DenizBank belediyelere dış finansman desteği vermeye hazırlanıyor
Kamu ve Yerel Yönetimler finansmanı alanının DenizBank’ın ana hizmet alanlarından biri olacağını vurgulayan DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş; Türkiye’de belediyelerin şu anki yapısının "bankacılık hizmeti götürülebilir" durumda görünmediğini ancak belediyelerin gelecekteki gelirlerini şimdiden teminat göstererek uzun vadeli yatırımları gerçekleştirebilme olanaklarının var olduğunu belirtiyor.
Artık bu konuların gündeme getirilmesi gerektiğine de dikkat çeken Hakan Ateş, önemli altyapı yatırımlarının bankacılık sektöründen kaynak aktarılarak yapılması vaktinin geldiğini bunun yollarının da birlikte aranması gerektiğini söylüyor...
DenizBank Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Hakan Ateş, önümüzdeki süreçte daha çok gündeme gelmesi beklenen "Yerel Yönetim Finansmanı" konusundaki çalışmaları hakkında bilgi verdi...
e-Belediye: Bankacılık sektöründe başarılı çalışmalara imza atan DenizBank’ın "Dexia DenizBank" birlikteliği hakkında bilgi alabilir miyiz?
Hakan Ateş: DenizBank olarak bu yıl 10. kuruluş yıldönümümüzü kutlayacağız. İnanıyoruz ki; finans sektörü için oldukça kısa sayılabilecek bu sürede gösterdiğimiz performans ile, sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada örneğine az rastlanabilecek bir başarı öyküsüne imza attık. Şimdi 10. yılımıza, dünyanın kamu finansmanı alanında lider kuruluşu, Avrupa’nın önde gelen finans gruplarından Dexia’nın bir parçası olarak giriyoruz. Biliyorsunuz, geçtiğimiz yılın başlarında yabancılarla stratejik ortaklık, satın alma ya da birleşme opsiyonlarını değerlendirmek üzere yola çıktığımızı duyurmuştuk. Ardından, pekçok uluslararası finans kuruluşu ile görüşmelerimizi yürüttük. Mayıs ayının sonunda ise Dexia ile el sıkıştığımızı kamuoyuna açıkladık. Bundan sonra yasal prosedürü tamamladık ve 16 Ekim 2006 tarihi itibariyle %75 oranındaki hisse devrini gerçekleştirerek, Dexia Ailesi’nin bir parçası haline geldik. Yine yasal prosedürün bir parçası olarak Dexia geçtiğimiz Aralık ayında, borsada işlem gören hisselerimiz için hisse sahiplerimize çağrıda bulundu. Bu çağrının neticesinde, şu anda hisselerimizin yaklaşık %99,7’si ana hissedarımız Dexia’nın oldu.
e-Belediye: Dexia, daha çok hangi alanlarda bankacılık himeti veriyor?
Hakan Ateş: Bugün 33 ülkede, 40 bine yakın çalışanı ile faaliyet gösteren Dexia, Avrupa’da yerel kamu finansmanı alanında iki büyük oyuncu olan Credit Communal de Belgique ve Credit Local de France’ın 1996 yılındaki birleşmeleri sonucu doğdu. Banque Internationale a Luxembourg (BIL), bu iki kurum ile 1999 yılında birleşti ve Dexia adı altında tek bir şirket haline geldi.
Kamu tesislerinin finansmanı ve yerel yönetimlere finansal hizmetler sağlama konusunda dünya lideri olan Dexia’nın faaliyet gösterdiği başlıca bölgeler, yüzde 80 pazar payına sahip olduğu Belçika ve yüzde 40 pazar payına sahip olduğu Fransa ile birlikte, Financial Security Assurance (FSA) isimli iştiraki vasıtasıyla faaliyette bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri ve Asya-Pasifik’ten oluşuyor. Dexia ayrıca Japonya, Meksika, Kanada ve Doğu Avrupa gibi dünyanın diğer bölgelerinde de faaliyetlerini genişletmeye devam ediyor.
Kamusal altyapı konusunda ihtiyaçların büyümesi ve borçluların kalitesi, Dexia’nın faaliyetlerini çeşitlendirmesine ve bu alandaki faaliyetlerini yenilik, know-how ve uzun süreli ilişki temeline dayalı olarak geliştirmesine imkan sağlıyor.
Kamu projelerini genişleme alanı olarak belirleyen Dexia, bu alandaki ihtiyaç sahiplerinin özellikle tahvil ihracı, seküritizasyon araçları ve diğer yaratıcı çözümler yoluyla piyasalara verimli şekilde erişmelerini sağlayan özel hizmetler geliştiriyor. Proje finansmanında lider olan Dexia Grubu 2005 yılında, Kamu - Özel Sektör Ortaklığı (PPP) / Özel Kesim Finansman (PFI) Aranjör kategorisi "Dealogic" sıralamasında birinci oldu. Grubun geliştirdiği projelerinin altısı ise, Euromoney "Yılın Anlaşması" ödülünü aldı.
e-Belediye: DenizBank’ın, bu yeni açılımını (Kamu ve özellikle belediyelere kaynak- kredi kullandırılması) projesini tanımlarsak, projenin amacı nedir?
Hakan Ateş: DenizBank’ın kamu ve yerel yönetimlere sunmayı hedeflediği desteği bir "proje" olarak değerlendirmek çok doğru değil bence. Bu artık bizim için, en çok odaklanacağımız ana hizmet alanlarımızdan biri olacak. Bildiğiniz gibi Türkiye’de belediyelerin şu anki yapısı "bankacılık hizmeti götürülebilir" bir görünüm arz etmiyor. DenizBank olarak; Dexia’nın yerel yönetim finansmanı alanındaki tecrübe ve know-how’ından yararlanıp, artık bu konuları gündeme getirelim ve ülkemizdeki bu önemli altyapı yatırımlarını bankacılık sektöründen kaynak aktararak yapmanın yollarını bulalım diyoruz.
Yerel yönetimlerin belli noktalarda merkezi yönetime kuvvetle bağlı kalmak zorunda olmaları elbette ki önemli bir handikap. Ancak, belediyelerin kendi kaynaklarına kavuşup, gelecekteki gelirlerini şimdiden teminat göstererek çok uzun vadeli yatırımlarını gerçekleştirebilme imkanları da var. Kamu bütçesinden hiç kaynak harcamadan bütün şehrin ihtiyaçlarını (köprüler, altgeçitler, doğalgaz, otoyollar, aklınıza ne geliyorsa...) karşılama olanakları mevcut. Yerel yönetimler gelirlerinin temlik edilmesi yoluyla, bankacılık hizmeti götürülebilir yani finanse edilebilir hale gelebilirler. 15-20 yıl gibi uzun vadeli finansman olanakları yaratılabilir. İşte şimdi DenizBank, Türkiye’de kamu sektörü ve yerel yönetimlerle bu tür modelleri tanıştırmayı hedefliyor.
e-Belediye: Belediyelere yönelik böyle bir açılım kararı almanızdaki "stratejik yaklaşımınız" neydi?
Hakan Ateş: Daha önce de belirttiğim gibi kamunun finansmana ihtiyaç duyduğu alt ve üst yapı yatırımları, hem kamu finansmanı hem de proje finansmanının konusunu teşkil etmekte. Türkiye’ye baktığımızda bu yatırımlara halen ihtiyaç duyulduğunu, belediyeler tarafından sürekli yeni projeler geliştirildiğini görmekteyiz. Yaklaşımımız, bu projelerin hem fonlanmasına hem de geliştirilmesine katkıda bulunabilmek.
Kanımca söz konusu alanda gelebilecek en büyük yenilik, kamu projelerinden elde edilecek gelirin temlik edilebilmesine olanak sağlayacak bir hukuki altyapının oluşturulmasıdır. Eğer bu gerçekleşirse, projenin faaliyete geçtikten sonra elde edilecek gelir, proje finansmanı mantığıyla öngörülerek, devlet bütçesinden harcama yapılmadan bu yatırımların fonlanması mümkün olacaktır.
e-Belediye: DenizBank bu konuda yeni bir yapılanmaya gidecek mi?
Hakan Ateş: Bu konuyla ilgili olarak bankamızın Kurumsal Bankacılık bünyesinde iki yıldır faaliyet gösteren Proje Finansmanı bölümü, "Kamu ve Proje Finansmanı Grubu" olarak yeniden organize edildi. Grubun yöneticiliğine ise Genel Müdür Yardımcısı ünvanıyla, Belçika’da uzun yıllar bu alanda yöneticilik görevlerinde bulunan Wouter Van Roste atandı.
Alt-üst yapı projelerine baktığımızda aslında her birinin proje finansmanının konusu olduğunu görebiliriz. Ama kamu kesimi ile kurduğunuz profesyonel ilişki, diğer şirketlerle kurduğunuz ilişkilerden farklı olmak zorundadır. İşte bu ayrımı yapabilmek adına kamu ve proje finansmanı beraber yapılandırılmıştır.
e-Belediye: Belediyelerin bu finansman desteğinden yararlanabilmelerinin yolları belli mi? Mevcut uygulama örnekleri var mı?
Hakan Ateş: Kamu finansmanının işleyişte, ortada bir proje varsa proje finansmanından, yoksa da herhangi bir kurumsal krediden pek farkı yoktur. Tabii ki burada bankanın risk algılaması önemli. Karşınızda kamu kesimi varsa, özel sektörden talep ettiğiniz teminatları talep etmeniz her zaman mümkün olmamakta. Diğer yandan da özel sektörün taşıdığı bazı riskleri kamunun taşımadığını görmekteyiz. Zaten Kamu Finansmanı Bölümümüz, halihazırda tüm piyasayı ve mevzuatı tarayarak bu alanda bilgi birikimini oluşturmaya başlamıştır.
Şu an bazı belediyeler ile çalışmalarımız devam etmektedir. Bu çalışmalarımızı artırarak devam ettireceğiz. Önümüzdeki sürece baktığımızda, Dexia ailesinin bir parçası olan DenizBank’ın İstanbul’da inşa edilmesi tartışılan 3. Boğaz Köprüsü, Kadıköy-Kartal Demiryolu Hattı, Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesi gibi büyük projeler ile ciddi olarak ilgilendiğini şimdiden belirtebilirim.
e-Belediye: Dexia’nın tecrübesini dikkate alırsak yurtdışında sistem nasıl çalışıyor?
Hakan Ateş: Aslında yurtdışında da kredilendirme sürecinde bir farklılık bulunmamakta. Temel farkımız, ülkemizde halen yeterli hukuki altyapının oluşmamasıdır. Halen toplanan vergilerin il bazında dağılımında eşitsizlik olduğunu görmekteyiz. Bütün bunlar bir yana, kanımca, Dexia’nın milli ekonomiye yapabileceği en büyük katkı, yurtdışında yıllardır başarıyla uygulanan PPP modeli, mortgage kredileri gibi finansal araçların ülkemizde uygulanması için gereken düzenlemelerin hayata geçmesine yardımcı olmaktır. Zaten SPK, yeni mortgage tasarısını şekillendirirken, Dexia’nın da yurtdışı tecrübesinden faydalanmayı uygun görmüştür. Bireylerin ve şirketlerin riskini azaltacak türev piyasa ürünleri ve mortgage kredileri alacakları teminat gösterilerek ihraç edilecek sermaye piyasası ürünleri gibi ülkemizde henüz tam anlamıyla kullanım alanı bulamayan araçlar konusunda şu an paylaşımımız üst düzeydedir.
e-Belediye: DenizBank 2007’de 10. yılını kutlayacak. Genel bir değerlendirme alabilir miyiz?
Hakan Ateş: Başta da söylediğim gibi 10. yılımıza girerken, ardımızda örneğine zor rastlanacak bir başarı öyküsü taşımanın gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. 1997 yılında Zorlu Grubu tarafından Özelleştirme İdaresi’nden beyaz bir kağıt üzerinde sadece bankacılık ön izni olarak olarak devralınan DenizBank’ı bugün 272 şubesi, 6.340 çalışanı olan; Türkiye’nin özel sermayeli en büyük 6. bankası haline getirdik. 2005 yılında dünyanın özkaynakları en hızlı büyüyen 8. bankası ünvanını alan bankamız; aynı zamanda Türkiye’nin en değerli 15 markasından biri olarak sayılıyor. 2004 yılında gerçekleştirdiğimiz başarılı halka arzımızda, arzın 5 katı talep toplayarak; o dönemde krizlerden bunalan ekonomimize umut aşılayan bir işe imza attık.
Tüm bu başarıları borçlu olduğumuz üç şey var: Birincisi "ortak aklımız", ikincisi "kurumsal yönetim" anlayışına verdiğimiz önem, üçüncüsü ise hiçbir şartta taviz vermediğimiz, bizi biz yapan "kurumsal kültür ve değerlerimiz".
e-Belediye: Önümüzdeki yıllarda ne tür hedefler ve planlar söz konusu olacak?
Hakan Ateş: DenizBank olarak, Dexia’nın rüzgarını da arkamıza alarak, Türkiye’nin en büyük 5 bankasından biri olma hedefimize doğru hızla ilerliyoruz. Dexia’nın DenizBank’a atfettiği özel önem çerçevesinde, önümüzdeki dönemde sadece Türkiye’de değil ancak çevre coğrafyalarda da etkin ve güçlü bir finansal grup haline geleceğiz.
Türkiye’de gerek kamu sektörüne, gerek yerel yönetimlere sunacağımız yepyeni finansman modellerinin yanı sıra; bizim için her zaman büyük önem arz eden işletmelere, tarım sektörüne ve niş sektörlerimiz olarak belirlediğimiz denizcilik, enerji, turizm, eğitim, sağlık gibi sektörlere desteğimizi sürdüreceğiz.