Afet Yasası’nda tüm eleştiriler dikkate alınmalı..
"Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı"nın bazı maddeleri Mart ayında Meclis'ten geçti ancak tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanamadığı için tasarı henüz yasalaşamadı. Dergimizin baskıya girdiği şu sıralarda halen Meclis gündeminde bekleyen tasarı hakkında, mülkiyet hakkını yok saydığı yönündeki eleştirileri yanıtlayan Bakan Bayraktar; “Biz afet riski altındaki binaları ve afet riski altındaki alanları dönüştürmek için bir öncelik getirmeye çalışıyoruz. İnsanların mülkiyet hakkı anayasa ile güvence altına alınmıştır. Fakat can emniyeti, yaşam hakkı, daha önemli bir haktır. Biz bu yasanın vitrinine yaşam hakkını koymak suretiyle birtakım pratiklikler, insanlarımızı koruma yönünde kolaylıklar sağlamak için önemli adımlar atacağız” diyor.
Tasarının görüşüldüğü 14 Mart tarihli TBMM Genel Kurul oturumunda muhalefet de görüşlerini kapsamlı olarak dile getirdi. CHP Grubu adına konuşan Ankara milletvekili Gökhan Günaydın, Türkiye’de kentsel dönüşümün acil bir gereksinim olduğunu, ancak kentsel dönüşüm adı altında Genel Kurul’a getirilen bu tasarıyla “yurttaşın yaşam alanlarına, doğal kaynaklara, mera, orman ve kıyılara göz koymuş” rant anlayışına destek vermelerinin mümkün olmadığını belirterek şu eleştirileri yapıyordu: “Diyelim ki siz evinizde oturuyorsunuz, birileri size diyor ki: ‘Sizin alanınız riskli mi, değil mi; bir bakın!’ Eğer siz risklilik tespitini kendiniz yaptırmazsanız Bakanlık ve TOKİ sizin alanınızda, sizin binanızda risk tespiti yapabilir. Buna itiraz edebilir misiniz? Evet, buna itiraz edebilirsiniz. Ama nereye edeceksiniz? Beş kişilik bir komisyona. Bu komisyondaki iki kişi Bakanlık görevlisi, üç kişi de Bakanlığın seçtiği öğretim üyesi. Yani, sizin evinize risk tespiti yapanların bu tespitlerine itiraz ediyorsunuz ve itiraz görüşmesini yapacak komisyon tamamen Bakanlığın emir komutası altında çalışıyor. Böyle bir itiraz mercii ancak, evlere şenlik, totaliter, sadece kendi yapmak istediğine odaklanan bir anlayış içerisinde söz konusu olabilir”.
Önümüzdeki günlerde tasarının görüşülmesine devam edilecek ve biz de gelişmeleri izliyor olacağız. Bu arada Hükümetin yasanın tanıtımını yapmak üzere Deprem Uzmanı Ahmet Mete Işıkara ve AKUT Başkanı Nasuh Mahruki ile görüşmeler yaptığını da öğrendik. Ancak umarız ki bu kadar önemli bir konuda tüm tarafların katkıları dikkate alınır ve herkes için hayırlısı olur…
***
“Herkes istediği yere istediği cami yapamayacak”
Diyanet İşleri Başkanlığı ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) arasında imzalanan protokol gereğince bundan sonra yapılacak cami projeleri, kurulacak komisyondan onay almak zorunda olacak. Haber Türk’ün Manşet Programı’na katılan MSGSÜ Dekanı Prof. Dr. Güzin Konuk, “Artık herkes gelişigüzel cami yapamayacak, cami projeleri komisyon tarafından onaylanmak zorunda” dedi.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz da söz konusu programda yaptığı açıklamada, “Gecekondu gibi ‘camikondu’lar yapıldı. Herkes istediği yere istediği camiyi yapamayacak, artık sıkı kontroller getireceğiz” dedi.
Gereği gibi uygulanırsa gerçekten de çok doğru bir karar. Atalarımızın yaptığı binlerce yıllık, hepsi birbirinden güzel camilerimize bakınca bu uygulamanın çok yerinde olduğunun altını çizmek gerekiyor. Bir de keşke geriye dönük olarak da uygulanabilseydi. Hele bu çağda tüm estetik kaygılardan uzak yapılan tüm kötü örnekler yenilenebilseydi…
Önümüzdeki sayıda görüşmek dileğiyle…
Serpil Yavuz
serpilyavuz@dogayayin.com