Röportaj: Arup Türkiye Direktör Yardımcısı Maral Mitilyan
Arup Türkiye Direktör Yardımcısı Maral Mitilyan:
“En temel gücümüz, yetişmiş insan kaynağımız ve sektörün sorunlara hızlı cevap verme kapasitesi”
Arup Mühendislik, Ove Arup tarafından 1 Nisan 1946’da kurulan; mühendislik, mimarlık, danışmanlık ve planlama hizmetleri veren Birleşik Krallık merkezli bir şirket. Türkiye yardımcı direktörlerinden Maral Mitilyan, şirketin Türkiye ve dünyadaki faaliyetlerini ve gelecek için tasarlanan şehirleri anlattı…
Daha iyi bir dünya şekillendirmek için…
Arup 70 yıldır dünyanın 34 ülkesindeki 89 ofiste 16 bin teknik personelin çalıştığı, bugüne dek yaklaşık 11 bin projede aktif görev almış, küresel bazda tasarım, mühendislik ve danışmanlık hizmetleri sunan bir vakıf şirketi. 1982’den beri Türkiye’de faaliyet gösteren Arup Mühendislik, 1990 yılından bu yana ilk İstanbul’da sonrasında Ankara’da açılan ofislerinde aralıksız hizmet veriyor.
Ove Arup’un (1895-1988) 1970’te ele aldığı “Bütüncül Tasarım” ilkesi firmanın doğası, değerleri ve geleceği üzerine izler taşıyor: “Tasarım kararlarının bütüncül değerlendirilmesi ve işin tümüne hakim olan yetkin bir ekibin belirlediği önceliklere göre düzenlenmesi ve uygulanmasıdır. Bu pratik hiç ulaşılamayacak veya nadiren ulaşılabilecek bir ideal olsa da sanatsal bütünlük ve mükemmellik buna bağlıdır; bu sebeple çaba göstermeye değer bir idealdir. Kendi iyiliğimiz için mükemmeliyetin izini süren bir tekniğe ihtiyacımız var.” Arup çalışanları, daha iyi bir dünya şekillendirmek için, ilham verici bu konuşmada belirtilen amaçların peşinden gitmeye devam ediyor.
Bugüne kadar yer aldığımız dikkate değer global projelerinden bazıları: Sidney Opera Binası, Pekin CCTV Merkez Binası, Singapur Marina Bay Sands binaları, Münih Allianz Arena, Pekin olimpiyatlarının nişanesi sayılan Kuş Kafesi ve Su Küpü Stadyumları ve Londra Milenyum Köprüsü. Arup’un ülkemizde aktif bir şekilde dahil olduğu projeler de göz dolduruyor. Bunlardan bazıları Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi, Teknopark İstanbul 2029 Master Planı, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi, Konya Tropikal Kelebek Bahçesi, Kanyon AVM, İstanbul Havalimanı ve metro projeleri de dahil olmak üzere Kocaeli ve İstanbul’da yer alan pek çok raylı sistem projesi, Forum İstanbul AVM, Finansbank Kristal Kule, Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, İleri Teknoloji Endüstri Parkı ve Havaalanı Projesi (İTEP).
Geleceğin şehirlerini tasarlıyoruz...
Arup’un 2019 yılından bu yana yüklenici ortağı olduğu ve Birleşik Krallık Dışişleri, Milletler Topluluğu ve Kalkınma Bakanlığı tarafından desteklenen Küresel Geleceğin Şehirleri Programı kapsamında Türkiye’nin üç büyükşehrinde yürüttüğümüz çalışmaları bu yıl içinde tamamlamış olacağız. Program kapsamında yürütülen beş projemizden biri Bursa’nın Akıllı Şehre Dönüşümü, bu proje ile Bursa’yı daha kapsayıcı ve katılımcı bir kentsel yönetime taşıyacak akıllı şehir yol haritasının hazırlanmasını ve hayata geçirilmesini amaçlıyoruz. Arup’un hazırladığı Bursa’nın Akıllı Şehre Dönüşüm Stratejisi ve Eylem Planı; proje dahilinde yapılan çalışmaları, Bursa’yla ilgili bulguları, projenin ana çıktısı olan stratejik plan ile dönüşümü gerçekleştirirken izlenecek yol haritasını ve şehre değer katacak akıllı şehir projelerini ortaya koymaktadır.
Akıllı Londra Yol Haritası, 2013’ten bu yana en çok incelenen belgelerden biri. Arup desteğiyle hazırlanan plan, uygulamanın başarılı olması için, "Akıllı Londra"nın insanları ve işletmeleri planın kalbine koymak zorunda olduğunu, böylelikle Londra'yı daha da büyük bir şehir yapacak yeniliklerin itici gücünün Londralılar olacağını belirtmiş olur.
Teknoloji ve yenilik hayatımızı değiştirirken, şimdi Başbakan olan Londra Belediye Başkanı Boris Johnson vizyonunu, şehrin bir bütün olarak daha iyi işlemesine yardımcı olmak, işletmelerle Londralıları buluşturarak daha iyi hizmetlerin geliştirmelerini sağlamak ve Londralıları bu değişimin bir parçası olarak harekete geçirmek olarak olarak belirlemişti.
Konuş Londra, Londra Veri Marketi, Açık Veri Gösterge Panosu, Geleceğin Şehirleri Mancınığı, Akıllı Londra Kurulu gibi hala bütün dünyaya ilham veren uygulamalar, işte bu planın birer parçasıydı. Daha sonra, bu planın güncellemesini içeren, Londra İçin Akıllı Şehir Fırsatları belgesi de yine Arup tarafından 2016’da oluşturuldu.
Low2No Helsinki'deki bu kentsel gelişim projesi, toplumun karbon ayak izini önemli ölçüde azaltmayı amaçlayan çok çeşitli yaygın bilişim strateji ve hizmetlerini içermekte. Projenin, akıllı şehir çözümleri de dahil olmak üzere karbon nötr kentsel gelişim açısından bir örnek olması amaçlanmış.
Urban EcoMap Amsterdam, San Francisco için Arup ve Cisco iş birliğinde hazırlanan ve çevresel ayak izlerini gösteren etkileşimli bir web hizmeti. Ayak izi, bu iki şehrin posta koduna göre ayrılmış CO2 emisyonlarını, atık ve nakliye faaliyetlerini içeriyor.
Baranguru Güney Projesi, Sidney’in liman kıyısında yer alan büyük bir kentsel gelişim projesi. Bu projede Arup, sürdürülebilir ileri teknoloji altyapısına halka açık arayüzleri de dahil ederek akıllı talep yöntemlerini içeren bir bilişim stratejisi geliştirdi.
Yeni Songdo Projesi’nde, Güney Kore’nin Incheon bölgesinde sıfırdan kurulmuş ünlü ekolojik şehirde, sabit altyapı Arup ve diğerleri tarafından tasarlandı. Songdo’da, projenin başından itibaren, yüksek hızlı ağlar üzerinde birden çok ev ve ofis yönetim platformu altyapısı oluşturuldu. Böylece, şehri geliştiren şirket de önemli ek gelir sağladı.
The CLOUD, Arup’un Google ve MIT iş birliğiyle yürüttüğü ve 2012 Londra Olimpiyatları ile bağlantılı olarak tasarladığı "şehir ölçeğinde bir akıllı sayaç" projesidir. Aynı zamanda devasa bir görüntüleme yapısı olan CLOUD, binlerce enerji tasarruflu LED ışıkla bağlanmış ETFE (Etilen Tetrafloroetilen) baloncuklarından oluşur. Böylece, görsel yüzeylerin şehre yerleştirilebildiği bir Artırılmış Gerçeklik (AR) yaratılır.
Okunaklı Londra, özellikle yayaların ihtiyaçlarına göre uyarlanmış, haritalama ve bilgi bulma sistemi geliştirmede çığır açan bir program. Arup bu yenilikçi program için strateji ve program yönetimi alanlarında teknik destek sağladı.
Dongtan Eko-Şehri; 8600 hektarlık alanda olabildiğince karbon nötr değerine yakın ve düşük enerji tüketimli bir şehir yaratmak üzere yola çıkan, atıklarının %90’ını dönüştürüp yeniden kullanıma sunacak Çin’in ve hatta dünyanın ilk eko-şehridir. Dongtan'ın tasarımı ve master planı Arup tarafından yapıldı. 2050’de 500 bin nüfusa ulaşacak Dongtan’ın stratejileri destekleyecek; vatandaşa, işletmelere, ziyaretçilere ve şehir yönetimine toplu taşıma, enerji ve atık gibi kaynakların yönetimi hakkında bilgi sağlayacak bir BİT Mimarisi var.
Sidney Dijital Stratejisi, kamu kurumu niteliğindeki şehir yönetiminin çalışma şeklini, yönetimin vatandaşlarla ve şehirdeki işletmelerle ilişki kurma biçimlerini değiştiren bir strateji. Arup, bu kapsamda, dijital katılım ile Açık Veri ve Nesnelerin İnterneti (IoT) konularını ele alan eş zamanlı pilot projeleri belirledi ve stratejisini elde ettiği görüşlere göre beslemeye devam etti.
Kraliçe Elizabeth Olimpiyat Parkı Projesi, Doğu Londra'nın bağlantı, ulaşım ve sürdürülebilirlik temalarıyla yenilenmesi için başarılı bir katalizör olarak kullanılmıştı. Arup, bu proje için akıllı teknolojiler stratejisi ve vizyonu geliştirmek üzere Stratejik Danışmanlık yaptı.
Arup, Expo 2020 Dubai’de, Dubai World Expo 2020 ekibine konsept master planı hakkında 2012’den bu yana partnerleriyle birlikte destek veriyor. 2014 sonrasında ise çevresel sürdürülebilirlik, lojistik, güvenlik, altyapı, kamu hizmetleri, ulaşım ve yaya planlaması, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS), erişilebilirlik, akıllı şehirler ve çevre planlamasını içeren master plan konularında verdiği danışmanlık hizmeti devam etti. Arup, akıllı şehirler için teknolojinin ve verinin sorunsuz operasyonuna ve Expo için ziyaretçi deneyiminin geliştirilmesine dair akıllı bir vizyon geliştirdi.
Dijital Yaratıcı Şehir (CCD) planının hedefi, Meksiko Guadalajara’yı İspanyolca konuşulan pazara yönelik artan talebi karşılayacak dijital ve yaratıcı endüstriler için küresel bir merkez haline getirmekti. Yeni bir yaratıcı endüstri kümesi olan CCD’nin konsept master planını Arup hazırladı. Guadalajara’nın vizyonunu gerçekleştirmek için kentsel bir Veri Yönetimi Platformu, akıllı teknolojilerle zemin oluşturan bir iletişim stratejisi ve Teknoloji Mimarisini içeren yüksek seviyeli dijital bir ana plan geliştirildi. Algılayan Şehir projesinde, 2010 ve 2011’deki depremlerin ardından yenilenen Christchurch (Yeni Zelanda) Arup’un desteğiyle açık veri ve sensörleri kullanarak şehrin gelecekte nasıl çalışacağını yeniden düşünme fırsatı buldu. Vatandaşlar "şehri hissetmek" için, hava kirliliği ölçüm cihazları ve nehirlerin su kalitesini ölçen için sensörler kullanarak projeye dahil oldular ve bunları cep telefonlarıyla şehir yetkililerine bildirdiler. Şehir genelindeki verilere halkın erişimi sağlandı ve kendi kendini idame ettiren bir sosyal girişim yaratıldı.
Liverpool Dijital Vizyonu, şehrin genel hedeflerine ulaşabilmesi için dijital teknolojiyi nasıl daha iyi kullanabileceğine dair oldukça ikna edici bir görüşü vatandaşlarla paylaştı. Bu kapsamda halk sağlığı, atık yönetimi, ekonomik kalkınma ve kapsayıcı yönetişim gibi öncelikli etki alanları belirlendi. Liverpool, bu vizyonu uygulamak için Arup ile birlikte dijital hızlı kazanım projelerini, yönetişim faaliyetlerini listeledi ve paydaş yapısını oluşturdu.
Bristol Akıllı Şehir Stratejisi, Birleşik Krallık’ın zaman zaman en akıllı şehri olarak nitelenen Bristol’ün fizibilite çalışmasını yönetti ve 2012’de İngiltere Teknoloji Strateji Kurulu’nun “Geleceğin Şehirleri” yarışmasına sunuldu. Dijital teknolojiyi kullanan ve entegre bir kentsel altyapıya odaklanan bu yenilikçi strateji, 3 milyon sterlinlik hükümet fonu kazandı. Proje, Bristol'ün gelecekteki hizmetlerini ileri seviyeye taşımak için bir inovasyon birimi kurmayı ve şehrin Yaşayan Laboratuvar (Living Lab) modelini geliştirmeyi içeriyordu.
Woodlands Konsept Dijital Master Planı, Kuzey Singapur'daki 112 hektarlık Woodlands geliştirme projesidir. Bölgeyi Malezya'ya bağlayan ana ulaşım merkezi sayesinde geliştirmeyi, "Singapur'a açılan kapı" olarak tanımladı. Dijital master plan, bölge için inovatif işletmelerin ilgisini çekecek akıllı girişimlere odaklanıyor.
Catapult Akıllı Şehir Stratejileri Araştırması, dünyadaki 20 şehrin neden ve nasıl akıllı şehir stratejileri oluşturduğunu ve bunları nasıl uyguladıklarını ortaya koyan ve akıllı şehirle ilgilenenler tarafından çok iyi bilinen bir doküman. Bu dokümanı Catapult için hazırlayan Arup, akıllı bir şehir stratejisi oluşturma sürecindeki itici güçleri, yönetim ve finansman yöntemlerini anlamak için dünya çapında 25'ten fazla şehir yetkilisi ve uzmanıyla röportaj yaptı. Çalışma; şehirlerin, farklı strateji oluşturma, uygulama ve yönetişim modellerini ve bunların yerel gerçeklikle nasıl uzlaştırılabileceğini anlamalarına yardımcı oluyor.
Toronto İçin Daha Akıllı Çözümler, şehrin temel akıllı şehir kazanımlarını ve bunların Toronto'yu daha akıllı bir şehir yapmak için nasıl kullanılabileceğini özetleyen bir belge. Toronto için 5 anahtar eylem var: İş birliği yap, katalizör ol, bağla, birlikte yarat ve iletişim kur.
Akıllı Danimarka Stratejisi; akıllı şehirlerin sunduğu fırsatları araştırmak, ulusal düzeyde atılması gereken temel adımları belirlemek ve küresel akıllı şehirler pazarında Danimarka’yı ön plana çıkarmak üzere hazırlandı. Arup’un görevlendirildiği bu çalışma, sonuç olarak, kamu yetkilileri için üretilen beş tavsiyenin ana hatlarını çizdi: belediyelerin dijital yönetişimini geliştirmek, şehirlerde iş birliğini güçlendirmek, ilgili standartları netleştirmek, halkın sorunlarını ele almak ve akıllı şehrin sunduğu fırsatlar hakkında paydaşları bilgilendirmek.
Arup Digital Studio, Sidewalk Labs ile stratejik araştırma ve kentsel vizyon oluşturma projesidir. Arup, Google Alphabet’in kentsel inovasyon ürünü Sidewalk Labs için önemli bir stratejik danışman olarak çalışıyor. Arup, bir vizyon ve strateji oluşturmanın yanı sıra yeni kentsel teknolojileri ve yeni kentsel tasarım alanlarını kapsayan yeni potansiyel hizmet ve ürünlerini keşfetmeye yardımcı oluyor. Örneğin otonom araçlar ve lojistik, inşaat ve bakım robotikleri, performansa dayalı bölgeleme ve yönetişim sistemleri gibi konularda danışmanlık hizmeti veriyor. Arup ekibi; sistem stratejisi, hizmet tasarımı, etnografik araştırma ve görselleştirme dahil olmak üzere genel tasarım stratejisini ele alıyor.
Manchester Dijital Stratejisi ve Olgunluk Değerlendirmesi, keşfetmeye ve tanımlamaya dayanan bir metodolojiyle Arup tarafından yürütülüyor. Yönetişim, liderlik, veri yönetimi, beceri ve yeteneklerin yönetimi bazında bir olgunluk değerlendirmesi yapılıyor. Şehrin sorunlarını, yerel teknoloji sektörünün yetenekleri çözen sivil teknoloji (Civtech) programı ve teknoloji şirketlerini şehre yatırım yapmaları için davet eden bir pilot uygulama öneriliyor.
Glasgow’daki sanal sergide Arup imzası
Birleşmiş Milletler öncülüğünde imzalanan, küresel ısınmaya yönelik hükümetler arası ilk çevre sözleşmesinin yürürlüğe girdiği 1994’ten beri her yıl düzenlenen ve kısaca COP diye adlandırılan taraflar konferansı bu yıl 31 Ekim-12 Kasım’da İskoçya’nın Glasgow kentinde düzenlendi. Paris’te, 2015’te imzalanan ve Türkiye’nin de 7 Ekim’de parlamentodan geçirerek yürürlüğe soktuğu iklim anlaşması, küresel ısınmanın her yıl 2 °C düşürülmesi için çeşitli çalışılmaların yürütülmesini hükme bağlıyor. Konferansın bir özelliği de iklim değişikliğini ele almayı taahhüt eden küresel şehirler ağı (C40) üyesi şehirlerin net sıfır hedeflerine ulaşmak bakımından kritik rollerini vurgulamak üzere 11 küresel şehri bir araya getirdiği bir sanal sergi oldu. İstanbul’un da içinde yer aldığı küresel şehirler ağı (C40) ve Arup’un teknik destek verdiği sanal sergi sürecinde, bu şehirlerin belediye başkanları da Glasgow’da bir araya gelerek iyi örnekleri tartıştılar. Küresel Şehirler Ağı C40 yönetimi ve Arup, Glasgow’daki sergiye katılan şehirlerdeki çalışmaların başka şehirlere de yayılması için beş öncelik alanı belirledi. Bu alanlar şöyle sıralanabilir:
• Dekarbonizasyon ve adaptasyon: Sel ve sıcak hava dalgaları da dahil olmak üzere iklim değişikliği etkilerinin hafifletilmesi, bina ve altyapıların karbonsuzlaştırılıp adapte edilerek emisyonların azaltılması.
• Sürdürülebilir hareketlilik çözümleri: Sürdürülebilir ve kapsayıcı bir toplu taşıma ağının oluşturulmasına öncelik verilmesi.
• Doğa temelli altyapı: Geleneksel gri altyapıdan ziyade yeşile yatırım yaparak karbon emisyonlarının azaltılması, biyolojik çeşitliliğin iyileştirilmesi ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlanması.
• Yeşil finans: Yatırımları güvence altına almayı ve iklim eylem planlarını gereken hız ve ölçekte kolaylaştırmak için gereken finansmanın kapısını açmayı amaçlayan girişimlerin uygulanması.
• Enerji geçişini hızlandırmak: İklim değişikliğinin aşırı uçlara ulaşmasını önlemek amacıyla fosil yakıtların acilen sıfır ve düşük karbon girişimleriyle değiştirilmesine yatırım yapılması.
Küresel Şehirler Ağı ve Arup’un bütün şehirlere önerdiği bu adımlar atılırsa, ülkelerin karbon sıfır hedefine ulaşması kolaylaşacak. Glasgow’da Yeşil Alanda düzenlenen sergide, katılımcı her şehre ait birer sanal oda bulunuyordu. Dünyanın her tarafından iklim değişikliğine ilgi duyan kişi ve kuruluşlar serginin açılışından itibaren web tabanlı bir platform olan “Virtual Engage” aracılığıyla sergiyi gezebildi ve 11 şehrin en iyi iklim değişikliği eylem örneklerinden bazılarını izledi. Sergide Londra, İstanbul, Nairobi, Lima, Bogota, Los Angeles, Washington D.C., Mumbai, Pekin, Cakarta ve Auckland yer aldı. Arup, 10 yıldır iklim eylemlerini ölçme, yönetme ve planlama konusunda şehirlere yardımcı olmak için hayati araştırmalar yapıyor. Arup, liderlerini hayati kararlar alma konusunda güçlendiren C40 şehirlerinin de ortağı. C40 dünyanın kendini iklim değişikliğiyle mücadele etmeye adamış mega kentlerinden oluşan ve iş birliği yapmayı, bilgiyi paylaşımını ve iklim değişikliği konusunda anlamlı, ölçülebilir ve sürdürülebilir eylemler gerçekleştirmeyi destekleyen bir network. Sanal sergi, Virtual Engage olarak adlandırılan ve Arup’un oluşturduğu bir platform. C40 ile Arup, sanal sergide yer alacak şehirlerin seçilmesini, projeleri ve tasarımı belirledi. Sonrasında bu şehirlerin belediyeleri ve ilgili birimleriyle çalışarak odalarda sergilenecek projelere dair bilgilerin toplanarak yüklenmesini gerçekleştirdi ve bu odaların tasarımını yaptı. Sergi COP 26 ile birlikte lanse edildi, inanılmaz bir ilgi gördü ve birçok ziyaretçi ağırladı.
Akıllı şehir ve iklim ilişkisi
İklim verilerine dayalı Akıllı Şehir çözümleri, aşağıdaki konularda güncel ve verimli çözümlerin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır:
• Yaşamakta olduğumuz iklim değişikliğinin şehirlere yansıyan olumsuz etkileri azaltılabilir. Ulusal ve yerel meteoroloji verilerinin ve mevsim normalleri dışında seyreden hava şartlarının takip edilmesi ve hızlı önlemlerin alınması,
• Sürdürülebilir enerji katkısı artırılabilir. Şehir genelindeki rüzgâr, yağış, su yüksekliği, dalga boyu vb. verilere dayalı sürdürülebilir enerji santrallerinin kurulması,
• Çarpık kentleşmeden kaynaklanan sorunlara etkin çözümler bulunabilir. Şehrin coğrafi yapısına ve üstündeki yerleşime uygun altyapı çözümlerinin uygulanması gibi. Her yıl sel, heyelan, kuraklık vb. yaşayan alanların tespiti ve bu felaketlerin tekrarlanmamasına yönelik altyapı çözümleri,
• Hava kirliliğine çözüm getirilebilir. Şehir genelinde hava kirliliği ve partikül ölçümleri ile olumsuz noktaların tespiti ve bunlar için çözüm geliştirilmesi,
• Şehirdeki yeşil alanların (park, yeşil çatı vb.) veriye dayalı takip yöntemleriyle bakımı ve geliştirilmesi.
Akıllı şehirler ve iklim arasındaki ilişki için üç basamaklı bir yanıt verilebilir. Birinci başlık, şehirlerin tasarımının belirli açılardan şehrin öz-kaynaklarına, iklim rejimine, yağış ve rüzgar faktörlerine göre tasarlanması. Bu açıdan bazı fırsatlar kaçmış olsa da günümüzde sıklıkla değişen yapı stoklarında en azından bu nosyon ile hareket edilmesi gerekir. Son dönemlerde değişen iklim şartlarına dayanıklı şehirler tasarlanmıyor, bunu canımızı acıtan örneklerde görüyoruz. İyi örnekler de var; Barcelona, Amsterdam, Londra gibi global örnekler. Bu topraklarda da yapısal medeniyetin başlangıç dönemlerinde kurulan şehirler buna örnek. Ülkemizin tarihsel mimarlık hafızasında da buna uygun örnekler bulunabilir. Günümüzde yapılan bir parkın dahi en azından altyapısının akıllı şehir uygulamalarına uyumlu tasarlanması gibi... Bunun gerçekleştirilmesi için doğru bir mühendislik yaklaşımının disiplinler arası ele alınması gerekir.
İkinci başlık, belirli akıllı şehir uygulamaları ile karbon ayak izinin azaltılması. Örneğin trafikte geçirilen zamanın azaltılmasıyla karbon salınımlarının azalması sağlanabiliyor. Kaynakları, aydınlatmayı, ulaşımı, su kaynaklarını, ormanları, doğal yaşamı gözlemleyebilecek ve bunları bir girdi olarak alabilecek uygun sistemler geliştirilebiliyor. Partikül madde gazlarını ve emisyonu azaltan onlarca yaklaşım söz konusu. Şehirler için elektrikli ulaşımın yaygınlığının arttırılması, toplu taşımanın optimizasyonu ile araç kirliliğinin azaltılması gibi azaltıcı aksiyonlar geliştirilebilir. Bunların içinden hangi teknolojilerin daha doğru ve verimli olduğunu seçmek için bir mühendislik metodolojisi ve yaklaşımı gerekmektedir.
Üçüncü başlık ise şu anda şehirleri birtakım sensörlerin ürettiği veriler ile izleyebiliyor olmamız. Bu bize bir krizi önceden tahmin ederek anlık müdahale etme imkanı tanıyor. Bir bölgenin ani değişimlerine, önceden haberdar olarak proaktif bir müdahalede bulunabiliriz. Bir sokakta CO2 salınımı arttıysa o bölgeyi trafiğe bir süreyle kapamak gibi. Yürüyüş yollarındaki zehirli gazların düzeylerini sürekli kontrol edebilmek gibi. O bölgelerdeki anlık ve döngüsel verileri kullanarak hızlı kararlar alabilir, proaktif yaklaşımlar sergileyebiliriz. Örneğin Arup olarak Bursa’da böyle bir iletişim altyapısının omurgasını oluşturuyoruz.
Türkiye için fırsatlar mevcut
Ülkemizin, akıllı şehir projeleri kapsamında uluslararası rekabette güçlenmesi için öncelikle verilerin toplanması ve yayınlanmasına yönelik ülke geneli standartların belirlenmesi gerekiyor. Veri paylaşımı sınırlarının yasal düzenlemelerle tanımlanması ve bu alandaki kuralların belirlenmesi, kurumların veri paylaşımına daha açık yaklaşmalarını mümkün kılacaktır. Ülke ve il ölçeğinde açık veri portallarının oluşturulması ve kullanıma açılması, kuluçka merkezlerinin yaygınlaştırılması, veriye dayalı çözümler üretecek insan kaynağının yetiştirilmesi, veri okur-yazarlığının artırılması ve yaygınlaştırılması, belediyeler nezdinde kapasite geliştirme çalışmalarının yürütülmesi de potansiyelimizi artırarak küresel piyasada rekabet edebilirliğimizi destekleyecektir.
Türkiye’de özellikle start-up kuruluşların sayısı oldukça fazla ve hemen her konuda ürün çıkarma kapasitesinde olan kuruluşlar mevcut. Dolayısıyla çözüm fırsatları da çok. Ancak hangi ürünün nasıl konumlandırılacağına dair bir üst bakış açısı gerekiyor. Türkiye’de yapılmış used case sayıları sınırlı ve bu ürünlerin yaşam döngülerini tamamlayarak olgunlaşmaları gerekiyor. Bu pek mümkün olamıyor. İç piyasada olgunlaşamamış ürün yurt dışında da değer bulamıyor. İkinci olarak global trendler incelenmeli, hangi alanlarda doğru ve sonuç almaya yönelik ürünlerin geliştirileceği konusunda bu kuruluşlara bir yön verilmesi gerekli. Bunu tek tek ürün penceresinden yapmak mümkün değil, önümüzdeki on yıllar boyunca sistemlerin ve ihtiyaçların nereye evrileceğini bilmemiz de gerekir. Bu, yine pazar dinamiklerinin araştırılıp değerlendirilmesi ve bir çerçeve ile mümkün olabilir.
Akıllı Şehir çözümleri, teknolojik araç ve uygulamalardan önce verinin doğru ve akılcı kullanımını içermektedir
Akıllı Şehir çözümlerinin merkezinde veriye dayanarak insana fayda sağlamak ve insanların çözüm sürecine katılımı bulunmaktadır. Ülkemizde Akıllı Şehir çözümleri genel olarak teknolojik uygulamalar başlığında ele alınıyor. Akıllı Şehir çözümleri, teknolojik araç ve uygulamalardan önce verinin doğru ve akılcı kullanımını içermektedir. Ülkemizde Akıllı Şehir çalışmaları genelde yerel ve merkezi yönetim tarafından yapılmaktadır. Türkiye’de akıllı şehir çalışmaları son dönemlerde yükselen bir eğilim haline gelse de oldukça kısıtlı örnekler üzerinden ve bütüncül bir bakış açısından yoksun projeler olarak sürdürülüyor. Bu koşullarda da sürdürülebilir olmuyor. Akıllı şehir stratejik olarak ele alındığında iyi uygulamalar onu takip edecektir ve katılımcı açık veri platformları kullanıldığında halkın da katkısı sağlanacaktır. Bu yine yukarda belirttiğim bütüncül ve disiplinler arası bir yaklaşım ile değerlendirilebilir.
Çeşitli finansal sorunlar nedeniyle çok kısıtlı örnekler mevcut. Akıllı şehirlerin temel taşıyıcıları belediyeler, finansal sorunlar nedeniyle yaklaşımlarını ve projelerini geliştiremiyor. Elde edilen verilerin sürekli kullanılması ve bunun bir çözüm sürecinin içine yerleştirilmesi için kurumlarda akıllı şehrin verilerini değerlendiren bir yönetişim yapısı kurulmalı. En temel gücümüz, yetişmiş insan kaynağımız ve sektörün sorunlara hızlı cevap verme kapasitesi. Ayrıca, son dönemde uluslararası iyi uygulamaların Türkiye’ye özel uyarlandığı çalışmalar da mevcut.