Header Reklam
Header Reklam

DPT, Coğrafi Bilgi Sistemleri’nde tek el mi oluyor?

12 Temmuz 2008 Dergi: Eylül-Ekim 2006
DPT, Coğrafi Bilgi Sistemleri’nde tek el mi oluyor? Dergimize iletilen bilgilere göre; "5393 Sayılı Belediye Kanunu’na göre belediyelerimizin yerine getirmekle yükümlü oldukları ’Coğrafi Bilgi Sistemi’ kurulması konusunun DPT Müsteşarlığı’nca tek elden yürütüleceği ve dolayısıyla belediyelerin bu yönde herhangi bir tasarrufta bulunmamaları gerektiği" şeklinde yeni bir genelgenin uygulamaya konulduğu belirtiliyor.

Gerçekten de böyle bir uygulamanın olup olmadığını, varsa nasıl değerlendirdiklerini, belediyelere bilişim-iletişim çözümleri sunan firmalara sorduk...

Bu karar durdurma anlamına gelir ki uygun bulmuyorum

"Adres ve Numaralamaya İlişkin Yönetmelik" yürürlüğe girdi

Belediyelerimizin, "e-Belediye" standartlarına ulaşabilmesi için yürütülen çalışmalar çerçevesinde, "Adres ve Numaralamaya İlişkin Yönetmelik" 31 Temmuz 2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Yönetmeliğin 1. Maddesi’nde "Amaç" şöyle açıklanıyor: "Bu Yönetmeliğin amacı, binaların numaralandırılması, numaralandırılan binalara ait adreslerin Ulusal Adres Veri Tabanına işlenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemektir".

Yönetmeliğin 2. Maddesi’nde ise "Kapsam" şu şekilde tanımlanıyor:

"Bu Yönetmelik binaların numaralandırılması ile Ulusal Adres Veri Tabanının kurulması, güncellenmesi ve yürütülmesine ilişkin hususları kapsar".

Yönetmelik’e göre;

 Tüm binalar numaralandırılacak

 Numaralanan binalara ait adresler "Ulusal Adres Veri Tabanı"na işlenecek

"Ulusal Adres Veri tabanı" kurulacak, güncellenecek ve yönetilecek

Demek ki çok kapsamlı ve ileri teknik-teknolojik boyutları olan bir gelişme söz konusu burada. Öte yandan Madde 4’te; "Adres Bilgileri" şu şekilde açıklanıyor:

"Numaralama işlemlerinde kullanılan unsurlar; posta kodları, il, ilçe, bucak, köy ve mezra isimleri, mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak isimleri ile sabit tanıtım numarası ve bina numarası gibi adres verileri ile tanımlanan coğrafi konum, kişisel ve kurumsal adres bilgisine ulaşmak için gerekli olan bilgileri" ifade eder.

Ülkemizde 3.200’den fazla belediye olduğunu ve "Yönetmelik" köyleri ve mezraları da kapsadığına göre yürütülecek çalışma, sadece "çok kapsamlı" değil, "Olağanüstü Kapsamlı" bir çalışma.

Peki bu "Yönetmelik"te "Yetkili İdare" kim?  Madde 4 bunu da açıklıyor.

"Yetkili İdare: Belediye sınırları ve mücavir alan sınırları içinde belediyeyi, Büyükşehir belediye sınırları içinde Büyükşehir belediyesini, bu alanlar dışında il özel idaresini", ifade eder.

Madde 7. "Ulusal Adres Veri Tabanı’nın Kurulması" adı altında şu bilgileri veriyor:

"Ulusal Adres Veri Tabanı, numaralama işlemlerini takiben doldurulan adres formlarının yetkili idare tarafından, ülkedeki tüm adreslerin kaydının tutulduğu Genel Müdürlükte bulunan Ulusal Adres Veri Tabanına işlenmesi suretiyle oluşturulur. Ulusal Adres Veri Tabanına erişim imkanı bulunmayan yetkili idarelerin numaralama işlemlerini takiben oluşturdukları adres formlarının Ulusal Adres Veri Tabanına işlenmesi, ilgili yerleşim yerinin ilçe nüfus müdürlüğünce yapılır".

Ve aynı "Yönetmelik"te "Genel Müdürlük"; "Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü" olarak tanımlanıyor. (Madde 4)

Yürütülecek işlemler; önce "Numaralama" olarak başlatılıyor.

Numaralama; "Adreslerin tanımlanması ve adres bileşenlerinin yer aldığı levhaların oluşturulup adrese ulaşmaya imkan sağlayacak yerlere asılması işlemleri"dir.

Numaralama işlemlerinden sonra "Adreslerin aktarılacağı "Adres Formları" hazırlanır.

"Adres Standardı" (Madde 5) ise şöyle:

"Adres standardı; il, ilçe, bucak, köy, mezra, belediye adı; mahalle adı ve sabit tanıtım numarası, meydan, bulvar, cadde, sokak ve küme evlerin adı ve sabit tanıtım numarası ile site, blok, mevki adı, dış kapı numarası, iç kapı numarası, posta kodu bileşenlerinden oluşur".

Demek ki "Numaralama" ve "Adres Formları"nın hazırlanması işlerini, tüm bilgilerin "Yetkili İdareler" tarafından "Ulusal Adres Veri Tabanı"na işlenmesi işlemleri takip ediyor.

"Yetkili İdare"; sorumluluğu altındaki adresleri "Ulusal Adres Veri Tabanı"na çevirerek adres kayıtlarını oluşturduktan sonra, ayrıca güncellemekle de sorumlu. (Madde 8)

"Numaralama ve Adres Levhaları’nın Hazırlanması" işlerinden "Yetkili İdareler"; "Levhaların Korunması"ndan ise "Mahalle ve Köy Muhtarları, Yetkili İdareler ve Bina Sahipleri" sorumlu. (Madde 21, 22, 23)

Numaralama İşleri’nin Takibi ise; İçişleri Bakanlığı Mahalli idareler Genel Müdürlüğü’nün Koordinasyonu’nda "Valilik ve Kaymakamlıklar"ca yapılacak (Madde 23)

Madde 24 ve Madde 39 arasında yer alan maddelerde "Ad veya Numara Verilmesi’nde Uyulması gerekli Esaslar" ayrıntılı olarak açıklanıyor. Tüm bu çalışmalar sonucunda oluşacak "Ulusal Adres Veri Tabanı"na  erişimi; adres bilgisini kullanacak kurum ve kuruluşlarla "Genel Müdürlük" arasında yapılacak bir "Protokol" çerçevesinde sağlanabiliyor.

Bir kere daha vurgulayalım;

"Adres ve Numaralamaya İlişkin Yönetmelik" illeri, ilçeleri, bucakları köy ve mezraları ile Türkiye’deki tüm yerleşim birimlerini, valilikleri, kaymakamlıkları, belediyeleri, muhtarlıkları ile çok geniş bir  iaderi yapıyı kapsayan "Olağanüstü" büyük ve önemli bir çalışmayı öngörüyor. Bir Yandan "Numaralama", "Levhaların Hazırlanması", "Levhaların Korunması", "Numaralama İşleri’nin Takibi" gibi emek-yoğun;  diğer yandan "Adres Formları"nın doldurularak "Ulusal Adres Veri Tabanı"na erişilip aktarılması, ve bu bilgilerin güncellenmesi gibi daha "...." işlemleri kapsıyor.

Dolayısıyla burada, aynı zamanda "Olağanüstü Etkin" bir "eşgüdüm"de gerekli.

Burada, bu önemli konuyla ilgili olarak saygın bir uzman kişinin İnşaat Yüksek Mühendisi Sayın Tarhan Erdem’in 21 Ağustos 2006 Tarihli Radikal Gazetesi’nde yer alan "Adres Veri tabanı" başlıklı yazısından  şu çarpıcı alıntıyı yapmak istiyoruz:

"’Ulusal adres veri tabanı’nın oluşturulması kolay değildir. Önce ’adres’i oluşturan verilen standartlaştırılması ve yaşanan her yerin bu standartlara adlandırılması ve numaralanması gerekir.

Çevrenize bakınız, kapı numaralarının, sokak isimlerinin her yerde aynı geçerli bir kurala uyarak yazılmadığını görürsünüz. İşte bu ihtiyacı karşılamak için, İçişleri Bakanlığı geçen ayın sonunda, ’Adres ve Numaralamaya İlişkin’ Yönetmeliği yayımladı. (31 Temmuz) Bu yönetmeliğin amacı, "Binaların numaralandırılması, numaralandırılan binalara ait adreslerin Ulusal Adres Veri Tabanı’na işlenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemektir. Yönetmelikte, mahalle ve yol adlandırma, bina numaralama örnek ve resimlerle anlatılmıştır.

Numaralama çalışmalarının önümüzdeki yılın ilk aylarına kadar bitirilmesi öngörülmektedir. Düzenleme belgeleri yürürlüğe konulmuş, vali ve belediye başkanlarına kurs verilmiş olmakla birlikte, adres yazımı birlikteliğinin sağlanması ve ulusal adres veri tabanının kurulması hemen görülmeyecek zorluklarla karşılaşılacaktır.

Bu işin, ’2007 başlarında bitirilmesi’ zor değil imkánsızdır. ’Bitirildi’ raporu alınır ama gerçekte henüz başlanmamış birçok yer kalmıştır! Böyle projelere, ’Amaç’ maddesi yazmak kolaydır. Amaçla birlikte geliştirilmiş adımlar ve işlemler, ayrıntısına kadar düşünülüp planlanmamışsa, proje kolaylıkla bulunan bahanelerle ’ertelenir’; sonra ’yenilenir’; bunları yeni toplantılar, demeçler, yönetmelikler izler.

Ben, benzer bütün projeler için geçerli bir hususu yine hatırlatmak istiyorum:

Çok geniş alanda yürütülecek, bütün toplumun katkısına muhtaç projelere; konuyu tarihçesinden başlayıp, gerekçelerinin ve değişik görüşlerin yazıldığı, çözüm seçeneklerinin irdelendiği bir ’Beyaz Kitap’ yayınıyla başlanmalıdır.

Ulusal Adres Veri Tabanı Projesi, her yanı görülüp bilinerek başlanması gereken bir projedir. Gazetelerin çok yer vermemesine bakmayın, bu proje AB standardına yaklaşmanın ve sokağa çıkma yasağı konulmadan sayılmanın ilk ve olmazsa olmaz adımıdır".

Sektör firmaları yönetmeliği nasıl değerlendiriyor?

"Adres ve Numaralamaya İlişkin Yönetmelik"in yürürlüğe girmesi dolayısıyla, belediyelere bu konuda hizmet sunan firmalara; konuyu nasıl değerlendirdiklerini,  

"Numarataj Ğ Adres Bilgi ve Yönetim Sistemi" çözümlerinin neler olduğunu ve varsa referanslarını sorduk.

Firmalardan gelen yanıtlara önümüzdeki sayıda detaylı olarak yer vereceğiz. Bu firmalar şöyle; Litera Yazılım, İşlem GIS,  MNG Bilgisayar A.Ş., NetCad A.Ş. ve Universal Bilgi Teknolojileri.









































n Bu uygulama hakkında bir belediyenin bizi araması üzerine bilgi sahibi olabildik. Şaşkınlık içinde onlar da ne yapacaklarını düşünüyorlardı.

Bu tür bir uygulama, ön hazırlıkları yapılmadan, standartlar belirtilmeden durdurma anlamına gelir ki uygun bulmuyorum. Öncelikli olarak bir heyet kurulması gereklidir. Bu grup; akademisyen, kamu ve özel sektör temsilcilerinden oluşabilir ve konuyu enine boyuna tartıştıktan sonra ne yapılacağına karar verir. Bundan sonra belediyeler işlerinizi durdurun diye değil, şu koşullarda yaptırın diye bir yazı gönderilebilirdi.



Keşke bu genelge daha özenli düşünülerek

hazırlansaydı





Maalesef "Ankara" bunu hep yapıyor. Bundan bir kaç ay önce de Sn. İçişleri Bakanımızın imzası ile tüm belediyelere bir genelge gönderilmişti. Genelge de bir tek kişinin ismi verilmiş ve tüm BT Projeleri’nde bu kişinin görüşü alınmadan işlem yapılmaması istenmişti. Dünya ve ülke gerçeklerinden uzak, art niyet aranabilecek nitelikte bir genelge idi ve unutuldu gitti. Ancak devletin olması gereken saygınlığına ve de tarafsızlığına bir miktar zarar verdi.

Bu genelge de sanırım, meramını iyi anlatamamış, kaş yapayım derken göz çıkarmış bir genelge. Eğer çağdaş bir devlet olacak ve yerinden yönetime özen gösterip, rekabeti savunacak isek devlete ve onun kurumlarına düşen bu işin kurallarını koymak ve denetlemektir. Nedir kurallar? Standartlardır. Yani veri standardı ve veri değişim standardıdır. Avrupa ve Amerika’ya baktığımız da bizden çok daha fazla firmanın aynı sektörde faaliyet gösterdiğini ve büyük bir rekabet içinde pazarda var olmaya çalıştığını görüyoruz. Ancak orada, ülkemizden farklı olan 2 konu var. Birincisi; Gelişmiş Standartlar. İkincisi ise bunları ve de firmaların ürünlerini denetleyen, sıralayan, değerlendiren bağımsız kuruluşlar.

Sanırım bu genelgenin arkasından daha açıklayıcı bir genelge mutlaka gelecektir. Aldığımız duyumlar da bu yöndedir. Gelecek olan genelge ile DPT’nin ne yapmaya çalıştığının daha iyi açıklanacağını ve amacının standartları belirlemek ve uygulatmak olduğunun vurgulanacağını umut ediyoruz. Söz konusu genelge; ihale süreci devam eden birçok işe engel olması bir yana, yarattığı kafa karışıklığı ile özel sektör bilinci tam oturmamış ülkemizde arz ile talep arasında zaten var olan güven sorununun artmasına sebep olmuştur. Keşke bu genelge "ben yaptım oldu" düşüncesi ile değil de daha özenli düşünülerek hazırlansa idi. Çünkü uzun zamandır uğraşılmış ve bir noktaya gelmiş işler veya mevsimsel şartlara göre yaz aylarının çok iyi değerlendirilmesi gereken birçok proje kesintiye uğramıştır.

 Biz Universal olarak, her zaman rekabetten yana bir firma olarak, temiz rekabetin ancak kuralları iyi belirlenmiş bir oyunda mümkün olabileceğinin bilinci ile oluşturulacak standardın uygulayıcısı olacağız. Ancak standartların dünyadan kopuk, realiteden uzak olmaması, sektördeki firmalara ve bunların ürünlerine eşit mesafede durması şartı ile. Bu konuda yani (Coğrafi Bilgi Sistemleri) faaliyet gösteren birçok uluslararası bağımsız kuruluşun benimsediği standartların benimsenmesi ülkemizin menfaatine de olacaktır.



CBS, merkezi

yapılanmayla daha

kolay çözülür





Kamu’nun yetki ve görev dağıtımındaki açık noktalardan dolayı birçok yerel yönetim, büyükşehir idaresi ile Tapu Kadastro’nun yapması gereken asli vazifeleri durumdan vazife çıkararak kendileri üzerlerine almışlardır.

Bence CBS gibi bir konunun merkezi bir yapılanma ile daha kolay çözüleceğine inanıyorum.

Dolayısıyla adı geçen uygulamanın; DPT önderliğinde Tapu Kadastro, Büyükşehir, İlçe / Belde belediyelerinin ortak çalışması ile katmanlı bir yapıda gerçekleşmesinin faydalı olduğunu düşünmekteyim".



Koordinasyon

görevinin DPT

tarafından

yürütülebileceğinin bir ifadesi olarak

değerlendiriyoruz







T.C. İçişleri Bakanlığı, Bilgi İşlem Daire Başkanlığından, 81 İl Valiliğine, 27.06.2006 tarih ve BO5OBİD0000004/325 sayılı, "e-Devlet Uygulamaları" konulu, Bakan adına Müsteşar Şahabettin HARPUT imzalı bir yazı gönderilmiştir.

Söz konusu yazıda; "Başbakanlıkça yürütülen "e-Dönüşüm Türkiye" projesi kapsamında bazı İllerimizin Coğrafi Bilgi Sistemini kurma çalışmalarını başlattıkları ve bu konuda Bakanlığımızdan idari/teknik destek talep ettikleri yapılan başvurular sonucu anlaşılmıştır", denmekte ve "É. CBS kurulması işinin DPT Müsteşarlığınca tek elden yürütüleceği, bu nedenle İl Valilikleri ve Belediyelerin bu yönde herhangi bir tasarrufta bulunmamaları gerektiğiÉ."  belirtilmiştir. Yani gerçekten böyle bir uygulama mevcuttur.

İllerde ve bağlı belediye başkanlıklarında gereksinim duyulan, "CBS kurulması işinin DPT Müsteşarlığınca tek elden yürütülemeyeceği", düşüncesi, konunun aşağıdaki bilgiler ışığında ele alınması halinde, bu alandaki ilgili her uzman tarafından kabul görecektir.



ç 58. Hükümet tarafından hazırlanan Acil Eylem Planında e-Dönüşüm Türkiye Projesi’ne yer verilmiş, söz konusu proje ile ilgili olarak DPT Müsteşarlığı görevlendirilmiştir.

ç e-Dönüşüm Türkiye Projesi’nin yürütülmesinde, e-Avrupa+ girişimi sonrası başlatılan e-Türkiye Girişimi kapsamında oluşturulan çalışma grupları koordinatörleriyle 28 Mart 2003 tarihinden itibaren yapılan çalışmalar, Kısa Dönem Eylem Planının (KDEP) hazırlanması ile sonuçlanmıştır.

ç e-Dönüşüm Türkiye Projesi Kısa Dönem Eylem Planı, 4.12.2003 tarih ve 2003/48 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile hayata geçirilmiştir.

Bunlardan 47 numaralı, "Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi’nin oluşturulabilmesi için bir ön çalışma yapılması" adlı eylemden Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü sorumlu tutulmuş; DPT, TSE, Harita Genel Komutanlığı ve İlgili Diğer Kamu Kurum ve Kuruluşları da "İşbirliği Yapılacak Kuruluşlar" olarak görevlendirilmiştir.

ç Kısa Dönem Eylem Planı’ndaki eylemlerden sorumlu olan kuruluşlar, sorumlu oldukları eylemlerin gerçekleşme durumuyla ilgili olarak hazırladıkları ilerleme ve değerlendirme raporlarını, ilki Mart 2004’te olmak üzere her üç ayda bir (Mart, Haziran, Eylül, Aralık) Devlet Planlama Teşkilatına iletmişlerdir.



Sonuçta, Belediyeler, Üniversiteler, Kamu ve Özel Sektör kuruluşu temsilcileri, TMMOB’ ye bağlı, başta Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası olmak üzere ilgili diğer odaların katılımı ile gerçekleştirilen çalışma süreçlerinde, DPT’ nin de aktif rol aldığı görülmektedir.

Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 2005 yılı programında ayrıca CBS teknolojisi ülkemizde kamu kesimi ve özel kesimde değişik amaçlarla kullanılmaya başlandığı, ancak bu çalışmaların birbirinden bağımsız yürütülmekte olduğu, kurum ve kuruluşlar arası koordinasyon eksikliği bulunduğu, Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi’ni (TUCBS) oluşturma çalışmaları ile harita, tapu ve kadastro hizmetlerinde, uzaktan algılama yönteminden yararlanma faaliyetlerine devam edildiği de belirtilmiştir.



ç 5393 sayılı Belediye Kanunu, Belediyenin görev ve sorumlulukları (1), Madde 14- Belediye, mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla; "a) İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri;É yapar veya yaptırır ..."

ç 15 Temmuz 2005 tarih ve 25876 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Büyük Ölçekli Harita ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği ve eki Obje katalogu,

ç 25 Nisan 2006 tarih ve 5490 Sayılı "Nüfus Hizmetleri Kanunu" ve bu kanun gereği 31.07.2006 tarih 26245 sayılı Resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren "Adres ve Numaralamaya İlişkin Yönetmelik.

gibi yasal düzenlemeler yürürlüğe girmiş olup, e-Dönüşüm Türkiye Projesi’nin yürütülmesinde ve "e-Avrupa+" girişiminde arzu edilen düzeye erişilebilmesi için başvurulacak en önemli araçlar olarak görülmektedir.

Ayrıca belediyeler, kamu ve özel sektör kurumlarının kendi iç işleyişlerinde ve kurumlarla bütünleşme ve veri değişimi yapmaya hazırlıklı olmaları anlamında yapmaları gereken çalışmalar ve uyulması gereken standartlardan bir bölümü tanımlanmış olup, 2005/20 sayılı "Birlikte Çalışabilirlik Esasları, Rehberi"ne konu Başbakanlık Genelgesinde; "Merkezi ve yerel düzeydeki tüm kamu kurum ve kuruluşlarınca yeni kurulacak bilgi sistemlerinde, Rehber’de yer verilen esas ve standartlara uyulması zorunludur."

Şeklindeki ifadelerle konuya daha da netlik kazandırılmıştır.



Sonuç; T.C. İçişleri Bakanlığı, Bilgi İşlem Daire Başkanlığı’ndan, 81 İl Valiliğine, "e-Devlet Uygulamaları" konusunda, "Başbakanlıkça yürütülen "e-dönüşüm Türkiye" projesi kapsamında, CBS kurulması işinin DPT Müsteşarlığınca tek elden yürütüleceği, bu nedenle İl Valilikleri ve Belediyelerin bu yönde herhangi bir tasarrufta bulunmamaları gerektiği"  şeklindeki yazı dışında, DPT’ nin "CBS kurulması işinin DPT Müsteşarlığınca tek elden yürütüleceği" konusunda herhangi bir kaynakta yayınlanmış bir görüşü veya sözkonusu yazıya bir açıklaması bulunmamaktadır.

Yukarıda özetlenen, Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi oluşturulabilmesi için yürütülen çalışma bilgilerinden ve gelişmelerden anlaşılacağı gibi; illerde ve bağlı belediye başkanlıklarında gereksinim duyulan, CBS kurulması işinin DPT Müsteşarlığınca tek elden yürütülemeyeceği, ancak açıkça gözlenen kurum ve kuruluşlar arası koordinasyon eksikliğinin giderilmesi yönünde, bu konudan sorumlu kurumsal yapılanma tamamlanıncaya kadar, koordinasyon görevinin DPT Müsteşarlığı’nca yürütülebileceğinin bir ifadesi şeklinde değerlendirmek mümkündür.



DPT tarafından

yapılmak istenenin "düzenleme ve

standardizasyon"

olduğunu

düşünüyoruz











































Bu içerikte bir yazının belediyelere gönderildiğine ilişkin duyumunuz var. Böyle bir uygulama ile DPT’nin; belediyelerin yerine getirmekle yükümlü olduğu "Coğrafi Bilgi Sistemleri" kurmaları ile ilgili olarak, standartları tespit etmek istediğini; Coğrafi Bilgi Sistemi içerisinde yer alması gereken teknolojik unsurları tanımlayarak, kapsam ve içerik bakımından gerekli şartları oluşturarak Ulusal Bilgi Sistemi bütünlüğünü oluşturmak istediğini algılıyoruz.



Esasen Modern bir Kent Bilgi Sistemi uygulamasında, Coğrafi Bilgi Sistemi uygulamalarının, bütünün sadece bir parçası olduğunu da önemle vurgulamak isteriz. Sağlıklı bir Kent Bilgi Sistemi için; sağlıklı bir kent envanteri çalışmasından başlayarak; belediyeler bünyesinde yürütülen faaliyetlere ilişkin tüm sözel uygulamaların, mülkiyete ilişkin tüm grafik uygulamaların, veri sağlığı çalışmalarının, yerel hizmetleri içeren ve diğer kamu kuruluşlarınca yürütülen faaliyetlerin, entegratif bir yaklaşımla sisteme dahil edilmesinin, elektronik arşivleme çalışmalarının, interaktif işlemler olarak e-belediye uygulamalarının ve daha birçok detay uygulamanın birlikte yapılması gerekliliğini dikkatlere sunmak isteriz.

Yukarıda tanımlamaya çalıştığımız iş süreçleri; belediye bünyesinde ve idari sınırlar içerisindeki alanda, çok sayıda insan gücünün fiilen katıldığı uzun bir çalışma dönemi gerektiren(ortalama 1 yıl) yoğun ve kapsamlı süreçlerdir.



Bu uygulamaların bir merkezden yürütüleceğine ilişkin tasarruf; açıklamaya çalıştığımız nedenlerle tarafımızca anlaşılamamıştır.

Dikkate alınması gereken bir diğer unsur; Coğrafi Bilgi Sistemi kurulmasından kastedilen (Kent Bilgi Sistemi) kurulması ise yalnızca bir yazılım standardı tespitinden ibaret değildir. Aylarca süren ve çok sayıda uzman kişinin, sahada fiilen çalışmak zorunda olduğu multidisiplinel bir iştir. Belediye ile yüklenici arasında yoğun bir işbirliğinin ve ortak çalışmanın yaşamsal seviyede gerekli olduğu bir süreçtir.

Bahsedilen tebliğ, tarafımızca, bu nedenlerle, DPT tarafından yapılmak istenen bir düzenleme ve standardizasyon çalışması olarak algılanmaktadır.

"Genelge" çerçevesinde görüş ve değerlendirmeleri "olduğu gibi" aktardık. İlgililerinin de  bu değerlendirmeleri okuyarak yararlanacaklarını umut ediyoruz.

DPT’nin CBS

standartlarını

belirlemesi daha

yerinde olacaktır

"5393 Sayılı Belediye Kanunu’na göre belediyelerimizin yerine getirmekle yükümlü oldukları ’Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS)’ kurulması konusunun DPT Müsteşarlığı’nca tek elden yürütüleceği ve dolayısıyla belediyelerin bu yönde herhangi bir tasarrufta bulunmamaları gerektiği" şeklindeki uygulama İçişleri Bakanlığı tarafından 27/06/2006 tarihinde 81 il valisine duyurusu yapılarak başlatılmıştır.

İçişleri Bakanlığı’nın B050BİD0000004/325 sayı ve e-Devlet uygulamaları konu başlıklı yazısında; CBS kurulması konusunda illerden gelen idari ve teknik destek taleplerine vurgu yapılarak;

"É CBS konusunun DPT Müsteşarlığı’nca tek elden yürütüleceği, her ilin ayrı ayrı CBS kurmasının ileride bazı teknik ve idari sorunlara yol açabileceği, bu nedenle il valilikleri ile bağlı belediyelerin bu yönde herhangi bir tasarrufta bulunmamaları gerektiği belirtilmiştir" denilmektedir.

Çeşitli amaçlarla kullanılan CBS, konumuz belediyeler ve  e- belediye olduğunda; kapsam, teknoloji ve organizasyon farklılıkları göstermektedir. Farklı sektörlerde CBS çalışmaları, CBS araçlarının üzerinde yapılırken, e-belediye yapılanmasında CBS’nin mevcut verileri kullanabilme özelliği olmazsa olmazdır. Yani yeni veri girişleri yanı sıra, belediyelerin elinde var olan veri yapısını kullanabilmesi gerekmektedir. Sağlıklı veri toplamanın zor ve pahalı olduğu ülkemizde belediyelerin CBS ve Yönetim Bilgi Sistemi’nin ortak veri tabanındaki verilerini organize ederek, kent yaşamına yönelik politikaları oluşturmaları mümkündür. Bunun için uygun araçların tercih edilmesi halinde, DPT’nin CBS çalışmalarını tek elden sürdürmesi yerine, CBS Standartlarını belirlemesi daha yerinde olacaktır. Ayrıca, bu konuda oldukça yol kat etmiş ve yeni başlamış projelerin durumlarının da açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

Sonuç olarak, e-belediye ve KBS kapsamında, belediyeler için CBS tanımı ve tasarımı doğru yapılmalıdır.  Belediyelerde, güncellemenin sürekli olduğu, diğer kent kurumları ile bilgi paylaşımının yapılabildiği, grafik veriler ile sözel verilerin  entegre çalışabildiği yapılarda CBS’nin kullanılabilirliği ve e-devlete eklemlenmesi mümkündür". n

Etiketler


Slider Altına