Sünger Şehirler Selleri Nasıl Önleyebilir?

Araştırmacılar, iklim değişikliği artan sel tehditlerini beraberinde getirdiğinden, şehirlerin sellere maruz kalmaması için; suyun güvenli bir şekilde akmasını sağlayan dev süngerler gibi tasarlanması gerektiğini söylüyor.
Bir Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporuna göre, 700 milyon insanın aşırı yağışların arttığı bölgelerde yaşıyor ve küresel sıcaklıklar yükseldikçe bu sayının artması bekleniyor.
Sünger Şehir Nedir?
"Sünger şehirler" terimi, ağaçlar, göller ve parklar gibi bol miktarda doğal alana sahip kentsel alanları ve yağmuru emmek, selleri önlemek için tasarlanmış kentsel tasarımları tanımlamak için kullanılıyor.
Sünger şehirlerin ardındaki ana fikir, yağmur suyunun hızla akmasına ve sorunlara neden olmasına izin vermek yerine emebilen, depolayabilen ve arıtabilen kentsel peyzajlar yaratarak doğal su döngüsünü taklit etmektir. Konsept, suyu emebilen ve tutabilen doğal süngerlerden ilham alıyor.
Sünger şehirler, yeşil çatılar, geçirgen kaldırımlar, yağmur bahçeleri, sulak alanlar ve su tutma havuzları gibi çeşitli doğa temelli çözümleri uygulayarak, kentsel alanları daha dirençli, sürdürülebilir ve suya duyarlı ortamlara dönüştürmeyi hedefliyor.
21.Yüzyılın Şehir Planlama Konsepti
Sünger şehir kavramı, 2000 yılının başlarında Çinli araştırmacılar tarafından dile getirilmeye başladı ve ekolojik şehir plancısı ve peyzaj mimarı Profesör Kongjian Yu liderliğindeki araştırmacılar tarafından 2013’te öneri olarak sunuldu. 2014 yılında Çin Komünist Partisi ve Devlet Konseyi tarafından şehircilik politikası olarak kabul edilen sünger şehir konsepti; taşkın yönetimi ile ekolojik altyapı ve drenaj sistemlerini güçlendirmek için benimsenen yeni bir kentsel inşaat modelidir. Birleşik Krallık'taki Sürdürülebilir Drenaj Sistemleri (SuDS) veya ABD'deki Düşük Etkili Gelişmeler (LID) modeli dahil olmak üzere uluslararası entegre kentsel su yönetimi (IUWM) stratejilerinden ilham alan Yu'nun sünger şehirleri, kentsel selleri, su kirliliğini kontrol etmeyi ve yağmur suyunu geri dönüştürmeyi amaçlıyor.
Yu, Euronews Green'e verdiği bir röportajında; "Beton, çelik, borular ve pompalardan oluşan gri altyapı, acil bireysel sorunları çözmek için gerekli olabilse de, çok büyük miktarlarda beton ve enerji tüketir, dayanıklılıktan yoksundur ve genellikle daha yüksek bir felaket riski biriktirir. İnsan ve doğa arasındaki bağlantıyı koparır.
Küresel iklim değişikliği ve yıkıcı endüstriyel teknolojilerle karşı karşıya kaldığımızda, şehirlerimizi inşa etme şeklimizi, suyu ve doğayı ele alma şeklimizi ve hatta medeniyeti tanımlama şeklimizi her zamankinden daha fazla yeniden düşünmek zorundayız. Sünger Şehirler, küresel yüzeyi geniş ölçekte sürdürülebilir bir şekilde dönüştürmek için basit araçlar kullanan eski çiftçilik ve su yönetimi bilgeliğinden ilham alıyor" dedi.
Sünger Şehir konsepti, kentsel selleri, su kaynakları kıtlığını ve kentsel ısı adası etkisini hafifletebilir ve yağmur suyunu emip yakalayarak ve taşkınları azaltmak için kullanarak ekolojik çevreyi ve biyolojik çeşitliliği iyileştirebilir. Hasat edilen yağmur suyu, sulama ve ev kullanımı için yeniden kullanılabilir. Kentsel ölçekte ve ötesinde sürdürülebilir bir drenaj sistemi biçimidir. Sünger şehir politikaları, suyu yakalamak, depolamak ve temizlemek için doğal manzaraları kullanan bir dizi doğa temelli çözümdür. Doğa temelli sünger şehrin uygulanmasının önündeki en büyük engeller, gri altyapı mühendisliği, süs bahçeciliği ve geleneksel şehir planlamasının çevresel etkileri ön plana almayan bakış açısıdır.
Çin'de başarı elde ettikten sonra sünger şehir modeli, Berlin ve Los Angeles gibi büyük şehirlerin yanı sıra Dhaka ve Kenya gibi aşırı maruz kalan iklim bölgelerinin de ilgisini çekti.
Betonlaşma, Sürdürülebilir Kentlerin En Büyük Engeli
Betonarme binalar, yollar ve meydanlar gibi yüksek yoğunluklu, doğaya dost olmayan yapay yapılar, alt katmanların aşırı sertleşmesine yol açarak orijinal doğal temeli ve hidrolojik özellikleri değiştirir. Bu nedenle, suyun yüzey akışı %10'dan %60'a yükselirken, yüzey tarafından emilimi de neredeyse sıfıra kadar, büyük ölçüde azalır. Geleneksel bir gri su yönetim modeli olan basit hızlı deşarj kavramı, hızlı kentleşme sırasında yağmur suyu ikilemini çözmede yeterli olmuyor. Çin, bu kadar kapsamlı kentsel su sorunlarıyla başa çıkmak için kentsel taşkın yönetimine ve su ekolojik sistem hizmetlerine giderek daha fazla önem veriyor ve Sünger Şehir fikrini şiddetle destekliyor.
Sünger Şehir teorisi, doğaya dayalı, doğayı koruma, doğadan öğrenme, kentsel ekolojik alanı olabildiğince koruma, biyolojik çeşitliliği geri kazanma ve güzel bir peyzaj ortamı yaratma temel ilkelerini vurgular. Tüm bunlar, doğal emilim, doğal sızma ve doğal arınma sağlanarak gerçekleştirilebilir.
Kentsel yeşil alanlar ve kentsel su kütleleri -inşa edilmiş sulak alanlar, yağmur bahçeleri, yeşil çatılar, girintili yeşil alanlar, çim hendekler ve ekolojik parklar- merkezi sünger gövdelerdir.
Bu tür sistemleri geliştirmenin üç ana yönü vardır: Orijinal kentsel ekosistemin korunması, ekolojik restorasyon ve düşük etkili kalkınma.
Kentsel ekosistemin korunması; şehrin nehirler, göller ve hendekler gibi orijinal ekolojik hassas alanlarına odaklanır. Doğal bitki örtüsü, toprak ve mikroorganizmalar, su ortamını kademeli olarak iyileştirmek ve hasarlı kentsel ekosistemi eski haline getirmek için kullanılır.
Restorasyon önlemleri, ekolojik alan parçalarının belirlenmesini, aralarında ekolojik koridorların inşa edilmesini, parçalar arasındaki bağlantıların güçlendirilmesini, bir ağ oluşturulmasını ve sucul ekolojik ortamı eski haline getirmek için mavi ve yeşil çizgilerin çizilmesini içerir.
Ekolojik alanları korumak, depolama kapasitelerini sürdürmek, kaynak kontrolünü güçlendirmek ve farklı ölçeklerde ekolojik süngerler oluşturmak için kentsel yollar, kentsel yeşil alanlar, kentsel su sistemleri, yerleşim alanları ve belirli binalar için zorunlu önlemler uygulanır.
Bununla birlikte, sünger şehir politikaları, hızlı kentleşmenin son birkaç on yılındaki güçlendirilmiş gelişmelerden ziyade yeni inşaatlarda daha sık uygulanmaktadır. Xiamen'deki Yangfang yerleşim bölgesi ve Şangay'daki Langang Park, bu trendin göstergesi olan iki yeni gelişmedir.
Yeşil Altyapı Teknolojileri
Yeşil altyapı teknolojileri, yağmur suyunun emilmesi için toprakta daha fazla geçirgenliğe izin veren unsurları içerir. Bunların arasında parklar, drenaj kaldırımları, yağmur bahçeleri, sızma ve tutma kuyuları, şehir bahçeleri ve tarlalar, yeşil duvarlar ve çatılar sayılabilir.
Yeşil altyapıya yatırım yapmak kolay olmayabilir. Her şeyden önce havza, toprak çalışmaları, yağış, güneşlenme, rüzgârlar hakkında bilgi içeren bir veri tabanı ve ayrıntılı analiz oluşturmak gerekir. Bu nedenle, uzun vadeli bir plandır, ancak birçok fayda sağlar. Sonuçta, sel ve su baskını riskini azaltmanın yanı sıra, suyun kalitesi üzerinde çalışılarak daha temiz hale getirilmesi ve yeniden kullanılması sağlanır. Ayrıca, yeşil alanların artması doğrudan ısı adalarıyla mücadeleye destek olması, biyolojik çeşitliliği artırması, miktarına bağlı olarak yeraltı suyu kalitesinin iyileştirilmesine yardımcı olması, mikro iklimin iyileştirilmesi ve kentsel arazinin iyileştirilmesi gibi önemli noktalardan da bahsedilebilir.
Sünger Şehir Yaratmak
Yeşil altyapıyı kullanma: Bu, ağaç dikmeyi, yağmur bahçeleri oluşturmayı ve yeşil çatılar kurmayı içerir. Bu özellikler yağmur suyunu emmeye ve akışı azaltmaya yardımcı olur.
Geçirimsiz yüzeylerin azaltılması: Beton ve asfalt gibi geçirimsiz yüzeyler, yağmur suyunun zemine sızmasını engeller. Bir şehirdeki geçirimsiz yüzeylerin miktarını azaltmak, su sızmasını iyileştirmeye yardımcı olabilir.
Drenaj sistemlerinin iyileştirilmesi: Sünger şehirler genellikle daha büyük hacimlerde yağmur suyuyla başa çıkabilen iyileştirilmiş drenaj sistemleri içerir. Bu sistemler ayrıca su akışını yavaşlatarak selleri önlemeye yardımcı olabilir.
Dijital araçlar, çeşitli su yönetimi stratejilerinin planlanması, tasarlanması, uygulanması ve izlenmesine yardımcı olarak sünger şehirlerin oluşturulmasında önemli bir rol oynayabilir. Örneğin, dijital araçlar yağış düzenleri, hidrolojik sistemler, arazi kullanımı ve altyapı ile ilgili verilerin toplanmasına ve analiz edilmesine yardımcı olabilir. Bu veriler, şehir planlamacılarının ve mühendislerin sünger şehir özelliklerinin yerleşimi ve tasarımıyla ilgili bilinçli kararlar almasına yardımcı olabilir. Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) teknolojileri, kentsel çevrenin görsel bir temsilini sağlayarak mekansal verilerin entegrasyonunu ve analizini sağlar. GIS, yeşil altyapı için uygun yerleri belirlemek, potansiyel taşkın risklerini değerlendirmek ve farklı sünger şehir öğelerinin yerleşimini optimize etmek için kullanılabilir.
Şehir planlamacıları, dijital modelleme araçlarını kullanarak, üç boyutlu modeller ve görselleştirmeler kullanarak sünger şehir tasarımlarının sanal temsillerini oluşturabilirler. Bu modeller, paydaşların önerilen değişiklikleri görselleştirmesine ve anlamasına yardımcı olarak, planlama ve tasarım aşamalarında daha iyi iletişim ve işbirliğine olanak tanır. Benzer şekilde hidrolojik modelleme, yağış yoğunluğu, yüzey özellikleri ve drenaj sistemleri gibi çeşitli faktörleri hesaba katarak kentsel alanlarda suyun hareketini simüle eder. Bu modeller, sünger şehir özelliklerinin performansının değerlendirilmesine, farklı senaryoların etkisinin tahmin edilmesine ve su yönetimi için tasarımın optimize edilmesine yardımcı olabilir.
Dijital karar destek sistemleri, karar verme süreçlerine yardımcı olmak için veri analizi ve modelleme tekniklerini birleştirir. Bu araçlar, sünger şehir unsurlarının en etkili kombinasyonunun belirlenmesine, maliyet-fayda oranının değerlendirilmesine ve belirli hedeflere ve kısıtlamalara dayalı müdahalelerin önceliklendirilmesine yardımcı olabilir.
Kentsel çevre genelinde sensör ağları ve gerçek zamanlı izleme, yağış, su seviyeleri ve su kalitesi hakkında gerçek zamanlı veriler sağlayabilir. Bu bilgi, sünger şehir altyapısının işleyişini optimize ederek ve taşkın kontrolü ve su yönetimi stratejilerini geliştirerek değişen koşullara zamanında yanıt verilmesini sağlar.
Sünger Şehir Örnekleri
Şangay, Çin:
Şanghay, su yönetimi zorluklarını çözmek için sünger şehir konseptini benimsedi. Yağmur suyunu emmek ve tutmak, sel risklerini azaltmak ve su kalitesini iyileştirmek için yeşil çatılar, yağmur bahçeleri ve geçirgen kaldırımlar inşa etmek gibi önlemler uyguladı.
Kopenhag, Danimarka:
Kopenhag, sürdürülebilir kentsel gelişime yönelik yenilikçi yaklaşımlarıyla tanınır. Şehir, yağmur suyunu yönetmek ve kentsel selleri önlemek için yeşil çatılar, sulak alanlar ve geçirgen yüzeyler dahil olmak üzere yeşil altyapı oluşturarak sünger şehir ilkelerini benimsemiştir.
New York, Amerika Birleşik Devletleri:
Yoğun fırtınaların ve sellerin artan sıklığına yanıt olarak, New York şehri dayanıklılık stratejisinin bir parçası olarak sünger şehir konseptini benimsedi. Şehir, yağmur suyu emilimini artırmak, yüzey akışını azaltmak ve selden kaynaklanan zararlara karşı koruma sağlamak için yeşil altyapı, bioswale (biyo-hendek) ve yağmur bahçeleri gibi önlemler aldı.
Singapur:
Singapur, su yönetimine bütüncül yaklaşımının bir parçası olarak sünger şehir konseptini hayata geçirdi. Sınırlı arazi alanı ve yoğun yağışa karşı savunmasızlığı göz önüne alındığında, şehir devleti su emilimini ve tutulmasını artırmak için çeşitli teknikleri entegre etti. Bunlar, bioswale, yağmur bahçeleri, geçirgen kaldırımlar ve yer altı depolama sistemleri gibi özellikleri içerir. Singapur'un bir sünger şehir olma taahhüdü, kentleşmenin su kaynakları üzerindeki etkisini hafifletmeye, sel risklerini azaltmaya ve kentsel alanlarda su kalitesini iyileştirmeye yardımcı oldu.