Kentsel dönüşüm proje alanlarını genişleten yasa teklifi Meclis'te tartışmalar arasında kabul edildi...
Muhalefet: "Büyükşehirler derebeylik oluyor!"
İktidar: "Modern kentlere kapı aralanıyor!"
Belediye Kanunu'nun 73. maddesini değiştirerek büyükşehir belediyelerinin kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayacağı alanları genişleten "Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi", 17 Haziran 2010 günü TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi.
AKP İstanbul Milletvekili Nusret Bayraktar ve 14 milletvekilinin imzasını taşıyan kanun teklifinin Genel Kurul'da görüşülmesi sırasında iktidar ve muhalefete mensup milletvekilleri arasında hararetli tartışmalar yaşandı... Muhalefet kanadı, yapılmak istenen düzenlemeyle ilçe belediyelerinin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı onama yetkisi, proje onama yetkisi, ruhsat verme yetkisi dahil tüm yetkilerinin elinden alınıp büyükşehir belediyelerine verildiğini, böylelikle AKP'nin seçim kazanamadığı ilçelerin belediye yönetimleri üzerinde baskı kurma olanağı yaratıldığını belirtirken, AKP milletvekilleri ve hükümet kentlerin modern bir görünüme kavuşabilmesi için bu teklifin yasalaşmasının önemine vurgu yaptı.
Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir; "Düzenlemeler olumsuz yönde kullanılamayacak, aksi durumda bunu soruşturacak merciler var"
Milletvekillerinin kanun teklifiyle ilgili sorularını yanıtlayan Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir, dünyadaki tüm gelişmiş ülkelerin kentsel dönüşüm süreçlerini hızlandıracak düzenlemelere büyük önem ve öncelik verdiğini belirterek, düzenlemenin olumsuz yönde kullanılamayacağını, aksi durumda bunu soruşturacak mercilerin bulunduğunu söyledi. Demir, "İlgili denetleyici bakanlıklar ve yargı her şeyden önce bu iş ve işlemleri denetler. Kanun teklifinde, 'Kentsel dönüşüme muhatap olan hak sahiplerinin rızası esastır' denilmektedir. Bundan da anlaşılacağı gibi, bir yerel yönetimin hak sahibi insanlar üzerinde bu yasayı olumsuz şekilde kullanma imkanı yoktur" dedi. Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir şöyle devam etti: "Bir yerel yönetimin, özellikle hak sahibi insanlar üzerinde bu yasayı olumsuz bir şekilde kullanma imkânı yoktur. Bir hak mahrumiyetine uğrayan, rızası alınmadan, mülkiyeti, arsası veya gayrimenkulü dönüşüme tabi tutulduğunda haksızlığa uğruyorsa yargıya gider, hakkını arar. Ama 'Yargı da haksızlık yapar' diyecek kadar güvensizliğe ulaşacaksak eğer, bu ülkede hiçbir şeyi halledemeyiz".
CHP Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya: "Büyükşehir, kent rantlarıyla dilediği gibi oynayabilecek!"
"Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" ile ilgili olarak Genel Kurul'da yapılan görüşmelerde CHP Grubu adına konuşan Bartın milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya, kanun teklifinin yasalaşması durumunda büyükşehir belediye başkanlarının kent rantlarıyla dilediği gibi oynayan krallar haline geleceğini öne sürdü. Yalçınkaya şöyle konuştu: "İlçe belediyelerinin tüm yetkileri; 1/1000 ölçekli uygulama imar planı onama yetkisi, proje onama yetkisi, ruhsat verme yetkileri elinden alınıyor ve büyükşehir belediyesine veriliyor. Böylelikle seçimlerde AKP'nin kazanamadığı ilçelerde belediyelerin sahip olduğu tüm imar yetkilerine, gayrimenkullerine ve gelirlerine el koyma olanağı yaratılıyor. Diğer yandan büyükşehir belediyelerine kentsel dönüşüm alanı ilan edilen yerlerde halkın mülklerine yıllar süren kısıtlama hakkı verilirken kamuya ait tüm gayrimenkullere de el koyma yetkisi veriliyor".
Teklifin AKP'li Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin kentin çeperinde, nazım imar planında yeşil alan olan boş alanlarda bu plan kararlarına aykırı bir biçimde belirlediği kentsel dönüşüm alanı kararlarına karşı açılmış davalarla eş zamanlı olmasının dikkat çekici olduğunu vurgulayan Yalçınkaya, "Üstelik teklif bu davalarda ortaya çıkan yürütmenin durdurulması kararlarının gerekçelerini ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Bu davalardan bir bölümünde verilen yürütmeyi durdurma kararlarında ?boş alanlarda kentsel dönüşümden söz edilemeyeceği, mevcut nazım imar planları bulunan alanların bu plana göre düzenlenmesi gerektiği", yani yeşil alan olması gerektiği gibi hususlar bulunmaktadır. Teklif açıkça yargının bu yöndeki kararlarını boşa çıkarmayı amaçlıyor" diyerek şöyle sürdürdü: "Kentin sözde yirmi beş-otuz yılını şekillendirecek nâzım imar planını hazırlayacak, bu planda kentte büyük eksikliği olan yeşil alanlara ilişkin geniş alanlar ayıracaksınız; daha sonra bu alanların yok fiyatına el değiştirmesini sağlayacak kadar bekleyip buraları 'kentsel dönüşüm alanı' ilan ederek eskiden yeşil alan olan bölgelerin yeni sahiplerine fahiş rantları bir kararla aktaracak, sonra da buna yargıda 'dur' denildiğinde sıkışıp bu rantın önünü açacak yasa düzenlemesine TBMM'yi alet edeceksiniz. Kusura bakmayın, kentsel dönüşüm adı altında fahiş rant pazarına dönüşen alanlardaki uygulamaları kurtarma amaçlı bu yasa düzenlemesini içimize sindirmemiz olanaksızdır.
AK Parti İstanbul Milletvekili, eski Bağcılar Belediye Başkanı Feyzullah Kıyıklık; "Devrim niteliğinde değişim..."
Kanun Teklifi ile ilgili olarak Ak Parti Grubu adına İstanbul Milletvekili, eski Bağcılar Belediye Başkanı Feyzullah Kıyıklık konuştu. Diğer dünya ülkelerinde 100-150 yıl önce yapılmış kentsel dönüşümleri Türkiye'de kendilerinin gündeme getirdiğini, 'devrim niteliğindeki' bu değişimi bazı kesimler anlayamadığı için sıkıntı yaşandığını belirten Kıyıklık, "Alışmışlar, eskisi gibi yaşamak istiyorlar, ama biz buna izin vermeyeceğiz. Hepimiz medeni ülkenin gereklerine uygun şekilde yaşayacağız" dedi. Kıyıklık şöyle sürdürdü: "Nüfus çokluğundan dolayı, çok büyük rekreasyon ve sosyal alanlara, geniş ana arterlere ve konut alanlarına ihtiyaç var. Ticaret alanlarının da yerlerinin değişmesi veya yeniden böyle yerlerin konulması ihtiyacı var. Maalesef Türkiye'de deprem çok geç fark edildiği için deprem riskinden dolayı da yenileme ihtiyacı söz konusu; eskiyen kent dokularının yenilenmesi, mevcutların da çok iyi onarılması gerekiyor. Bu yüzden kentsel dönüşüm ve gelişimin gerekleri düşünülerek 2005 yılında çıkarılan Belediye Kanunu'nun 73'üncü maddesiyle bu olay kanunun içine konuldu, ancak uygulamaya geçtikten sonra bazı sıkıntıların ortaya çıktığı görüldüğü için, şimdi tam manasıyla çağdaş bir kentsel dönüşüm ve gelişim projesi için bu kanunda değişiklik yapılıyor".
Kentsel dönüşümün aynı zamanda bir çevre ve nazım imar planı olduğunu, bu konudaki yetkinin Büyükşehir Belediye Kanunu ile ilçe belediyelerine değil, büyükşehirlere verilmiş bir hak olduğunu kaydeden Kıyıklık, "Zaten, bu hakkı eğer büyükşehirlere vermezseniz ne olur biliyor musunuz; bir ilçe belediyesi tutar bir yere sanayi alanı kurar, diğer ilçe belediyesi getirir yanına meskenleri koyar, diğeri eğlence alanlarını koyar ve şehir dokusu kaybolur ve gider" diye konuştu. Kıyıklık, kanun teklifine göre, kentsel dönüşüm ve gelişim projesi alanı ilan etme yetkisi her ne kadar büyükşehre verilmişse de, büyükşehir belediyesinin isterse bu yetkiyi ilçe belediyelerine de verebileceğini belirterek, "Böylece Büyükşehir Belediye Kanunu'ndaki sınırlamanın dışına çıkıyor, biz fazladan ilçe belediyelerini de bu konuda haklandırmış, görevlendirmiş oluyoruz" dedi.
AKP Nevşehir Milletvekili Mahmut Dede; "Kaçak yapılaşmayı bitirdik, sıra modern kentleri kurmada..."
AKP Nevşehir Milletvekili Mahmut Dede de muhalefetin eleştirilerini hayretle izlediğini belirtti ve kentlerin modern bir görünüme kavuşabilmesi için bu teklifin yasalaşmasının önemli olduğunu söyledi. 1970 ve 80'li yılların gerçeği olan kentlerdeki kaçak yapılaşmanın AKP iktidarınca 2004 yılında TCK'da yapılan "Kaçak inşaat, ev, işyeri yapan da yaptıran da üç yıldan başlamak üzere ağır cezada yargılanır" değişikliğiyle bitirildiğini ve takip eden süreçte modern kent oluşumlarının hızla ilerlediğini söyleyen Dede, şöyle devam etti: "Toplu Konut İdaresi'nin yapmakta olduğu modern kentler artık, insanların çarpık kentlerde değil, modern kentlerde yaşama isteğini ön plana çıkarmıştır. Görüşmekte olduğumuz 5393 sayılı Belediyeler Kanunu'nda değişiklik öngören düzenlemeyle de şehirlerimiz tümüyle çarpık yapılaşmadan kurtulacak, insanlarımıza sağlıklı koşullarda yaşam fırsatı sunulacak, toplumdaki ayrışma ortadan kaldırılacak ve vatandaşlarımıza daha saygın bir benlik duygusu kazandıracak kentsel dönüşüm projelerinin önü açılacaktır".
MHP Kırşehir Milletvekili Metin Çobanoğlu;"Büyükşehirlere savaş hali yetkileri vermenin mantığı nedir?"
MHP Grubu adına görüşlerini açıklayan Kırşehir Milletvekili Metin Çobanoğlu ise 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 73'üncü maddesini değiştiren bu yasa teklifinin büyükşehir belediye başkanlarına adeta padişahlık yetkileri veren, vatandaşın mülkiyet hakkını yok sayan, bu anlamda yaşanacak bir mağduriyet durumunda vatandaşların hukuka gitmesini engelleyecek nitelikte bir metin olduğunu dile getirdi. Yapılmak istenen düzenlemeyle büyükşehir belediyelerine ancak savaş veya seferberlik hallerinde kullanılabilecek kamulaştırma yetkilerini verildiğini belirten Çobanoğlu, "Vatandaşlarla bu konuda ortaya çıkabilecek anlaşmazlıklar mahkemelerde öncelikle görüşülecek ve daha sonra 2942 sayılı Kamulaştırma Yasası'nın 27'nci maddesine göre acele kamulaştırılma yapılacak. 27'nci madde 3634 sayılı Millî Müdafaa ve Mükellefiyet Kanunu'na atıfta bulunuyor; bu da savaş hali, seferberlik zamanında yapılacak kamulaştırmalara eşdeğer. Şimdi sormaz mısınız: Büyükşehir belediye başkanlarının bu acelesi niye? Savaş halinde uygulanacak birtakım kanunları şimdi Meclisimiz vasıtasıyla büyükşehir belediyelerine vermenizdeki mantığı anlamakta zorlanıyoruz" diye konuştu.
Yapılmak istenen yasal düzenlemenin tamamen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in isteğiyle uyumlu olduğunu, Gökçek'in kentsel dönüşüm alanı uygulamaları hakkındaki mahkeme kararlarından kurtarılabilmesi çabasına parlamentonun alet edildiğini söyleyen Çobanoğlu, Ankara'da hayata geçirilmiş kentsel dönüşüm uygulamalarına yönelik çarpıcı iddialar da gündeme getirdi: "Bakın, Pursaklar Sarayköy'de 2 milyon metrekarelik bir alanda yapılan bir kentsel dönüşüm, bir rant paylaşımı. Söz konusu saha Maliye hazinesine ait ve 2023 Ankara Planı'nda "Ağaçlandırılacak alan ve tarımsal niteliği korunacak alan" görünüyor. Emniyet Genel Müdürlüğü, söz konusu arsayı talep ediyor. Bu talep, ilk önce, Saray Belediyesi ve TOKİ tarafından uygun görülüyor. Bu çalışmalar yapılırken - altını çizmek istiyorum- 4 adedi aynı adreste, yine 2 adedi aynı adreste olmak üzere 8 kooperatif bir araya gelerek Özgün Anka Yapı Kooperatifi Birliği'ni kuruyorlar. Bu kooperatif birliği, söz konusu arsayı TOKİ'den talep ediyor. Bu talep üzerine TOKİ, 2008 yılında söz konusu arsayı metrekaresi 7 ve 8 liradan ihaleye çıkarıyor. Daha sonra ne oluyor? Kooperatif, Ankara Büyükşehir Belediyesi?ne başvuruyor, ağaçlandırılacak alandan çıkarılıp konut alanına çevrilmesini talep ediyor. Sonra bu talep, Büyükşehir Belediyesince, 2/6/2009 tarih 6879 sayılı yazısıyla, 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı'na aykırı olduğu gerekçesiyle reddediliyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi diyor ki: '2023 Nazım İmar Planı'nda ağaçlandırılacak ve tarımsal niteliği korunacak alan, bunu size konut yapmak üzere veremeyiz'. Yapılması gereken de bu değil mi değerli milletvekilleri? Ne güzel! Ama ne oluyor? Aradan sekiz gün geçiyor, aynı alanda tekrar bir müracaat oluyor. Kooperatif yılmıyor, ret kararından sekiz gün sonra yani 6/10/2008 tarihinde aynı istemle Ankara Büyükşehir Belediyesine başvuruyor. Ve ne oluyorsa oluyor (!) sekiz gün önce reddettikleri 2 milyon metrekarelik alanda konut yapılmasına sekiz gün sonra Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi müsaade ediyor. Hangi hatırlı insanlar girdi, arada ne görüşmeler oldu, kimlere neler sağlandı, orasını bilmiyoruz?"