WICS 2013, akıllı şehirlerin tüm taraflarını bir araya getirdi
Bu yıl ikincisi yapılan WICS-Dünya Akıllı Şehirler Zirvesi 2013, 27-28 Kasım 2013 tarihlerinde İstanbul Conrad Hotel’de düzenlendi. Türkiye’den ve dünyanın çeşitli bölgelerinden belediye başkanlarının ve akıllı şehirlere yönelik uygulamalarıyla çeşitli sektörlerden gelen konuşmacıların yer aldığı zirvede konuşan AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, akıllı kentleri şöyle tarif etti:
“Hastalıkların hafızalardan silindiği, toplumsal hijyen atılımlarının yapıldığı, trafik sorununun tedavülden kalktığı bir ulaşım ağını, binaların yeşillendiği katlara göre bahçelerin bulunduğu yeni mimari tarzları, hatta organik ürünlerin büyütülebildiği ara tarla ve bahçe katları, ayakta olup olmadığınızı anlayarak ona göre enerji harcayan ve böylece tasarruf eden yeni nesil daireleri, kendi enerjisinin kendi üreten şehir altyapılarını, her atığın bir şekilde geri dönüştürüldüğü, yüzde yüz geri dönüşümle sisteme dahil edildiği şehir döngülerini bir hayal edin." Halka sunabilmek için çılgın projeler gerçekleştirdiklerini vurgulayan Bağış, “Madem ki ecdat gemileri karadan yürüttü, o ecdada yakışır torunlar olarak, bizim Kanal İstanbul’u, dünyanın en iddialı havalimanlarından biri olacak olan 3. havaalanını, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü, mega hastaneleri ve sağlık merkezlerini bu kente kazandırmamız gerekiyor. İşte o zaman gerçekten akıllı bir şehirde yaşamanın hazzını hep birlikte yaşarız" açıklamasında bulundu.
“Kentlerin röntgenini çekerek analiz edeceğiz”
Zirvenin sponsorlarından olan Sampaş’ın İcra Kurulu Başkanı Şekip Karakaya yaptığı konuşmasında “Akıllı Şehirler” konusunun her geçen gün daha da önem kazandığını belirterek, şehirli nüfusun Türkiye’de olduğu gibi tüm dünyada da hızlı bir şekilde arttığına işaret etti. Karakaya, bu anlamda şehirlerde yaşam kalitesini belli bir seviyede tutabilmek ve hatta iyileştirmek için “akıllanmak” gerektiğinin altını çizerek, “Bugün Türkiye, akıllı kent sistemleri için geliştirdiği uygulamalar ile Avrupa ülkelerinin de önünde yer alıyor. Ancak önemli olan akıllanma iradesi. Bir kenti yönetmek için öncelikle o kenti tanımak, akıllanma iradesini yaratabilmek için Sampaş olarak işe önce kentleri envanterize ederek başladık. Böylece kentlerin röntgenini çekerek analiz etmiş olacağız. Çünkü doğumdan ölüme yaşamın içinde geçtiği tüm kentleri süreçlere bölerek tarif etmek, her kent için ekonomik, sosyo-kültürel uyaranları coğrafi tabanlı olarak tanımlamalı ve her bir süreç için iş alanları oluşturabilecek projeler geliştirilmeliyiz” dedi.
“Mobil sağlığın akıllı şehirler ile entegrasyonu bir zorunluluk”
Zirvede akıllı şehirlerde mobil sağlık konusunu ele alan Acıbadem Mobil Sağlık Genel Müdürü Dr. Özgür Turgay, sağlıkta eğilimlerin önümüzdeki 5 yıl içinde, önemli ölçüde mobil hizmetlere dönüşeceğini öngörmenin mümkün olduğunu belirterek, “Mobil sağlığa geçiş, hastalık yönetimini olumlu etkileyecek ve yaşam standartlarını yükseltecek bir dönüşüm…” dedi. Mobil sağlığın akıllı şehirler konsepti ile entegrasyonunun artık bir lüks olmaktan çıkıp bir gereklilik sayıldığını ifade eden Turgay, konuşmasına şöyle devam etti: “Mobil sağlık hizmetleri, özellikle kronik hastalıkları kontrol altına alabilmesi, hastalıkların olumsuz etkilerinin azaltılması gibi etkileri sayesinde, tedavi maliyetlerini düşürüyor. Gelecekte hastalık takibi ve yönetimi için kullanılacak olan biyosensörler ile 1 trilyon Dolar tasarruf edileceğini öngörüyoruz. Gelişen teknolojiler sayesinde, bireylerin sadece hastalandıklarında doktora gitmesi süreci yerine, doktorların, henüz birey hastalanmadan önce riski fark edim müdahale edebileceğine, bu şekilde, hastalıklar üzerinde daha etkili bir sağlık yönetimi mekanizması kurulacağına inanıyoruz.”
“Her cep telefonu bir akıllı durak”
İETT Genel Müdürü Dr. Hayri Baraçlı zirvede katıldığı “Akıllı Ulaşım Çözümleri” konulu panelde Akıllı Ulaşım Sistemleri ve İETT’nin gerçekleştirdiği faaliyetler hakkında bilgi verdi. İETT’nin ulaşım faaliyetlerinin 142 yıl önce atlı tramvaylarla başladığını hatırlatan Baraçlı, son dönemlerde yaptıkları iyileştirme ve değişim hareketleriyle Akıllı Ulaşım Sistemi’ni devreye koyduklarını kaydetti. 1705 tane akıllı yeni otobüsü İstanbulluların hizmetine sunduklarını belirten Baraçlı, “6 bini aşkın otobüsümüz var. Bunları bir merkezden yönetiyoruz. Bu otobüslerden 1705 tanesi akıllı otobüs. 750 tane akıllı durağımız var. Bu akıllı duraklar sayesinde yolcularımızı bilgilendiriyoruz. 6 bin aracımızdan 20 saniye aralıklarla veriler geliyor. Bu elde ettiğimiz veriler sayesinde araçların duraklara varış süreleri ve duraklardan kalkış süreleri anında akıllı durak ekranına yansıyor” diye konuştu. Akıllı cep telefonlarının İETT’nin uygulamaya koyduğu “Mobiett” sayesinde akıllı durak haline geldiğini dile getiren Baraçlı, “Mobiett sayesinde doğru bilgiye en hızlı şekilde ulaşma imkanımız var. Bu sayede her cep telefonu bir akıllı durak haline geliyor. Evden çıkmadan otobüslerin ne zaman geleceğini takip etme şansınız var. Yeni hizmete aldığımız araçların bir kısmında internet hizmeti vermeye başladık. Bunun yanı sıra cep telefonları için şarj üniteleri de bu otobüslerde yer alıyor. Teknolojik uygularımızı vatandaşımızın hizmetine sunuyoruz” dedi. NFC uygulamasının da çok yakında faaliyete geçeceğinin müjdesini veren Baraçlı, bu uygulama sayesinde akıllı cep telefonlarıyla otobüslere binilebileceğini söyledi. Akıllığı sadece ulaşımda değil işletme içi faaliyetlerde de kullanmaya çalıştıklarını kaydeden Baraçlı, “Şoförler için simülasyon merkezimiz var. Buralarda şoförlerimize eğitim veriyoruz. Güvenli sürüş pistimizde de akıllı uygulamalarımız var. Psikoteknik laboratuvarımız ve E-Learning uzaktan öğrenme projemiz faaliyete geçti” şeklinde konuştu.
“Gerçekleştirdiğimiz birçok hizmetin başarılı olmasının arkasında, Ümraniyeli vatandaşlarımızla her an iletişim halinde olmamız yatıyor”
Belediye başkanlarının katıldığı panelde bir araya gelen Ümraniye, Bağcılar, Tuzla ve Söke Belediye Başkanları yaptıkları projelere yönelik bilgiler verdi.
En kaliteli ve en hızlı hizmet felsefesi ile vatandaşların memnuniyetine öncelik verdiklerine değinen Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can, vatandaşların sorunlarını dinleyebilmek, hizmet kalitesi ile birlikte memnuniyeti de artırabilmek için gerçekleştirdiği “Çözüm Merkezi Projesi” kapsamında; Çözüm Merkezi, Çözüm Ofisleri ve İletişim Noktaları uygulamaları ile vatandaşların istek, şikayet ve görüşleri, başlatmış olduğu 24 saat çalışma esası ile (7/24) değerlendirdiklerini söyledi. Başkan Can, “Gerçekleştirdiğimiz birçok hizmetin başarılı olmasının arkasında, Ümraniyeli vatandaşlarımızla her an iletişim halinde olmamız yatıyor. Vatandaşlarımız bize birçok vesile ile ulaşabiliyor, görüş ve eleştirilerini bizimle paylaşabiliyor. Çözüm Ofisleri ile halkımızın şikayet, talep ve önerilerini alarak, en kısa sürede gerekli birimlerimize ulaştırıyor ve çözüm yolunu buluyoruz. Yine ilçemizin 15 ayrı noktasına kurduğumuz Taff-Pone uygulaması ile vatandaşlarımız ahize kaldırır kaldırmaz, çağrı merkezimizdeki görevli arkadaşımızla konuşma imkanı buluyor ve dilek, şikayet ya da önerilerini paylaşabiliyor. Ayrıca belediyemizin internet sitesinden de vatandaşlar e-postaları ile bizlere ulaşma imkanı bulabiliyor. Vatandaşlarımız artık çağımızın gerektirdiği sosyal medyadan da bizimle iletişime geçiyor ve sorunları kısa zamanda çözüme ulaşıyor” dedi.
“21 yaşındaki belediyemizde 21. yüzyıl iletişim altyapısını kurmuş durumdayız”
Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, Bağcılar Belediyesi’nin kuruluşundan bu yana teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek akıllı şehir kavramına büyük ilgi duyduğunu ve bu kapsamda dünyanın çeşitli bölgelerinde konuya ilişkin yürütülen çalışmaları ilgiyle izlediğini ifade etti. Bunun ilk adımlarından birisi olarak Dünya Bankası kredisiyle Elektronik Belge Yönetim Sistemi uygulaması yapılan iki belediyeden biri olduklarının altını çizen Çağırıcı, akıllı belediyecilik uygulamasına yönelik diğer projelerini ise şöyle açıkladı: “21 yaşındaki belediyemizde 21. yüzyıl iletişim altyapısını kurmuş durumdayız. Hane halkı araştırmasıyla Bağcılar’daki yaşayanlar bir veri tabanına oturturularak hane halkı verilerimizin güncelliği sağlanmakta. Bu sayede vatandaşlarımızın ekonomik ve sosyal durumlarına göre birçok bilgiye ulaşılabilmekte ve ekonomik derecelendirme puanı düşük olan vatandaşlarımıza en kısa zamanda hizmet götürülebilmekteyiz. İlçemizde oturan vatandaşlarımız belediye ile olan her türlü işini internet üzerinden yürütebilmektedir. Hangi konuda olursa olsun belediyemize yapılan müracaatın durumu ve neticesi elektronik ortamda takip edilebilmektedir. E-belediye uygulamasıyla kağıt, kırtasiye, zaman vs. tasarrufu kazanılmıştır. TÜBİTAK tarafından elektronik veya mobil imza altyapısı kabul edilen ilk belediyedir. Tüm personelimiz imzalarını telefon üzerinden atabilmekte. Tüm müdürlüklerin performansını ve bilgi akışını, performans yoğunluğunu da takip edebiliyorsunuz. Yine buna paralel olarak Bağcılar’da “3G’miz yoksa 3B’miz var” sloganıyla 64 noktada sağladığımız güvenli internet projesiyle de bu kullanımı yaygınlaştırdık. Kentsel dönüşümle ilgili olarak, altyapının oluşturulması, sismik riskin azaltılması konusunda tüm binalar ve içinde yaşayanlar da dahil olmak üzere dijital arşivleme yoluyla barkod sistemine geçmiş durumda.”
“Depreme hazır akıllı kent oluşturma konusunda bütün bilgi işlem altyapımızla hazırlığımızı tamamladık”
Tuzla Belediye Başkanı Dr. Şadi Yazıcı, akıllı kent uygulamalarının son programının ilçede yaşayan herkese deprem görev emri sunan hizmet olacağını söyledi. Tuzla’da yaşayan herkesin sistemde güncel verilerle yer alacağını belirten Başkan Yazıcı, “İstanbul Kalkınma Ajansı ile birlikte önemli bir projeyi sürdürüyoruz. Yeni bir program hazırlıyoruz ve bu programı Akıllı Kent Otomasyon Sistemi’yle entegre edeceğiz. Her ilçede bütün ilçenin bireylerinin deprem öncesinde, deprem esnasında ve deprem sonrasında yapması gereken konuları, herkese deprem görev emri şeklinde bir program hazırlıyoruz. İlçeye gelen, yeni doğan, ilçeden taşınan, vefat edenler de dahil hepsini güncelleyen programla depreme hazır akıllı kent oluşturma konusunda bütün bilgi işlem altyapımızla hazırlığımızı tamamladık. İstanbul Teknik Üniversitesi ve Tuzla Kaymakamlığı ile sürdürdüğümüz projede hazırlığımızı tamamladık” açıklamasında bulundu. Halkla iletişimde sosyal medyanın katılımcılığı arttıran bir gelişme olduğunu söyleyen Başkan Yazıcı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Özellikle sosyal medya ile eskiden beri süregelen yöntemlerle bireyin katılımcılığını sağlamaya çalışıyoruz. Akıllı şehirlerde sosyal medyayı katılımcı demokrasi için bir araç olarak kullanarak vatandaşlarımızı yönetime kattık. Artık dünya küçüldü, totariter, otoriter yönetimler yerine bireyi merkeze koyan ve bireyin katılımını sağlayacak olan yönetim anlayışı gelişiyor. Halk günleri, halk meclisleri, toplantılar, görüşmeler gibi halka ulaşan her şeyi yaptık ama bireyin bireysel olarak katılımcılığını sağlayacak olan sosyal medyada önemli işler yaptığımıza inanıyoruz. Sosyal medya bireyin yöneticiye en yakın, cesurca, evinden oturup çayını yudumlarken “Bunu da yap”, “Buna itirazım var”, “Ben bunun böyle olmasını istiyorum” diyebileceği, bir anlamda yönetime katılma modeli oldu.”
“Türkiye’de ilk olarak sulamayla ilgili bir yazılım gerçekleştirdik”
Oturumda söz alan Söke Belediye Başkanı Necdet Özekmekçi, belediyelerin hizmet kurumları olduğunu altını çizerek başladığı konuşmasında yaptıkları faaliyetler hakkında bilgi verdi. Akıllı kent otomasyon çalışmaları sayesinde fay hattı olan bir bölgede bulunmaları dolayısıyla binaların envanterinin çıkarıldığını söyleyen Başkan Özekmekçi, “Bu çalışmalarla özellikle sağlık konusunda bölgemizde çok yaygın olan talasemi hastalığıyla ilgili önlemler aldık. Nikah öncesi vatandaşlarımızın belediyemiz tarafından kan tahlillerini yapılıyor. Vatandaşımız bu tahlilleri kendisi yaptırmaya kalktığında çok ciddi masraflara neden oluyordu. Ancak biz yaptırdığımızda yaptığımız anlaşmalarla cüzzi miktarlarla bunları yapma imkanı bulduk” dedi. Aynı zamanda Söke Sulama Birliği Başkanı da olan Başkan Özekmekçi konuşmasında Söke Ovası Sulama Projesi’ne ilişkin de bilgi verdi. Bu projeyle ödül aldıklarını ifade eden Başkan Özekmekçi konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bildiğiniz gibi Söke Ovası bir pamuk üretim merkezi. Pamuk üretiminde de su çok önemli ve suyu çok dikkatli kullanmak zorundayız. Bütün bunlarla ilgili otomatik kontrolü sağlayabilmek, sulamada suyu maksimum düzeyde kullanabilmek amaçlı bu sistemle ilgili çalışmaları başlattık. Bununla ilgili Kalkınma Ajansı, Söke Ovası Sulama Birliği ve SAMPAŞ işbirliğiyle Türkiye’de ilk olarak akıllı sulamayla ilgili bir yazılım gerçekleştirdik. Elbette amacımız suyu kontrol etmek, sulamayı otomatik olarak yapmak ama bunun dışında vatandaşlarımıza da başka zevkler vermek. Basitçe örnek verecek olursak; komşu iki arazi arasında debi farklılıkları var. Bu farklılıkları bizim bir şekilde nedenleriyle yöneticilerimizin önüne koymamız gerekiyor ki önlem alsınlar ve daha sonraki yönetim faaliyetlerinde bugün yaptığını düşündüğümüz hataları yapmasınlar. Peki bu uygulama nasıl olacak? El bilgisayarlarıyla arkadaşlarımız sahada çalışırken üretim faaliyetinde bulunan üreticilerimizin günlük yaptığı faaliyetleri kaydederek bir databank oluşturuyor. Buradan çıkan sonuçları daha sonra arzu eden vatandaşlarımızla paylaşıp hangi konularda eksik hangi konularda fazla yaptığını tespit ederek ondan sonraki üretim faaliyetlerinde yaptıkları hataları nedenlerini sağlamaya çalışıyoruz. Yeni başlamış bir proje ve umarım Türkiye’de yaygınlaşacak. Ülkemiz bir tarım ülkesi suyun ne kadar kıymetli olduğunu biliyoruz ve üretim faaliyetlerini etkileyecek bu çalışmaların çok önemli olduğunu biliyoruz.”