'e-Belediye'de 'Dişil Yönetişim' Ya da Tövbekar Bir 'Eril Yönetici'nin İtirafları
Öte yandan böylesine kapsamlı bir sürece uyum sağlayabilmeleri için yine tüm kurum ve kuruluşların ve kuşkusuz belediyelerin, özgün bir dönüşümden geçmelerinin zorunlu olduğu vurgulanıyor ve bu dönüşüme, genellikle "e-Dönüşüm" adı veriliyor.
Bununla beraber; yaşanılan sürecin olağanüstü karmaşıklığına rağmen; sosyal / kültürel / etik / hukuki / idari / siyasi / ekonomik / teknik bileşenleri olan "Küreselleşme Olgu / Süreci"ne uyum sağlayabilmenin "Olmazsa Olmazı" diye tanımlanan "e-Dönüşüm"den, içinde yaşadığımız "Erkek Egemen (Eril) İş Ğ Çalışma Ğ Hizmet Dünyası"nda ve belediyelerde de "Erkek Yöneticiler" tarafından anlaşılan "eŞ elektronik" olmaktan öteye gitmiyor, gidemiyor. Kuşkusuz, böylesine tek yanlı, dar görüşlü, çarpıcı bir yaklaşım da, yine bütünüyle "eril" bir yaklaşımdır.
Oysa; uzun yıllar temelde "Eril Yönetici" olarak çalışmış bir "Tövbekar" olarak ben; kamu, yerel yönetimler, belediyeler, özel sektör, üniversite, sivil toplum kuruluşu, yurtiçi ve yurtdışı, ulusal ve uluslararası yönetim görevlerini kapsayan "40" yıllık bir mesleki Ğ akademik Ğ uygulamalı birikim ve deneyimle, "e-Dönüşüm"ü, birbirinin olamazsa olmazı, birbirinin bütünleyicisi etik + ekolojik + ergonomik + estetik + elastik + ekonomik + elektronik "7e" bileşeninden oluşan bir bütünlük olarak tanımlıyor ve bu tanımlamaya "7e Paradigması" ya da "Dişil Yönetişim" adını veriyorum.
Daha açık bir anlatımıyla, içinde bulunduğumuz dünyada kadınların öncülük etmesi gereken "e-Dönüşüm"ün bütünüyle, "Dişil" bir "Dönüşüm"e karşılık düştüğüne inanıyorum.
Çünkü; tüm bilimsel çalışmaların ve nesnel - tarafsız gözlemlerin de açıkça ortaya koyduğu gibi "5I Ş Imagination + Intuition + Inventiveness + Innovation + Involvement" yetenekleriyle kadınlar erkeklerin açık ara önünde.
Ve ancak böyle bir "Dişil Yönetişim Paradigması", yaşama geçirildiğinde; bugün belediyelerde de büyük ölçüde "Ayırımcı / Dışlayıcı / Dayatmacı / Çatışmacı / Katı / Kapalı / Tutucu / Savurgan / Ben Merkezci / Küçümseyici / Kırıcı / Tekelci / Kayırıcı / Cezalandırıcı / Verimsiz / Reaktif " olan "Çağdışı Eril Yönetim"in yerini "Kucaklayıcı / Paylaşımcı / Güler Yüzlü / Hoşgörülü / Oydaşmacı / Açık / Esnek / Tutumlu / Yenilikçi / Özendirici / Kompleksiz / Proaktif"; "Çağdaş Dişil Yönetişim" alacak.
Böylece; "Belediye Çalışanı"ndan "İç Sosyal Paydaş"a, "Belediye Tedarikçisi"nden "Dış Sosyal Paydaş"a, "Hemşehri Ğ Kentli"den "Ayrıcalıklı Dış Sosyal Paydaş"a, "Yetkilendirme’den Yetkelendirme"ye, "Geleneksel Teknoloji"den "Yeşil Teknoloji"ye / "Dişil Teknoloji"ye dönüşmüş olacağız.
Onun içindir ki; özellikle ABD’de hem toplumun hem de tek tek kişilerin, bireylerin yararları gözetilerek; yukarıda tanımlanan gerçeklerin ışığında kadın yöneticilerde ya da kadın yönetici adaylarında; uzun yıllardır "Erkek Egemen İlişkiler" çerçevesinde baskı altında tutulan, hatta inkar edilmek istenen "Dişil Yönetişim" özellik ve yeteneklerinin işlerlik ve işlevsellik kazanması için; "Farkındalık Yaratma" (Raising Awareness) çalışmalarına büyük önem ve yer veriliyor. (*)
Belki "50" sene sonra bize de sıra gelir. Yoksa Sabancı’nın "Kadın Dostu Kentler" Projesi "Dişil" bir yaklaşımın ürünü mü?
(*) "Dişil Yönetişim"i gerçekleştirmesi için kişinin mutlak "Dişi" olması gerekmez. "Erkek Egemen" toplumun koşullandırmalarının aşmış, aşabilmiş her erkeğin çalışma özellikleri artık "eril" değil, "dişil"dir.
Dr. Müh. SEDAT ÖZKOL
Bununla beraber; yaşanılan sürecin olağanüstü karmaşıklığına rağmen; sosyal / kültürel / etik / hukuki / idari / siyasi / ekonomik / teknik bileşenleri olan "Küreselleşme Olgu / Süreci"ne uyum sağlayabilmenin "Olmazsa Olmazı" diye tanımlanan "e-Dönüşüm"den, içinde yaşadığımız "Erkek Egemen (Eril) İş Ğ Çalışma Ğ Hizmet Dünyası"nda ve belediyelerde de "Erkek Yöneticiler" tarafından anlaşılan "eŞ elektronik" olmaktan öteye gitmiyor, gidemiyor. Kuşkusuz, böylesine tek yanlı, dar görüşlü, çarpıcı bir yaklaşım da, yine bütünüyle "eril" bir yaklaşımdır.
Oysa; uzun yıllar temelde "Eril Yönetici" olarak çalışmış bir "Tövbekar" olarak ben; kamu, yerel yönetimler, belediyeler, özel sektör, üniversite, sivil toplum kuruluşu, yurtiçi ve yurtdışı, ulusal ve uluslararası yönetim görevlerini kapsayan "40" yıllık bir mesleki Ğ akademik Ğ uygulamalı birikim ve deneyimle, "e-Dönüşüm"ü, birbirinin olamazsa olmazı, birbirinin bütünleyicisi etik + ekolojik + ergonomik + estetik + elastik + ekonomik + elektronik "7e" bileşeninden oluşan bir bütünlük olarak tanımlıyor ve bu tanımlamaya "7e Paradigması" ya da "Dişil Yönetişim" adını veriyorum.
Daha açık bir anlatımıyla, içinde bulunduğumuz dünyada kadınların öncülük etmesi gereken "e-Dönüşüm"ün bütünüyle, "Dişil" bir "Dönüşüm"e karşılık düştüğüne inanıyorum.
Çünkü; tüm bilimsel çalışmaların ve nesnel - tarafsız gözlemlerin de açıkça ortaya koyduğu gibi "5I Ş Imagination + Intuition + Inventiveness + Innovation + Involvement" yetenekleriyle kadınlar erkeklerin açık ara önünde.
Ve ancak böyle bir "Dişil Yönetişim Paradigması", yaşama geçirildiğinde; bugün belediyelerde de büyük ölçüde "Ayırımcı / Dışlayıcı / Dayatmacı / Çatışmacı / Katı / Kapalı / Tutucu / Savurgan / Ben Merkezci / Küçümseyici / Kırıcı / Tekelci / Kayırıcı / Cezalandırıcı / Verimsiz / Reaktif " olan "Çağdışı Eril Yönetim"in yerini "Kucaklayıcı / Paylaşımcı / Güler Yüzlü / Hoşgörülü / Oydaşmacı / Açık / Esnek / Tutumlu / Yenilikçi / Özendirici / Kompleksiz / Proaktif"; "Çağdaş Dişil Yönetişim" alacak.
Böylece; "Belediye Çalışanı"ndan "İç Sosyal Paydaş"a, "Belediye Tedarikçisi"nden "Dış Sosyal Paydaş"a, "Hemşehri Ğ Kentli"den "Ayrıcalıklı Dış Sosyal Paydaş"a, "Yetkilendirme’den Yetkelendirme"ye, "Geleneksel Teknoloji"den "Yeşil Teknoloji"ye / "Dişil Teknoloji"ye dönüşmüş olacağız.
Onun içindir ki; özellikle ABD’de hem toplumun hem de tek tek kişilerin, bireylerin yararları gözetilerek; yukarıda tanımlanan gerçeklerin ışığında kadın yöneticilerde ya da kadın yönetici adaylarında; uzun yıllardır "Erkek Egemen İlişkiler" çerçevesinde baskı altında tutulan, hatta inkar edilmek istenen "Dişil Yönetişim" özellik ve yeteneklerinin işlerlik ve işlevsellik kazanması için; "Farkındalık Yaratma" (Raising Awareness) çalışmalarına büyük önem ve yer veriliyor. (*)
Belki "50" sene sonra bize de sıra gelir. Yoksa Sabancı’nın "Kadın Dostu Kentler" Projesi "Dişil" bir yaklaşımın ürünü mü?
(*) "Dişil Yönetişim"i gerçekleştirmesi için kişinin mutlak "Dişi" olması gerekmez. "Erkek Egemen" toplumun koşullandırmalarının aşmış, aşabilmiş her erkeğin çalışma özellikleri artık "eril" değil, "dişil"dir.
Dr. Müh. SEDAT ÖZKOL