Header Reklam
Header Reklam

Deprem Senaryoları ve İstanbul Örneği

04 Mart 2010 Dergi: Ocak-Şubat 2010

Depremler meydana gelmeden önce deprem sonrası yapılacak işlerin ve alınacak önlemlerin planlanması gerekmektedir. Bu planlama çalışmalarının iyi bir şekilde yapılabilmesi için gelecekte ne kadar büyüklükte bir depremin oluşabileceği ve yerleşim merkezlerinin bu depremden nasıl etkilenebileceği sağlıklı bir şekilde tahmin edilmelidir.

Ülkemizde acil yardım planlarının hazırlanması, 7269 sayılı yasanın 4. maddesi gereğince hazırlanmış "Afetlere İlişkin Acil Yardım Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair Yönetmelik" gereğince yapılmaktadır. Bakanlar kurulunun 01.04.1988 tarihli ve 88 / 12777 sayılı kararı ile ve 08.05.1988 gün ve 19808 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiş olan bu yönetmelik acil yardım planlamasının genel esaslarını ülke, il ve ilçe düzeyinde vermektedir. Bu yönetmeliğin amacı, devletin tüm güç ve kaynaklarını afetten önce planlayarak, afetin meydana gelmesi halinde devlet güçlerinin afet bölgesine en hızlı bir şekilde ulaşması ile afetzede vatandaşlara en etkin ilk ve acil yardım yapılmasını sağlamak için acil yardım teşkilatlarının kuruluş ve görevlerini düzenlemektir. Bu planın iyi bir şekilde yapılabilmesi için deprem senaryosu çalışmasının olabildiğince detay ve bilimsel kriterlere uygun bir şekilde yapılması gerekir.

Gelecekte ne kadar büyüklükte bir deprem oluşabileceği deprem tehlike çalışmaları ile yerleşim merkezlerinin oluşması olası büyüklükte bir depremden ne ölçüde etkilenebileceği de deprem senaryoları ile belirlenmeye çalışılır. Depremlerin oluşmasını engellemek veya önceden haber vermek bugünkü teknoloji ile mümkün değildir. Fakat deprem zararlarının azaltılmasına yönelik tedbirleri almak mümkündür. Alacağımız bu tedbirleri belirlemede deprem senaryoları önemli bir yer tutar.

 

Deprem Tehlikesi

Hasar ve can kaybına neden olabilecek büyüklükte bir depremin, belli bir yerde ve belli bir zaman aralığı içerisinde meydana gelme ihtimali "Deprem Tehlikesi" olarak tanımlanmaktadır. Bölgenin deprem tehlikesini belirlerken öncelikle detaylı jeolojik ve sismolojik çalışmalar yapılarak bölgede meydana gelmiş depremler ve diri faylar hakkında detaylı bilgiler elde edilir. Daha sonra diri fayların deprem oluşturma potansiyelleri, maksimum üretebileceği deprem büyüklükleri ve senaryo çalışması yapılacak yerleşim birimini maksimum düzeyde etkileyecek fay belirlenir. Çeşitli azalım ilişkileri kullanılarak olası deprem nedeniyle oluşabilecek şiddet (veya ivme) değerleri belirlenir ve aynı şiddet değerine sahip noktaların birleştirilmesiyle eş şiddet haritaları elde edilir.

Bu şiddet değerleri ve geçmiş yıllarda oluşmuş depremlerden yararlanarak elde edilmiş hasar görebilirlik oranlarından/analizlerinden yararlanarak mevcut yerleşme ve yapılaşma üzerinde meydana gelebilecek hasarlar, sorunlar, zarar ve kayıplar deprem senaryosu çalışması yapılarak tahmin edilmeye çalışılır. Deprem senaryolarının olabildiğince gerçekçi olması ve olası depremin yerleşim alanlarında meydana getireceği can kayıplarını, yaralanmaları, açıkta kalabilecek insan sayılarını, çadır ihtiyaçlarını, yapı ve altyapı hasarlarını, ikincil tehlike ve riskleri, sosyal ve ekonomik kayıpları olabildiğince detaylı bir şekilde içermesi istenir. Yerel yönetimler tarafından hazırlanması zorunlu olan Afet ve Acil Yardım Planları, senaryo sonuçlarına göre hazırlanır.

 

İstanbul Örneği

İstanbul, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından 1996 yılında yayımlanan ve halen yürürlükte bulunan Deprem Bölgeleri Haritasına göre % 17'si I. derece, % 41'i II. derece, % 31'i III. derece ve % 11'i IV. derece deprem bölgesinde bulunan bir ilimizdir (Özmen ve diğ., 1997). Bu rakamlara göre İstanbul ilinin % 58'inin I. ve II. derece, % 42'sinin ise III. ve IV. derece deprem tehlikesi altında bulunduğu söylenebilir.

Kuzey Anadolu Fayı'nın Marmara Denizi'nde nasıl bir seyir izlediğini saptamak amacı ile İTÜ Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü, İTÜ Jeofizik Bölümü ve Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü ortak bir çalışma yaparak Marmara Denizi içindeki aktif fayları saptayarak haritalamışlardır. Bu haritaya göre, İzmit Körfezi'ne kadar tek bir kol oluşturan Kuzey Anadolu Fayı, körfez içinde önce ikiye çatallanmakta, daha sonra kuzeydeki kol körfez çıkışında tekrar ikiye ayrılmaktadır (Okay ve diğ., 1999) (Şekil 1). İstanbul iline en yakın olan Kuzey Sınır Fayı, Marmara Denizi'nin derinliği 110 metreyi geçmeyen sahanlığı ile derinliği 1276 metreyi bulan Çınarcık çukuru arasındaki yamacı izler. Güney Sınır Fayı ise Çınarcık çukurunun güney yamacı boyunca devam eder. Armutlu Fayı ise İmralı Adası ile Armutlu Yarımadası arasında yer alır. Bu çalışmada oldukça tartışmalı olan ve halen tartışılmaya devam eden Marmara Denizi aktif fayları için yukarıda bahsedilen çalışmada elde edilen diri faylar kullanılmıştır.

İstanbul için deprem senaryosu deterministik metod kullanılarak Kuzey Sınır Fayı'nın İstanbul'a en yakın (11 km) yerinde 28.80K boylamı ve 40.86D enleminde meydana gelebilecek Mw: 7.4 büyüklüğünde bir deprem için yapılmış ve yüzey kırığı uzunluğunun 140 km olacağı kabul edilmiştir (Bkz. Şekil 1). Senaryo depremin büyüklüğü ve yüzey kırığı uzunluğu 17 Ağustos 1999 İzmit Körfezi Depremi ile aynı alınmıştır.

 

 

Senaryo deprem neticesinde İstanbul ve diğer komşu illerde oluşabilecek maksimum şiddet değerleri uygun bir azalım ilişkisi kullanılarak hesaplanmış ve elde edilen değerlerin birleştirilmesi ile eşşiddet haritası elde edilmiştir (Bkz. Şekil 1). Burada elde edilen değerler sert zemin koşullarında oluşabilecek şiddet değerlerini göstermektedir.

Depremin şiddeti, depremlerin gözlenen etkileri sonucunda ve uzun yılların vermiş olduğu deneyimlere dayanılarak hazırlanmış olan şiddet cetvellerine göre belirlenmektedir. Dünyada kullanılan birçok şiddet cetvelleri vardır. Ülkemizde bu şiddet cetvellerinden Medvedev-Sponhuver-Karnik (MSK) tarafından 1964 yılında hazırlanmış 12 dereceli MSK şiddet cetveli kullanılmaktadır. Şiddet cetvellerinde şiddetin derecesi Romen rakamı ile gösterilmektedir. Bir depremin şiddeti ise onun yapılar, doğa ve insanlar üzerindeki etkilerine bağlı olarak belirlenir. Bu etki, depremin büyüklüğü, odak derinliği, uzaklığı, yapıların depreme karşı gösterdiği dayanıklılık, yerel zemin yapısı ve jeolojiye bağlı olarak değişir.

 

Geçmiş yıllarda oluşmuş depremlerden elde edilen hasar görebilirlik oranları kullanılarak İstanbul ilinde aşağıda belirtilen sayıda can kaybı, yaralı ve açıkta kalacak kişi olabileceği tahmin edilmiştir.

Hayatını kaybedebilecek vatandaşların sayısı: 32536

Yaralı sayısı: 81828

Ağır hasarlı konut sayısı: 125137

Orta hasarlı konut sayısı: 169473

Hafif hasarlı konut sayısı: 206187

Açıkta kalacak insan sayısı: 1219685

 

Çizelge 1: Senaryo deprem sonucunda İstanbul ilinde oluşabilecek ağır, orta ve az hasarlı konut sayıları  

 

İstanbul

 

Hasar Durumu

İlçe Adı

Şiddet

Ağır ve Yıkık

Orta

Az

Adalar

IX

703

813

1019

Avcılar

IX

9321

10782

13507

B.Çekmece

IX

12730

14725

18446

Bağcılar

VIII

3987

6235

7508

Bahçelievler

VIII

3311

5177

6234

Bakırköy

IX

8255

9549

11962

Bayrampaşa

VIII

1757

2747

3308

Beşiktaş

VIII

1366

2136

2572

Beykoz

VII

483

1418

1375

Beyoğlu

VIII

1673

2617

3151

Çatalca

VIII

497

777

935

Eminönü

VIII

396

619

745

Esenler

VIII

2809

4392

&l

Etiketler


Slider Altına