'UZAY GEMİSİ DÜNYA' Batıyor mu ?
"Birey bu gezegenin kendi kendini yok etmesini önlemek için ne yapabilir? Ben tek bir çözüm görüyorum: Tüm Dünya Bu İşe Kalkışmalı".
Çok çarpıcı değerlendirmeleri içeren eserinde Toscani, Paris’te yapılan bir basın toplantısı ile ilgili olarak şöyle diyor: "Hava elektrikli. Kampanyamızın ideolojik içeriği, hazır bulunan gazetecileri hem heyecanlandırıyor, hem sinirlendiriyor. Bir tanesi soruyor bize, <B>’Sizce Bir Özel İşletmenin Görevi, Toplumsal Ahlak ve Bilinci Üstlenmek midir?’".</B>
Bu soruyu şöyle yanıtlıyor Toscani: "Peki Neden Olmasın"? Gerçekten de "Neden Olmasın"? Evet; Günümüzün çağdaş özel sektör kuruluşları artık "Toplumsal Ahlak ve Bilinci Üstlenmek Zorunda".
Açıktır ki bugün tüm iş dünyası ikiye ayrılan bir yol ağzında. Bu yollardan biri doğayı, insanı ve geleceği inkar yolu; maddi ve manevi yıkım yolu. Diğeri ise, üzerinde yürüyeceklerden yalnız cesaret, bilinç, girişim ruhu, dinamizm ve yaratıcılık değil, daha da önemlisi <B>"Sorumluluk", "Kurumsal Toplumsal Sorumluluk"</B> isteyen; <B>"doğadan, insandan, istihdamdan, adil paylaşımdan, gençlikten ve gelecekten yana"</B> olanların yolu.
Piyasa Ekonomisi’nin Geleceğini "Kurumsal Toplumsal Sorumluluk Yolu"nu Seçenler Belirleyecek.
"İkiye Ayrılan Yol Ağzındayız" deyince, Amerikalı büyük Şair ROBERT FROST’un "The Road Not Taken" adlı şiirini anımsamamak mümkün mü ?
"THE ROAD NOT TAKEN</B>
Two roads diverged in a yellow wood / And sorry I could not travel both / And be one traveler, long I stood / And looked down one as far as I could / To where it bent in the under growth;
I shall be telling this with a sigh / Somewhere ages and ages hence : / Two roads diverged in a wood, and I / I took the one less travelled by / And that has made all the difference".</B>
Kuşkusuz, doğru yolu seçerken, kaygılarımız, endişelerimiz, şüphelerimiz, maddi- manevi zaaflarımız karşısında, "Adam sen de, bana ne, aldırmam" diyebiliriz.
O zaman, büyük insan MEHMET AKİF’in şu sözlerini bir kere daha hatırlamamız ve hatırlatmamız gerekmiyor mu?
"Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim. / Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. / Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım: / Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım".
Evet aldıracağız ve uyumayacağız. Çünkü gidecek çok yolumuz var; FROST’un: (Stopping by Woods an a Snowy Evening) adlı şiirinde dediği gibi "The woods are lovely, dark and deep, / But I have promises to keep / And miles to go before I sleep / And miles to go before I sleep".
Peki uyursak ne olacak? Uyuduğumuz için ne oluyor? "Uyanmak İçin Uyarmazsak" ve "Uyarmak İçin Uyanmazsak" ne olacak, ne oluyor?
Tek bir yanıtı var bu soruların: "Uzay Gemisi Dünya Batacak ve Batıyor".
Dr. Müh. SEDAT ÖZKOL
Çok çarpıcı değerlendirmeleri içeren eserinde Toscani, Paris’te yapılan bir basın toplantısı ile ilgili olarak şöyle diyor: "Hava elektrikli. Kampanyamızın ideolojik içeriği, hazır bulunan gazetecileri hem heyecanlandırıyor, hem sinirlendiriyor. Bir tanesi soruyor bize, <B>’Sizce Bir Özel İşletmenin Görevi, Toplumsal Ahlak ve Bilinci Üstlenmek midir?’".</B>
Bu soruyu şöyle yanıtlıyor Toscani: "Peki Neden Olmasın"? Gerçekten de "Neden Olmasın"? Evet; Günümüzün çağdaş özel sektör kuruluşları artık "Toplumsal Ahlak ve Bilinci Üstlenmek Zorunda".
Açıktır ki bugün tüm iş dünyası ikiye ayrılan bir yol ağzında. Bu yollardan biri doğayı, insanı ve geleceği inkar yolu; maddi ve manevi yıkım yolu. Diğeri ise, üzerinde yürüyeceklerden yalnız cesaret, bilinç, girişim ruhu, dinamizm ve yaratıcılık değil, daha da önemlisi <B>"Sorumluluk", "Kurumsal Toplumsal Sorumluluk"</B> isteyen; <B>"doğadan, insandan, istihdamdan, adil paylaşımdan, gençlikten ve gelecekten yana"</B> olanların yolu.
Piyasa Ekonomisi’nin Geleceğini "Kurumsal Toplumsal Sorumluluk Yolu"nu Seçenler Belirleyecek.
"İkiye Ayrılan Yol Ağzındayız" deyince, Amerikalı büyük Şair ROBERT FROST’un "The Road Not Taken" adlı şiirini anımsamamak mümkün mü ?
"THE ROAD NOT TAKEN</B>
Two roads diverged in a yellow wood / And sorry I could not travel both / And be one traveler, long I stood / And looked down one as far as I could / To where it bent in the under growth;
I shall be telling this with a sigh / Somewhere ages and ages hence : / Two roads diverged in a wood, and I / I took the one less travelled by / And that has made all the difference".</B>
Kuşkusuz, doğru yolu seçerken, kaygılarımız, endişelerimiz, şüphelerimiz, maddi- manevi zaaflarımız karşısında, "Adam sen de, bana ne, aldırmam" diyebiliriz.
O zaman, büyük insan MEHMET AKİF’in şu sözlerini bir kere daha hatırlamamız ve hatırlatmamız gerekmiyor mu?
"Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim. / Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. / Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım: / Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım".
Evet aldıracağız ve uyumayacağız. Çünkü gidecek çok yolumuz var; FROST’un: (Stopping by Woods an a Snowy Evening) adlı şiirinde dediği gibi "The woods are lovely, dark and deep, / But I have promises to keep / And miles to go before I sleep / And miles to go before I sleep".
Peki uyursak ne olacak? Uyuduğumuz için ne oluyor? "Uyanmak İçin Uyarmazsak" ve "Uyarmak İçin Uyanmazsak" ne olacak, ne oluyor?
Tek bir yanıtı var bu soruların: "Uzay Gemisi Dünya Batacak ve Batıyor".
Dr. Müh. SEDAT ÖZKOL