Bir yılı daha geride bırakıyoruz...
Üstelik bu yıl 'biraz' da sıkıntılı, krizli ve yorucu geçti. Ama geçti...
En azından Yeni Yıl'la beraber güzel haberler, pozitif gelişmeler bekleyip, ümit edebileceğiz.
O zaman söyleyelim; yeni Yıl hepimiz için sağlık, başarı ve mutluluk dolu hayırlı bir yıl olsun...
***
Biten bu sıkıntılı yıla, Aralık'ın son günlerde yine olumsuz bir gelişmeyle veda ediyoruz.. Tüm dünyanın geleceği için önemi büyük olan Kopenhag'daki iklim görüşmeleri maalesef başarısızlıkla sonuçlandı. Bağlayıcı olmayan, taahhütlere uyma zorunluluğu getirmeyen bir anlaşma imzalandı. Beklentiler gerçekleşemedi...
Zaten ülkelerin Kopenhag'a gelmeden önce de az çok pozisyonları belli değil miydi? Buradan bir anlaşma çıkmayacağı yönündeki işaretler belli değil miydi?
Doğrusu bize göre Kopenhag sadece, bitmiş anlaşmaların imzalarının atıldığı görkemli törenlerin yapıldığı son nokta olmalıydı. Her şeyin son dakikalara bırakıldığı ve oradan da çok güzel neticeler alınacağını ummak zaten olmayacak bir şey değil miydi? Nitekim ortaya pek de bir şey çıkmadı...
***
Ülke olarak bizi çok yakından ilgilendiren bir başka gelişme de yine Aralık ayının son günlerinde AB üyelik müzakereleri çerçevesinde 'Çevre' başlığının açılması oldu.
Çevre başlığı tüm müzakere süri içinde belki de belediyeleri ilgilendiren en önemli başlık. Dolayısıyla bu konuda TBMM Çevre Komisyonu Başkanvekili Prof. Dr. Mustafa Öztürk'ün yaptığı açıklamaya dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Mustafa Öztürk şöyle diyor; 'Türkiye'nin AB ile üyelik müzakerelerinde çevre faslı açılıyor. Ülkemizde çevresel kalitenin iyileştirilmesi açısından çevre faslının açılması fevkalade önemli ve anlamlıdır. Bu faslın adaptasyonu oldukça maliyetlidir. Ciddi uygulama yatırımlarının yapılması gerekmektedir. Çevre ve Orman Bakanlığı ile ilgili kurumların kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi gerekecektir. Ülkemizde çöpünden tehlikeli atığına, içme suyundan atık suyana, hava kirliliğinden sera gazı salınımına, doğal kaynakların korunmasından sulak alanlara, gürültü kirliliğinden görüntü kirliliğine, ilgili kamu kurumlarının (Çevre ve Orman Bakanlığı, Belediyeler vb) kurumsal kapasitesinden finans kapasitesine varıncaya kadar çeşitli alanlarda çevresel şartların A.B. normlarına getirilmesi ve uygulanması hususunda önemli çalışmalar yapılacaktır. Ülkemizin çevresel şartlar bakımından A.B. normlarını yakalaması için 68 milyar avroluk yatırıma ihtiyaç vardır. Bu yatırımların nasıl ve hangi kaynaklardan karşılanacağı konusunda önümüzdeki süreçte somut adımların ve planlamaların yapılması gerekecektir. Yapacağım demek yeterli olmayacaktır. Hangi mali kaynaklar ile nasıl ve ne zaman yapılacağının net olarak ortaya konması gerekecektir. Ayrıca yarın çevre kalitesinin A.B. normlarına getirilmesi de istenmemektedir. Kısaca en zor fasıldır. İyi planlama çalışması yapılmazsa en zor kapanacak fasıldır. Ülkedeki sanayi tesislerinin ve belediyelerin çevresel kaliteyi iyileştirmeleri açısından oldukça önemli bir fasıldır. Önümüzdeki süreçte üretimi ve faaliyetleri çevreyi etkileyen tüm kamu kurum kuruluşları ile özel sektör kuruluşları gerekli çevresel yatırımları yapmak zorunda kalacaklardır. Bu süreç bir planlama çalışması kapsamında belirlenecek ve uygulamaya konacaktır...
Görüldüğü gibi önümüzdeki yıllarda belediyelerimizin çevre yatırımlarına daha fazla kaynak ve emek harcaması gerekecek. Biz de kendilerine Yeni Yıl'da işlerin rast gittiği, bol kaynaklı bir yıl diliyoruz.
Önümüzdeki sayıda görüşmek üzere, herkese 'Mutlu Yıllar'
Serpil Yavuz
Yazıişleri Müdürü
serpilyavuz@dogayayin.com
