Microsoft Türkiye, 'Bütünleşik Yerel Yönetim Platformu' çok yakında yerel yönetimlerin hizmetinde

e-Belediye: Microsoft’un Türkiye’deki belediye yaklaşımı, belediye konsepti konusunda neler söyleyebilirsiniz?
Emre Teker: Yerel yönetimler ve belediyecilik, Microsoft’un dünyada da dikey olarak ele alıp çözümler sunduğu önemli bir alan. Sadece belediyeler değil, bölgesel yönetimler "Local Regional Government" olarak, valilikleri, il özel idarelerini de değerlendiriyoruz. Burada dünya çapında oluşturduğumuz bir çözüm haritası var. Kesinlikle bir toplam çözüm haritasının belirlenmesi ve bunun da Türkiye’ye özelleştirilmesine çalışıyoruz. Dünya çapında oluşturduğumuz çözüm haritasını Türkiye boyutuna entegre ederek belediyelerin bu konuda neler yapabileceğini ve hangi aşamalardan geçerek yapması gerektiğini ortaya koymaya çalışıyoruz. Tabii ki dünyadaki çözümlerin Türkiye’de uygulamaya geçirilebilmesinde iş ortaklarımızın çok önemli bir payı var. Onların yıllardır yaşadıkları, bildikleri ile bizim bilgilerimizi harmanlayarak hem bir çözüm haritası hem de bu çözüm haritasını hayata geçirebilmek için bir yol haritası oluşturmak için gayretlerimiz var. Umarım bunu en kısa zamanda hayata geçirip örneklerle birlikte destekleyeceğiz.
e-Belediye: Bu kısa zamandan ne kadar bir süreyi anlıyoruz?
Emre Teker: Yakında bu konuda bir çalışma grubu oluşturacağız. 3 ila 4 ay içerisinde de bu çalışmayı tamamlayıp daha somut bir takım materyaller ve bilgilerle belediyelerin karşısına, daha doğrusu yerel yönetimlerin karşısına gitme, çıkma imkanımız olacak.
e-Belediye: Yani yaklaşımınız 2008’de adı konmuş pazara çıkacak kadar netleşecek mi?
Emre Teker: Aslında şu anda piyasaya çıkacak kadar netiz. Ama bunu Türkiye’deki belediyelere daha doğru şekilde anlatabilmek için halen çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yoksa hem ürünlerimiz açısından hem iş ortaklarımız açısından piyasaya cevap verebilecek çözümlerimiz ve önerilerimiz var. Ama bu çalışma daha çok bu önerilerin bir bütün haline getirilip, zaman içerisinde değişebilecek ihtiyaçlara, değişen insanlarla değişen vizyonlara açık ve cevap verebilecek şekilde hazırlıkları yapılan özel bir çalışma. Bu çalışma sayesinde hepimizin kaynakları daha etkili kullanmak üzere bir takım önerileri olacak. O önerileri de daha düzgün bir yöntemle yerel yönetim ilgililerinin karşısına koyup zaman içerisinde kimin ne yapacağını bildiği bir durum yaratmaya çalışacağız. Bir yerel yönetimin yerel ekonomi üzerinde de çok büyük bir etkisi var. Yerel ekonomiyi geliştirmek de belediyenin görevidir. Bu aynı şekilde bizim çözüm haritamızın içerisinde de yer alacak. Dolayısıyla sadece bilişim çözümleri önerisinden çok bir perspektif, bir bakış açısı olarak da yansıyacak bu. Biz bu işi e-Devletin bir parçası olarak da görüyoruz.
Bizim çok geniş bir ürün yelpazemiz var. Bu ürün yelpazesi içersinde icabında tamamen hiç birbirini tanımayan iki sistemin birbirleriyle konuşmasını sağlarken icabında da hiçbir şey yokken elinizde bizim ürünlerimizle hazır bir çözüme sahip olabilirsiniz. Ya da bizim ürünlerimiz üzerinde ürün geliştirebilirsiniz gibi bir çok opsiyon tanıdığımız için diğer teknoloji sağlayıcılardan biraz farklı olduğumuzu söyleyebilirim. Onun için de böyle bir çözüm haritası yoluna gittik. Biz eğer bu kadar farklı ürüne sahip olmasaydık bu kadar farklı alanda çözüme sahip olmasaydık, farklı iş ortağına sahip olmasaydık, böyle bir çözüm haritası yoluna gitmezdik doğrusu. Ama bizim önerebileceklerimiz çözüm haritasının yüzde 90’ı -95’ni kapsayabileceği için böyle bir çalışmayı yapma kararı verdik ve başladık.
e-Belediye: Belediyelerimizin mevcut durumlarını nasıl gördünüz?
Emre Teker: Türkiye’de 3216 tane belediye var. Yine yüzlerce il özel idaresi, valilik var. Yani yerel yönetimler açısından çok büyük bir potansiyel var gözüküyor. Ama bir yandan da baktığınız zaman yeterince olgun ve bu işi anlayan bir çoğunluk yok. Yani çözümün ne olması gerektiğini anlatacaksınız ki karşıdan talep edilmeye başlansın..
Coşkun Soniş: Bizim için e-Belediye önce iç entegrasyondur. Tüm birimlerin analiz edilmesidir. Analiz edildikten sonra üst yönetim tarafından ortak kullanılacak veri alanlarının çıkarılmasıdır. Teferruatlara boğmadan üst taraftaki bütün analizlerin bileşkesini sağlıyoruz. Bütün verileri alıyoruz.
O verileri aldıktan sonra da halka yansıtırken halkı yönetecek olan bürokrasiye doğru raporları gönderiyoruz. Belediyenin içinde ne var ne yok ne eksik? Önce içerdeki ihtiyaçlara bakmak lazım. e-belediyede önce belediyenin içindeki iç entegrasyondur. e-belediye entegrasyonunu bitirdiğimde bütün verileri önüme koyacağım ve ondan sonra vatandaşa hangi hizmeti sunacaksam onu belirleyeceğim. İlk önce veriyi oluşturduk, ondan sonra e-vatandaş gelecek.
Emre Teker: Burada kritik bir konu var, o da bakış açısı. Biz diyoruz ki e-Devlet sonunda vatandaşa değecek bir şeyler yapmaktır. Ama burada biraz daha o vatandaşa gelmeden önce geri adım atıp uzaktan bakmak gerekiyor. Coşkun Beylerin yaptığı da o. e-devletin ne olduğu, ne hizmetler vermesi gerektiğini bilerek belediyenin içyapısını buna hazırlamaktır. Belediyenin içyapısını hazırladıktan sonra vatandaşa dönmeniz çok daha kolay oluyor. Ama bizde maalesef daha ters bir yöntem izleniyor. Bu biraz popülist yaklaşımlardan biraz modadan biraz da fazla bilinmediğinden. Vatandaşa hizmetler verilmeden önce iç tarafta mutfağımızı düzenleyelim, her şeyimiz bizim bulacağımız yerde olsun yaklaşımı bence öne çıkması gereken yaklaşım doğrusu. Ondan sonra zaten (GIS) CBS sistemini çok rahatlıkla entegre edebiliyorsunuz.
Devlet, vatandaşının bilgisine sahip olmalıdır ki hizmetlerini daha iyi verebilsin. Buradan başladığımız zaman da devletin vatandaşa en yakın olduğu kısımların yerel yönetimler olduğunu görürüz. Daha genişe hitap edebildiği alan, yerel yönetimlerdir. Yerel yönetimlerden toplanan bilgiyi e-devlette kullanmak söz konusu olacaktır çok kısa bir süre sonra. Yani merkezi bir yönetimde toplanacak bilginin güncelliğini kaybetme olasılığı daha fazla olduğu için yerel yönetimlerin e-devleti besleyecek bir kanal olacağını düşünüyoruz. Bu gözle baktığımız zaman da e-belediye yaklaşımını bu şekilde oluştururuz. Microsoft’un dünyada bir bakış açısı var. O bakış açısı ile Türkiye’deki bakış açısı çok az da olsa farklılıklar taşıyor. Çünkü bizim ülkemizin kendi gerçekleri var. Türkiye’nin gerçeklerine de biz Microsoft olarak kendimizi adapte etmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla Belsa’nın ve diğer iş ortaklarımızın da bakış açısını anlayıp, belediyelerimizin de bakış açısını alıp, kendi bakış açımızı bunlara göre de geliştirmek istiyoruz. Böyle çok sabit fikirli "bizim doğrumuz" gibi bir yaklaşımımız yok, birlikte tasarlıyoruz. Yani bizim bu konuda bir temelimiz var, o temel üzerine ne yapacağımıza hep birlikte karar vereceğiz, veriyoruz.
e-Belediye: Microsoft’un yürüttüğü bu çalışmaya bir ad konabilir mi?
Emre Teker: Hep o iki cümleyi kullanmaya gayret ediyoruz. "Çözüm Haritası" ve "Yol Haritası". e-Belediyecilik çözüm haritası ve bunu uygulanması için yol haritası.
Biz bu çalışmaya İngilizcesinde Seamless Government diyoruz. Yani görünmeyen bir yönetim şekli bu aslında. Yani sizin elinize somut bir şekilde konulacak bir şey değil. "Konsept"e dayalı bir bakış açısı. Burada toplam bir çözüm haritasını ortaya koyabilmek gerekiyor. Yani bir ürün hayal etmiyoruz. Biz SQL Server, Exchange Server, Windows, Office vb demiyoruz. Bizim bir görünmeyen belediyemiz var. Bu belediye için örmeğin operasyonel etkinliği artırmak, bu operasyonel etkinliği altyapı çalışmalarıyla artırmak var. Yine yerel ekonominin iyileştirilmesi için ne yapılmalı var. Bu sanal belediye içinde gezindiğimizde diyelim ki havuz var ve havuz önünde de kiosklar var. Burada ödeme yapabilmek var.
Bu şehrin içinde dolaştığınızda, biz birçok fikirle, birçok çözümle geliyoruz. Arka tarafındaki ürünler, çözümler elimizde hazır. Yani bir belediye bize "ben e-belediye olacağım" dediğinde ilk önce iş ortağımız gidip bakıp ne yapması gerektiğini belirleyip bunu uyguluyor. Ama biz bunu daha standart hale getirip, buyurun bunu alıp bu şehrin bu sitenin içinde gezin.
Bu şehrin neresi size uyuyorsa, onu tespit edin, ondan sonra gelin ne istediğinizi daha iyi konuşabiliriz. Çünkü biz size şu uyuyor demek yerine siz işinizin en iyisini biliyorsunuz, onu buradaki çözüm haritasından tespit edin sonra gelin konuşalım demek istiyoruz.
Burada bizden bağımsız da hareket edebilirler. Bu aslında bize, Belsa’ya ya da diğer iş ortaklarımıza da bağımlı bir durum değil. Bu görünmeyen bir yerel yönetim. İçindesiniz siz kendiniz seçin diyeceğiz.
Öte yandan bu şehrin altında bir çözüm haritası var. Birçok çözüm ürünü var. Burada CRM var, Business Intelligence var, System Management var. Ama bizim amacımız bundan ürün olarak bahsetmek değil, biz tamamen Seamless Local Government’ın içinde dolaşmayı hayal ediyoruz. Bu şehirde bizim yaptığımız hepimizin sahada olması, yani biz hepimiz sahadayız. Buraya gelinerek sıkıntıların çözüme dönüştürülmesi. Burada amaç Microsoft’u, Belsa’yı pozisyonlamak değil, amaç; bu soruna nasıl çözüm bulacağımız yönünde bir bakış açısı kazanmak. Esas hedef burada gerçekten bu işi düzgün yapan, bu işin çizgisini yükseltmiş firmaların bir araya gelerek bu işleri yapması. Bu devam eden yeni durumlarda genişleyebilen bir vizyonla oluşturuluyor. Biz bu konuda böyle bir çalışma yapılması gereği ile bir adım attık. Bu konuda tüm iş ortaklarımızla da görüştük ve yüzde 99’u ile anlaşmaya da vardık. Microsoft’ta denemekten korkmadığı için bunu deneyeceğiz.
e-Belediye: Yeni Teknolojiler de var mı?
Emre Teker: Var ama bunu henüz açıklamak istemiyoruz. "Sistem" aslında bir bütün olarak geliyor. Bunları yaklaşık 3 ay sonra dillendiriyor olacağız. Şimdiye kadar Microsoft’un eksik olduğu noktalarda ürünlerde yaptığı değişiklerle tamamen pazara tüm çözüm sunma yönünde yaptığı adımlar var.
Ürünlerimizde de değişiklikler var bu çözümleri destekleyecek şekilde. Artık Microsoft’un hiçbir eksiği kalmıyor. 3, 4 ay sonra çalışmalarımızı daha ayrıntıyla kamuoyuna açıklıyor olacağız. Hatta İBB de İstanbul’un en büyük sorunlarından birini çözmek üzere de bir proje yapıyoruz. O kadar önemli bir proje ki hayatlarımızda büyük bir değişiklik yaratacağını düşünüyoruz. Hem vatandaşa hem de belediyenin iç işlevlerine çok yansıyacak. İBB’deki bu çalışma tamamen Türkiye’de üretilen teknolojilerle geliştirilmiş bir çalışma.
Bu aslında bizim esas hedefimizi gösteren projelerden bir tanesi. Hayata bakıp hayattaki sıkıntıyı alalım diye çalıştık burada. Bu projeyi yapabilmek için daha önce hiç çalışmadığımız Savunma Sanayii ile çalıştık.