çağdaş belediyenin ‘Olmazsa Olmazları’ arasına katıyor.

2- Stratejik Plan / Performans Planı’nın Hazırlanması

Bu temel ilkesel yaklaşımla birlikte 5393 Sayılı Belediye Kanunu belediyelerin; Belediye Meclisi, Belediye Encümeni ve Belediye Başkanı aracılığı ile yürüteceği tüm çalışma, faaliyet, yatırım ve ilişkilerde ‘Stratejik Plan ve Performans Planı’ yapılmasını zorunlu kılıyor.

Bu madde de şöyle deniyor;

‘Belediye Başkanı; ‘Stratejik Planı’, mahalli idareler genel seçimlerinde itibaren altı ay içinde; ‘Yıllık Performans Planı’nı ise ilgili olduğu yıl başından önce hazırlayıp belediye meclisine sunmakla yükümlüdür. ‘Stratejik Plan’ hazırlanırken, ilgili üniversitelerin, meslek odalarının ve sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınır’. (Katılımcılık / Saydamcılık / Hesap Verilebilirlik)

3- Belediye Hizmetleri’nde Dış Kaynak Kullanımı (Outsourcing)

5393 Sayılı Belediye Kanunu, çağdaş belediye anlayışı bağlamında; belediye hizmetlerinin daha nitelikli, daha ekonomik, daha hızlı biçimde yerine getirilmesi için söz konusu hizmetlerde ‘Dış Kaynak Kullanımı’nın sınırlarını genişletiyor.

Belediyenin Görev ve Sorumlulukları Maddesi şöyle; ‘Belediye, mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla; İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafi ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik, katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor; sosyal hizmet ve yardım, evlendirme, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır. Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 50 bini geçen belediyelerde, kadınlar ve çocuklar için koruma evleri açar’.

Ve Gelecek Yıllara Yaygın Hizmet Yüklenmeleri Maddesi ise şu şekilde; ‘Belediyede belediye meclisini, belediyeye bağlı kuruluşlarda yetkili organın kararı ile park, bahçe, sera, refüj, kaldırım ve havuz bakımı ve tamiri; araç kiralama, kontrollük, temizlik, güvenlik ve yemek hizmetleri; makine-teçhizat bakım ve onarım işleri; bilgisiyar sistem ve santralleri ile elektronik bilgi erişim hizmetleri; fuar, panayır, ve sergi hizmetleri; baraj, arıtma ve katı atık tesislerine ilişkin hizmetler; kanal bakım ve temizleme, alt yapı ve asfalt yapım ve onarım, trafik sinyalizasyon ve aydınlatma bakımı, sayaç okuma ve sayaç sökme-takma işleri ile ilgili hizmetler; toplu ulaşım ve taşıma hizmetleri; sosyal tesislerin işletilmesi ile ilgili işler, süresi ilk mahalli idareler genel seçimlerini izleyen altıncı ayın sonunu geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir’.

4- Belediyelerin Yeni Yetki ve İmtiyazları

5393 Sayılı Belediyeler Kanunu, belediyelerin geleneksel yetki ve imtiyazlarını da genişleterek; belediyeleri çok daha etkin hale getirmeyi amaçlıyor. Örneğin Belediyelerin Yetki ve İmtiyazları başlıklı madde, diğer hususların yanında şu ifadeye yer veriyor: ‘Belediye, belde sakinlerinin belediye hizmetleriyle ilgili görüş ve düşüncelerini tespit etmek amacıyla kamuoyu yoklaması ve araştırması yapabilir’. Burada da ‘Kamuoyu Yoklaması ve Araştırması’ ile belediye hizmetlerinin muhatabı olan hemşehrilerin, kentlilerin; söz konusu hizmetlerle ilgili görüş ve değerlendirmeleri alınarak, çağdaş yaşamda ‘Müşteri İlişkileri Yönetimi’ diye tanımlanan uygulama ‘Hemşehri/ Kentli İlişkileri Yönetimi’ne dönüştürülüyor.

5- Belediye Teşkilatı; Kanun’da şöyle tanımlanıyor:

‘Belediye teşkilatı, norm kadroya uygun olarak yazı işleri, mali hizmetler, fen işleri ve zabıta birimlerinden oluşur. Beldenin nüfusu, fiziki ve coğrafi yapısı ekonomik, sosyal ve kültürel özellikleri ile gelişme potansiyeli dikkate alınarak, norm kadro sistemine uygun olarak gerektiğinde sağlık, itfaiye, imar, insan kaynakları, hukuk işleri ve ihtiyaca göre diğer birimler oluşturulabilir. Bu birimlerin kurulması, kaldırılması veya birleştirilmesi belediye meclisinin kararıyla olur’.

6-Belediye Hizmetlerine Gönüllü Katılım Maddesi ise şöyle:

‘Belediye; sağlık, eğitim, spor, çevre, sosyal hizmet ve yardım, kütüphane, park, trafik ve kültür hizmetleriyle, yaşlılara, kadın ve çocuklara, özürlülere, yoksul ve düşkünlere yönelik hizmetlerin yapılmasında beldede dayanışma ve katılımı sağlamak, hizmetlerde etkinlik, tasarruf ve verimliliği artırmak amacıyla gönüllü kişilerin katılımına yönelik programlar uygular’.

Özetle, 5393 Sayılı Belediye Kanunu çok  önemli insani, yasal, mali, teknik/teknolojik, idari/yönetsel ve yöntemsel değişiklik katkıları içeriyor. Bu kanunla birlikte Avrupa Birliği (AB) Uyum Çalışmaları ve (AB) Müktesebatı ‘e-Belediye’ye Dönüşüm’ü ve bu bağlamda tüm yerel yönetim birimlerinin de kökten dönüşümden geçmelerini zorunlu kılıyor.

e-Belediye: Sayın Hocam burada, izin verirseniz; şeytanın avukatlığını yaparak; şu soruyu soralım; sizin söylediklerinizden şunu anlıyorum: ‘e-Belediye’nin tüm etkinliklerinde, tüm hizmetlerinde ‘7e Paradigması’na uyması, ‘7e Paradigması’nı bir ‘Kalite Yönetim Sistemi’; bir ‘Çağdaş Standartlar Bütünü’, bir ‘Performans Ölçütü’ olarak yaşama geçirilmesi gerekiyor. Eğer öyleyse; diyelim ki ‘Kent Mobilyaları’ gibi bir hizmet alanında; ‘7e Paradigması’ nasıl yaşama geçecek? Belediyelerin; tüm ürün, hizmet ve faaliyetlerini, ‘7e Paradigması’ bağlamında ‘bire bir’ değerlendirmemiz mümkün mü? Bu nasıl yapılacak? Yapılabilir mi?

Sedat Özkol: Kolay bir soru değil bu. Yine de yanıtlamaya çalışayım. Diyelim ki; bir belediyenin ‘Kent Mobilyaları’nın yenilenmesi gerekiyor. Ya da mevcut değilse; kurulması. O zaman ‘7e Paradigması’ nasıl yaşama geçirilecek?

1- Bir belediyede ‘Kent Mobilyaları’ ile ilgili yatırım kararı için; ilk olarak kentlilerin-hemşehrilerin görüş öneri ve taleplerinin tanımlanmış, belirlenmiş olması gerekiyor. ‘Tepeden İnme’ bir kararla değil, ‘Mahalle Gönüllüleri’, ‘Kent Konseyi’, ‘Muhtarlıklar’ ve hemşehrilerle, kentlilerle; elektronik - iletişim - anket vb. yöntemlerle ‘Kent Mobilyaları’ gereksiniminin; yer, boyut, nitelik olarak belirlenmesi. Yani katılımcılık / saydamlık / paylaşım / etkileşim / hesap verme. Yani; ‘Etik’ bileşen. Aynı şekilde bilimsel-teknik verilerle hazırlanan ‘Kent Mobilyaları İhalesi’nin de ‘Ehline Verilmek’ üzere; açık / saydam / tarafsız yapılması gerekli. Yine ‘Etik’ bileşen.

2- ‘Kent Mobilyaları’, kentlilerin yaşam kalitesini yükseltecek; ona konfor ve rahatlık sağlayacak biçimde tasarımlanmış; imal edilmiş, uygulanmış olacak. Yani; ‘Ergonomik’ bileşen.

3- ‘Kent Mobilyaları’; yer alacakları alan ile uyumlu, doğa ile uyumlu, geri dönüşümlü malzemeden yapılmış olacak. Yani; ‘Ekolojik’ bileşen.

4- ‘Kent Mobilyaları’; değiştirilebilir, geliştirilebilir, yenilenebilir, bileşenlere sahip olacak. Yani; ‘Elastik’ bileşen.

5- ‘Kent Mobilyaları’; göze güzel görünen, gözü okşayan,; biçim / içerik / tasarıma sahip olacak. Yani; ‘Estetik’ bileşen.

6- ‘Kent Mobilyaları’; etik + ergonomik + ekolojik + elastik + estetik olacağı için zorunlu olarak ‘Ekonomik’ olacak. Yani; ‘Ekonomik’ bileşen.

7- ‘Kent Mobilyaları’; yararlananların ya da kullanıcıların kullanım ve yararlanma biçimlerini tanımlayabilmek, izleyebilmek amacıyla ‘24 Saat X 7 Gün’, ‘Elektronik Gözetim’ altında olacak. Yani; ‘Elektronik’ bileşen.

Burada şunları eklemek istiyorum ‘e-Belediye Dergisi’nin kendisi de ‘7e Paradigması’ ile yayın yapacak. Yani; aynı anda ve sürekli olarak hep ‘etik + ekolojik + ergonomik + elastik + estetik + ekonomik + elektronik’ olacak. İlkelerimizi önce kendimize, dergimize, dergimizin biçimi ve içeriğine uygulayacağız.

e-Belediye Dergisi;

    Küresel’de Yerel / Yerel’de Küresel

    Ulusal’da Evrensel / Evrensel’de Ulusal

    Sözelde Dijital / Dijital’de Sözel

    Doğa İnsan / Gençlik / Gelecek / Çalışan /      Kent / Kentli Dostu olacak.


e-Belediye: Bu ‘İlk Söyleşimiz’i burada noktalıyoruz. Son olarak neleri söylemek istersiniz?

Sedat Özkol: Son değil de; sondan bir evvel olarak şunları söylemek istiyorum: Uzun yıllar önce değerli tarihçimiz Sayın İlber Ortaylı’nın; değerli bilim insanlarımız Sayın Doğan Kuban’la; Sayın Mübeccel Kıray’ın; alanında kutup sayılan rahmetli Orhan Şaik Gökyay’ın; büyük belediyeci yine rahmetli Osman Nuri Ergin’in ve nicelerinin bilimsel araştırmalarını, çalışmalarını okumuş ve özellikle dilimizin büyük ustalarından rahmetli Ahmet Hamdi Tanpınar’ın bir başyapıt olan ‘Beş Şehir’ adlı eserinden çok etkilenmiştim. Bu bağlamda; bir ‘Şehir Medeniyeti’ olan Osmanlı Medeniyeti’ni az çok anladığımı düşünüyordum. Kuşkusuz; okuduklarım ve anlamaya çalıştıklarım bunlardan ibaret değildi.

O zaman; bugünü anlamak ve geleceği inşa etmek için ‘Tarihimizle Barışmak’ gerekliliğini duydum. Bu yaklaşımdan Osmanlı’nın ilk ‘300’ yılını tanımlayan ‘Adalet Mülkün Temelidir’ ilkesi ile gerçekleştirilen yönetimin de temelde ‘6e Paradigması’ ile tanımlanabileceği görüşüne vardım. ‘6e Ş etik + ekolojik + ergonomik + elastik + estetik + ekonomik’. Bu yaklaşım şehir yönetimi, kent yönetimi için de geçerliydi. O ‘300’ yıllık özel tarihsel dönem; bütün boyutlarıyla etik + ekolojik + ergonomik + elastik + estetik + ekonomik olarak tanımlanabilirdi ve tanımlanabilir.

O zaman bugün; yapmamız gereken ilk şeyin, ‘Tarihimiz’le Barışarak’ ve bize tarihimizden miras kalan; belki de çocuklarımızdan, torunlarımızdan ‘ödünç aldığımız’ bu ‘6 Bileşen’i günümüzün gereksinmelerine göre ‘dönüştürerek’ onlara yeniden işlerlik ve yaşam kazandırmak olduğu görüşüne vardım.

Kuşkusuz günümüzde; bütünüyle günümüz toplumuna, günümüz insanına uyumlaştırılmış, ‘Dönüştürülmüş’, ‘6e Paradigması’ bile yeterli değildir.

Günümüzün toplumunu, günümüzün insanını, günümüzün kentini ve kentlilerini ancak; ‘6e Bileşeni’ni dönüştürüp yepyeni bir bileşenle bütünleştirerek; ‘6e’yi ‘7e’ye dönüştürerek ‘kucaklayabiliriz’. Bu bileşen de ‘insan dostu / doğa dostu / istihdam dostu / çevre dostu / gelecek dostu e-Teknoloji’dir, ‘Yeşil Teknoloji’dir. İşte ‘Tarihimizle Barışmak’ ve ‘Çağımızı Kucaklamak’ tam da budur. ‘7e Paradigması’ budur.

Şimdi; son olarak şunları söyleyebilirim: Düşünce ve inanç olarak beraber olduğum Doğa Yayın Grubu’na yıllar sonra bu defa ‘Fiziksel ‘ olarak da ‘Geri Dönmek’ beni çok heyecanlandırıyor. e-Belediye Dergisi; ilk yayınımız olan Termodinamik Dergisi’nde ve daha sonraki tüm yayınlarında ‘7e Paradigması’na hep bağlı kalmış Doğa Yayın Grubu için de, hepimiz için de, çağdaş belediyelerimiz için de hayırlı olsun.

Etiketler


Slider Altına