Header Reklam
Header Reklam

Çevre Koruma / Temizlik Hizmetleri ve 'Sağlıklı Kentler'

13 Temmuz 2008 Dergi: Ocak-Şubat 2007
Çevre Koruma / Temizlik Hizmetleri ve 'Sağlıklı Kentler' Böylece çevre; "sosyal, kültürel, tarihsel, insani" yani "manevi boyutları" ve "su, kanalizasyon, elektrik, yol, ulaşım, taşın, altyapı / konut, yerleşim, kentsel dönüşüm bölgeleri, sanayi, ticaret, turizm merkezleri / gaz, sıvı, katı atık, elektronik atık geri dönüşüm tesisleri gibi bileşenleri"; yani "maddi-fiziksel" boyutları ile "Bütünsel-Holistik" olarak tanımlanmış olur.


İşte bu çerçevede, yine tüm bu boyutları içeren "Sağlıklı Kentler" kavramı ve uygulamaları gündeme gelir.

Dünya Sağlık Örgütü "(World Health Organization), 1984 yılında belirlenen "Sağlıklı Kentler Projesi"nin temel hedeflerini şöyle açıklıyor:

Sağlık eşitsizliklerini azaltmak / Sağlığı geliştirmek, koruyucu önemler almak / Sektörler arası işbirliği yapmak / Halk katılımını sağlamak / Ulaşılabilir sağlık sistemi oluşturmak ve Uluslararası işbirliğini sağlamak.

Aynı yaklaşım bağlamında, "Sağlıklı Kent"in ulaşması gereken "11" hedefse şöyle sıralanıyor: Temiz, güvenilebilir bir çevre / Dengeli ekolojik sistem / Güçlü, dayanışma içinde sömürülmeyen bir toplum / Halk katılımı ve kontrolü / Temel gereksinimlerinin karşılanması / Bilgi ve deneyimlere ulaşılabilirlik / Sürdürülebilir şehir ekonomisi / Kültürel mirasa sahip çıkmak / Kendini geliştiren bir yapı / Optimum düzeyde halk sağlığı ve hizmetleri / Yüksek sağlık düzeyi.

Tüm bu hedeflere ulaşmak için yürütülen çalışmalar sonucunda, bugün "30"u aşkın ülkede 120’den fazla kent ve ilçe Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi’nde (WHO European Region) "Sağlıklı Kentler" arasında yer almış durumda.

Bu çerçevede "Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği" 2004 yılında kurulmuş bulunuyor.

Türkiye’de Sağlıklı Kentler Birliği Web Sitesi’nde "Birliğin Amacı" şu şekilde açıklanıyor:

"Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) üyesi olan Türkiye’nin, DSÖ ’Sağlıklı Kentler Projesi’ kapsamında oluşturulan ’Sağlıklı Kentler Birlikleri’ ve Avrupa Sağlıklı Kentler Ağı içinde güçlü ve etkin bir şekilde temsilini sağlamak üzere, Türkiye’de bulunan Sağlıklı Kentleri ve aday kentleri bir araya getirmek ve bu kentler arasında sağlık ile planlamanın entegrasyonu, sürdürülebilir gelişme, yönetişim ve sosyal destek yaratmak, kent içi ve kentler arası eşitsizlikleri azaltmak suretiyle, sağlıklı kentler yaratmak ve yaşatmak için ’Sağlıklı Kentler Birliği’ kurulmuştur."

30 Aralık 2006 tarihi itibariyle birliğin başkanlığı, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülüyor.

Tüm bu yaklaşımlar; Türkiye’de "e-Belediye’ye Dönüşüm" bağlamında çevre koruma ve temizlik hizmetlerinin çağdaş boyutlara ulaşmasının olmazsa olmazlarını oluşturuyor.

Bu çerçevede "Çevre Koruma ve Temizlik Hizmetleri" konusunda; Konya Büyükşehir Belediyesi, Beyoğlu Belediyesi, Fatih Belediyesi ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin görüş, öneri ve değerlendirmelerini aldık. Yetkililer; tarihi, doğal, kültürel, çevreyi korumak ve sürekliliğini sağlamak adına yürüttükleri çalışmaları anlattılar...

e-Belediye: Belediyenizde, daha çok hangi çevre sorunları ile karşı karşıyasınız?

Konya Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma-Kontrol Daire Başkanı Ali Özer: Belediyemizdeki en büyük çevre sorunu hava kirliliği sorunudur. Bu sorunun en aza indirilebilmesi için, kalitesiz katı ve sıvı yakıt yakılmasını önlemeye çalışıyoruz. Bu konu ile ilgili Büyükşehir Belediyemiz yakıt analiz laboratuarı kurmuştur. Her yıl yaklaşık 1600 mesken ve işyerinde kazan ve yakıt denetimleri yapılmaktadır.

Sanayi bölgelerinde yanık yağ, eski lastik, lastik vb. gibi maddelerin yakıt olarak kullanılması yasaklanmıştır ve denetimleri yapılmaktadır. İlimiz hava kirliliğinde çok büyük etkileri bulunan fabrikaların bacalarına elektro-filtre takmaları sağlanmıştır.

Büyükşehir Belediyesi’nce şehir içi otobüslere yakma verimi artırıcı cihazlar takılarak egzoz emisyonlarının hava kirliliğine etkisi azaltılmaya çalışılmıştır. Yakma, yakıt sistemi ve baca kontrolleri yapılmaktadır. Şehir merkezine hava kirliliğinin yüksek olması halinde anlık müdahale yapılabilmesi amacıyla anlık veri sağlayan 2 adet tam otomatik Hava Kalitesi İzleme İstasyonu kurulmuştur.

Beyoğlu Belediyesi Çevre Koruma Müdürlüğü Yavuz Soysal: Beyoğlu’nun tarihi bir kimliğe sahip olması, buna bağlı olarak sokaklarının dar olması sebebiyle ilçemizin büyük bir bölümünde çöp konteyneri bulunmamaktadır. Vatandaşlarımız poşetlere koydukları çöplerini günün belli saatlerinde sokağa bırakmakta, Müdürlüğümüz bünyesinde çalışan görevliler bu çöpleri araçlarla toplamaktadır. Bu uygulamada yaşanan sorun, vatandaşların atıklarını yeteri kadar sızdırmazlık sağlayan poşetlere koymamaları ve bu sebeple çöp sularının sokaklara akmasıdır. Bu husus Türkiye’nin en önemli şehri olan İstanbul’un kültürel, ekonomik ve turistik açıdan vitrini konumunda olan Beyoğlu İlçesi’nin niteliklerine yakışmayan bir sorundur. Bu sorunun çözümüne yönelik olarak semt konaklarında özellikle ev hanımlarının konuyla ilgili bilinçlendirilmesine yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Ayrıca ilçemizde özellikle İstiklal Caddesi’nde ve bu caddeye çıkan sokaklarda bulunan eğlence yerlerinden kaynaklanan gürültü, özellikle yaz döneminde karşı karşıya kalınan önemli bir çevre sorunudur. Bu hususta yapılan şikáyetler Müdürlüğümüz bünyesindeki Çevre Koruma Bürosu elemanlarınca yerinde yapılan incelemelerle değerlendirilmekte, ilgili Çevre Kanunu ve Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği kapsamında gerekli işlemler yapılmaktadır.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi Çevre Kontrol ve Koruma Daire Başkanı

Dr. S. Ahmet Okur: Belediyemiz en çok hava kirliliği ve katı atıklardan kaynaklanan çevre sorunları ile karşı karşıyadır. Nüfus artışına, teknolojik gelişmeye bağlı olarak nitelik ve nicelik olarak hızla artmakta olan katı atıklar ilimiz için önemli bir çevre sorunu oluşturmaktadır. Atıkların % 95’i evsel nitelikli ve % 5’i sanayi kaynaklıdır. İlimizde hava kirliliği genel olarak; kalitesiz yakıtların ısıtmada kullanıldığı konutlardan, çeşitli endüstriyel tesislerden, motorlu araçlardan ve atmosferik şartlardan kaynaklanmaktadır. Isıtmada kullanılan yakıtın niteliği ve kent trafik yoğunluğu hava kirliliğini oluşturan önemli sebeplerdir.

e-Belediye: Tarihi, doğal, kültürel çevreyi korumak- sürekliliğini sağlamak adına neler yapıyorsunuz?

Konya Büyükşehir Belediyesi, Ali Özer: Tarihi, doğal, kültürel çevrenin korunması, sürekliliğinin sağlanması ve geliştirilmesi için faaliyetlerimiz devam etmektedir. Bu faaliyetlerin kısa vadede hedefe ulaşması için Belediyemizce Stratejik Plan oluşturulmuştur. Bu plan çerçevesinde stratejik amaçlara 2010 yılına kadar ulaşmayı hedefliyoruz. Stratejik amaçlarımızı; sosyal alan oluşması, hayvan sevgisinin yaygınlaşıp hayvanların daha iyi tanınmasının sağlanması için bir hayvanat bahçesinin kurulması, belediyemiz tarafından yürütülen haşere ile mücadele çalışmalarının daha etkin sürdürülebilmesi için, kaynağa yönelik çalışmalar yaparak şehrimizdeki haşere üreme alanlarının tespit edilmesi, haritalandırılması, Kurban Bayramlarında kullanılmak üzere teknik ve hijyenik şartları taşıyan kesim mahallerinin kurulması, Sürdürülebilir Çevre Anlayışı ve Sürdürülebilir Atık Yönetimi’nin oluşturulması, Katı Atık Entegre Tesisi’nin kurulması, Tıbbi Atık Bertaraf Tesisi kurulması, ambalaj atıklarının kaynağında geri kazanımının sağlanması, yayımlanan yeni yönetmelikler doğrultusunda atık yönetim planının oluşturulması, gayri sıhhi müessese envanteri çıkarılması, daha temiz bir kent merkezi oluşturulması için çalışmalar yapılması, ev temizliği ekiplerinin kurulması, "Çevre Temizlik Denetçisi" ekiplerinin oluşturulması, ilimizdeki hava kirliliğinin önlenmesi ve hava kirliliği ile ilgili çalışmaların daha etkili bir şekilde yapılabilmesi için gerekli tedbirlerin alınması, Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği kapsamında stratejik gürültü haritalarının hazırlanması, günümüzde atmosferik kirlenmeye neden olan kirleticilerin azaltılması yada kullanılmasının engellenmesi amacıyla plan ve projeler oluşturulması, sanayi ve ısınmadaki enerji ihtiyacını karşılamak üzere güneş, rüzgar ve jeotermal enerji gibi alternatif yenilenebilir enerji kaynakları ile doğalgaz kullanımına yön verilmesi, hava kirliliğinin kaynağı olan, ısınma ve sanayi amaçlı kullanılan yakıtlarla birlikte, diğer yakıt türlerinin de analizlerinin yapılmasını sağlayacak Yakıt Analiz Laboratuarının akreditasyon (İSO 17025) çalışmalarının yapılması, biyolojik çeşitliliğin korunması ve geliştirilmesinin sağlanması ve çevre bilincinin arttırılması olarak sayabiliriz.

Beyoğlu Belediyesi, Yavuz Soysal: İlçemizin önemli bir bölümünün SİT Alanı olması dolayısıyla Belediyemizde kentsel tasarım ve projelerin hazırlanması ile ilgili gerekli birimler oluşturularak, ilçemiz sınırları dáhilinde bulunan ve yok olup gitmeye yüz tutmuş tarihi eserlerin şehrimize geri kazandırılması hususunda yasal çerçeve içerisinde gerekli çalışmalar yapılmaktadır. Ayrıca 2863 sayılı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 12. maddesine dayanılarak çıkarılan Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Ait Katkı Payına Dair Yönetmelik gereği "Belediyemiz İlçe Sınırları Dáhilinde Bulunan Eski Eser Niteliğindeki Çeşmelerin Röleve, Restitüsyon, Restorasyon Projelerinin Hazırlanması" işi ihale edilmiş ve işin uygulanması için gerekli çalışmalar gerçekleştirilmiştir.

Fatih Belediyesi Başkan Yardımcısı Okan Erhan Oflaz: Yoğun tarihsel birikim içeren ve tarihi yarımadanın bir parçası olan Fatih İlçesi sınırları içerisinde; belediyemiz; koruma konusunda oldukça yapıcı adımlar atmaktadır. İlçe sınırları dahilinde bulunan tarihi miraslarımızın korunması, restorasyonu ve yeniden canlandırılması konusunda; geçmişi geleceğe aktarmayı hedefliyoruz. İlçemizde bulunan zengin Osmanlı mimarisini; niteliksiz ve herhangi bir kimlik taşımayan yapıların oluşturduğu bir düzene bırakmak istemiyoruz. Bu kapsamda UNESCO ile yürütülen Fener- Balat Semtleri Rehabilitasyon Programını örnek olarak verebiliriz.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi, Dr. S. Ahmet Okur: Tarihi ve kültürel çevreyi koruma adına; eski eserler ve taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmiş yapıların gerekli onarımlarının yapılması için teşvik vermekte ve destek olmaktayız. Büyükşehir Belediyemiz bünyesinde 2007 ocak ayından itibaren KUDEBB (Koruma Uygulama ve Denetleme Bürosu) kurulmuştur. Büyükşehir Belediyemiz eski eserlerin onarım ve kontrol hizmetlerini denetlemektedir. Ayrıca ilimiz içerisinde hinterland sınırlarında bulunan SİT Alanı ilan edilen (Gesi, Talas gibi) bölgelerimizde koruma amaçlı imar planı yaptırmaktayız. Doğal çevreyi koruma adına hava kirliliği ile mücadele ve denetim çalışmaları ve katı atık yönetim planı hazırlanması, geri kazanılabilecek atıkların değerlendirilmesi projeleri yürütülmektedir.

Ayrıca belediyemize bağlı 1 adet geri dönüşüm tesisi olup aylık 15 ton geri dönüşüm malzemesi elde edilmektedir.

Büyükşehir Belediyesi olarak belediyemiz bünyesinde bulunan Katı Atık ve Çevre Denetleme Şube Müdürlüğü’nce, Çevre ve Orman Bakanlığı destekli Avrupa Birliği mevzuatlarına uygun Kayseri Katı Atık Düzenli Depolama Tesisi Projesi devam etmektedir ve bu projenin 2010 senesinde uygulamaya geçirilmesi öncelikli hedeflerimiz arasında yer almaktadır.

e-Belediye: Belediyenizde Temizlik İşleri Müdürlüğünüzün yürüttüğü çevre temizlik işleri hakkında bilgi alabilir miyiz?

Konya Büyükşehir Belediyesi, Ali Özer: Çevre ve Temizlik İşleri Şube Müdürlüğünün faaliyetleri; Konya kenti katı atıkları Aslım mevkiinde bulunan Aslım Katı Atık Depolama Sahasında tekniğine uygun olarak düzenli bir şekilde depolanmaktadır. Sağlık kuruluşlarından kaynaklanan tıbbi atıklar özel tıbbi atık toplama aracı ile toplanarak Aslım Katı Atık Depolama Sahası’nda etrafı tel çit ile çevrili özel bölümde açılan çukurlarda kireç ilavesiyle bertaraf edilmektedir. Ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanarak ekonomiye geri kazandırılmasına yönelik KAYK (Katı Atıkların Yerinde Kazanımı) Pilot Projesi 2923 konut ve otel, ticari işletmeler, öğrenci yurtları, okullar, alışveriş merkezleri ve resmi kurumlar başta olmak üzere 75 anlaşmalı ticari işletme ve kurumda devam etmektedir. Projenin 2007 yılı içerisinde kent geneline yaygınlaştırılması hedeflenmektedir. Gıda ile ilgili olanlar dahil birinci sınıf Gayri Sıhhi Müesseseleri, LPG oto gaz ikmal ve akaryakıt istasyonlarını, işletmesi Büyükşehir Belediyesince yapılan otogar, hal vb. işyerleri ruhsatlandırılmakta ve denetlenmektedir.

Ana arterlerin, caddelerin temizliği yapılmakta ve çöp kovalarının yerleri belirlenmektedir. Mücavir alan içerisindeki tüm ibadethane, gasilhane, tuvalet vb. yerlerin bakım ve temizliği yapılmaktadır. Otobüs durağı, duvar, direk, alt-üst geçit v.b. yerlerde asılı bulunan veya yapıştırılmış olan afiş, broşür, bayrak, poster v.b. çevre ve görüntü kirliliğine yol açan unsurlar tespit edilerek sorunlar giderilmekte ve kent estetiğinde bütünlük sağlanmaktadır. Belediyemizin diğer birimlerinin yapmış olduğu çalışmalar neticesinde meydana gelen hafriyat vb. kirliliği, trafik kazaları sonucu oluşan kirlilik kaldırılmakta ve kent merkezi dışındaki ana arterler, çevre yolları, sanayi bölgeleri ve refüjler belirli periyotlarla temizlenmektedir.

Kar yağışı sonrası, diğer birimlerden alınan ekipler koordine edilerek kar temizleme çalışması yapılmaktadır. Çevre bilincinin geliştirilmesi konusunda sosyal ve kültürel (sempozyum, panel, konferans, broşür basımı, çevre şenliği vb.) faaliyetler düzenlenmektedir.

Beyoğlu Belediyesi, Yavuz Soysal: Müdürlüğümüzün gerçekleştirdiği çevre temizlik hizmetleri; İlçe sınırları dáhilindeki 45 mahalleden yaklaşık 250.000 nüfusun katı atıklarını (çöp ve molozlarının) toplanması ve Büyükşehir Belediyesi Baruthane Katı Atık Aktarma İstasyonuna ve Göktürk Beldesindeki hafriyat depolama sahasına nakledilmesi; ilçe sınırları dáhilindeki yaklaşık 180 km yolun süpürülüp yıkanması.

İlçedeki yaklaşık 140 sağlık ocağı ve kliniğin tıbbi atıklarının toplanarak Büyükşehir Belediyesi’nin Odayeri-Göktürk de bulunan tıbbi atık bertaraf tesisine nakledilmesi,

gerçekleştirilmesi planlanan proje dáhilinde lisanslı özel kuruluşlar ve İSTAÇ A.Ş. ile işbirliği içerisinde geri kazanım uygulamalarının ilçemiz bünyesinde faaliyete sokulması ve bu amaçla ilçedeki okullarda çeşitli eğitim faaliyetlerinin yürütülmesi şeklinde sıralanabilir.

Fatih Belediyesi, Okan Erhan Oflaz: Belediyemiz bünyesinde çevre temizliğine büyük önem verilmektedir. İlçemiz sınırlarındaki cadde, sokak ve yeşil alanlar her gün süpürülmekte; oluşan çöpler konteyner sistemi kullanılarak 24 saat aralıksız olarak toplanmaktadır. Ayrıca belirli programlarla cadde, sokak ve okullar arazöz yardımıyla yıkanmakta, kullanılan konteynerler; konteyner yıkama aracı ile temizlenip dezenfekte edilmektedir. Bunun yanı sıra; tehlikeli atık statüsündeki tıbbi atıklar ayrı toplanarak evsel atıklara karıştırılmadan bertaraf edilmektedir.

Ayrıca ambalaj atıklarının ayrı toplanması ile ilgili Hollanda-Zoeteermer Belediyesi ile Fatih Belediyesi arasında "İkiz Oluşum Projesi "adı altında ortak bir proje hazırlanmaktadır. Projenin amacı; halkı ambalaj atıkları konusunda bilinçlendirmek için "İletişim Planı" oluşturarak bu iletişim planını 01.07.2007 tarihinde uygulamaya geçirmektir. Bunun dışında; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı aracılığıyla; Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği ile sözleşme imzalanmış olup; 300 adet pil kutusu tüm kamu kurum ve kuruluşları ile okullara dağıtılacaktır. Tüm bunların dışında; bitkisel atık üreten kuruluşlarımıza yapılan tebligat çalışması sonucu; bu kuruluşların büyük bir çoğunluğundan çıkan bitkisel atık yağlar ayrı olarak toplanmaktadır.

e-Belediye: Çevre konusunda "özel sektör" firmalarının ürettiği kirlilik hakkında değerlendirme ve görüşleriniz nedir?

Konya Büyükşehir Belediyesi, Ali Özer: Sanayi alanlarının gün geçtikçe yerleşim alanları içerisinde kalması; gürültü, hava kirliliği, trafik problemlerini de beraberinde getirmektedir. Sanayi tesislerinden kaynaklanan tehlikeli atıkların doğaya bırakılması ciddi sorunlara neden olmaktadır. Son zamanlarda ülkemizde rastlanan tehlikeli atıkların izinsiz olarak toprağa gömülmesi bu sorunun ciddiyetini tekrar gündeme getirmiştir.

Tehlikeli atıkların yanlış bertarafı sonucunda, zehirli kimyasal maddelerin toprağa ve yeraltı sularına karışması, tehlikeli atıklar besin zincirinin de kirlenmesine yol açıyor. Bu atıkların insan vücudunda birikmesi geri dönüşü olmayan hasarlara hatta ölümlere neden olmaktadır. Tehlikeli atıkların bertarafı ancak lisanslı bertaraf tesislerince yapılmalıdır.

Ülkemizde Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından lisans almış tek bir tesisin bulunması ülkemiz için yeterli bulunmamaktadır. Tehlikeli atıkların insan ve çevre sağlığını tehdit etmeyecek şekilde bertarafının sağlanabilmesi için yeni tesislere ihtiyaç duyulmaktadır. Avrupa Birliğine uyum süreci içerisinde birçok yeni yasal düzenlemeler yapılmaktadır. Bu yeni çıkan yönetmeliklerde uygulama aşamasında çeşitli aksaklıklarla çelişkilerle karşılaşılmaktadır. Bu yönetmeliklerin tam anlamıyla uygulanabilmesi sonucunda çevre konusunda büyük bir yol katedilmiş olacaktır.

Beyoğlu Belediyesi, Yavuz Soysal: Özel sektörün çevre konusunda mevzuat tarafından belirlenen yükümlülükleri yerine getirmeleri, çeşitli standartları sağlamaları gerekmektedir. Ancak, firmaların çevre kirliliği konusundaki duyarlıklarının ekonomik şartlara bağlı olduğunun da bilincindeyiz. İdareler kanunların kendilerine verdiği yetkileri kullanmaktan çekinmemelidir.

Ancak bu yetki özel sektörü çevre konusundan soğutmaya sebebiyet verecek şekilde değil; tam tersine bu konuda beraber çözüm üretmeyi sağlayacak şekilde kullanılmalıdır. İlçemizde başlattığımız Geri Kazanım Programı çerçevesinde, imalathaneler, işletmeler ve konutlarda oluşacak atıkların içinde bulunan ambalaj malzemelerinin geri kazanılması için yapılacak çalışmalara hız vermiş bulunmaktayız. Turistik bir kimliğe sahip ilçemizde bu konuda özelikle otellerle ve eğlence yerleriyle işbirliği içerisinde çalışmayı ve önemli bir çevre sorunu olan katı atık konusunda çağın gerektirdiği uygulamaları hayata geçirmeyi planlamaktayız. 2006 yılında yenilenen çevre kanunu ve Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikler, gereken yasal altyapının oluşturulması için yeterlidir. Ancak tabii bu yasal düzenlemelerin uygulanması ve istenilen sonuçların alınması için idarelerin, vatandaşın ve özel sektörün ortaklaşa hareket etmelerini sağlayacak platformların oluşturulması gerekmektedir.

Fatih Belediyesi, Okan Erhan Oflaz: Küresel Isınma ve neden olduğu iklim değişikleri hepimizin sebep olduğu bir durumdur fakat bu olayda vatandaşların payı elbette ki özel sektör firmalarının oluşturduğu zararın yanında değerlendirmeye alınmayacak kadar azdır. Amerikan, İngiliz ve Avustralyalı bilim adamları ortak bir raporla dünyanın 10 yıl sonra çevre felaketleri açısından geri dönülemez noktaya geleceğini duyurdu. Çünkü dünya ısınıyor. Rapora göre; dünya küresel ısınma yüzünden 10 yıl içinde geri dönülmez bir noktaya gelecek. Ormanların yok olması sonucu çölleşme yaşanacak, bu tarıma da yansıyacak, deniz seviyesi yükselecek ve dünya salgın hastalıkların pençesine düşecek. Bu felaket senaryoları "korkutucu"; fakat "gerçek". İngiliz bilim adamlarından biri; sel ve kuraklığa neden olan değişken havanın, bulaşıcı hastalıkların yeniden ortaya çıkmasına sebebiyet verdiğini, bunun da yeni hastalık dalgalarını beraberinde getirebileceğini savunuyor.

İşte tüm bu gelişmelerde; özel sektör kuruluşlarının çok büyük rolleri vardır. Biz Fatih İlçe Belediyesi olarak elimizden geleni yapıyoruz, bölgemizde büyük sanayi kuruluşu olmaması sebebiyle bu tür geniş çaplı önlemler almamıza gerek kalmıyor. Fakat bunun dışında; konunun atıklarla olan kısmında büyük çaba harcayarak üzerimize düşen görevi layığıyla yerine getirdiğimize inanıyoruz.

Çevre Koruma, Temizlik Hizmetleri’nde sektör firmalarının değerlendirmeleri

İSTAÇ A.Ş. Genel Müdürü

H.Osman Akgül;

"Belediyeler atık yönetimini sadece şehrin temizliği ve atıkların toplanması olarak algılıyor"


Daha önceleri sadece dar kapsamlı kirlenme sorunları ve bunların ortadan kaldırılmasına yönelik kısa vadeli çözümler olarak algılanan çevre, bugün kendini doğal, ekonomik, sosyal ve kültürel değerlerin bütünü olarak göstermeye başlamıştır. Bu gelişmeyi belirleyen en önemli faktör de sosyal ve ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilmesinde kullanılan kaynakların hızlı ve geri dönülmez bir şekilde tahrip edilmesidir.

Bütün bunların sonucunda ortaya çıkan gerçek, "kirliliğin kaynağında önlenmesidir". Kirliliğin oluşmasından sonra bertaraf etmek için yapılacak harcamaların ve yatırımların maliyeti son derece yüksektir. Kirliliği kaynağında önlemek ve yatırım esnasında çevresel önlemler almak hem daha ucuza mal olmakta, hem de üretilen malların sosyal kitleler üzerinde çevreye duyarlı olumlu etkisi oluşturulmaktadır.

Belediyelerde atık yönetimi hizmetleri sadece şehrin temizliği ve atıkların toplanması olarak algılanmakta, bu sebeple geri kazanım ve bertaraf gibi konularda yeterli çalışma ve yatırım yapılmamaktadır. Oysa entegre atık yönetimiyle; atıkların minimize edilmesi, geri kazanılması, kompost veya enerji üretilmesi veya atıkların yakılması suretiyle nihai bertaraf edilecek atığın azaltılması işlemleri ve eski depolama sahalarının rehabilitasyonları yapılmaktadır.

Bununla birlikte, atıkların toplanması ve taşınması hizmetlerini genel olarak başarıyla yürüten belediyeler, atıkların geri kazanımı ve bertarafları konularında halen arzulanan hizmet ve yatırımları yapmaktan uzaktırlar. Sonuçta ise özellikle seçimi doğru yapılmamış, tekniğine uygun olarak inşa edilmemiş ve düzensiz depolama yapılan çöp döküm sahaları; su, hava ve toprak kirliliğine yol açmaya başlamışlardır. Bu olumsuzlukları yeraltı ve yerüstü su kirliliği, toprak kirliliği, depo gazının meydana getirdiği patlama ve yangın riskleri, görüntü kirliliği, taşıyıcı ve haşere üremesi, çevreye koku ve toz yayılması şeklinde sıralamak mümkündür.

Ülkemizde, özellikle İstanbul, Bursa, İzmit gibi Büyükşehir Belediyelerinin yaklaşımları ile atık yönetimi konusunda önemli bazı adımlar atılmıştır. Öncelikle atıkların düzensiz ve kontrolsüz olarak depolandığı döküm sahalarının kapatılması ve rehabilitasyonu ile başlayan, daha sonra yeni düzenli depolama sahaları ve geri kazanım tesislerinin kurulmasına doğru ilerleyen önemli çalışmalar ve yatırımlar yapılmaktadır.

Bu kapsamda ülkemizdeki katı atık bertaraf tesislerinin son durumu şöyledir.

Düzenli Depolama Yapan Belediyeler: Antalya-Patara, Balıkesir, Bursa, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Mersin.

İnşaat Aşamasında Olan Belediyeler: Ankara, Aydın-Didim, İzmir -Foça, Muğla-Göcek.

Çevre Bakanlığı’ndan ÇED Olumlu Belgesi Almış Olan Belediyeler: Adapazarı, Antalya, Muğla-Fethiye, Isparta, İzmir -Çeşme, Konya, Nevşehir, Rize, Trabzon.

Düzenli Depolama Tesisi İçin Ön ÇED ve ÇED Raporu Hazırlayan Belediyeler:

Adıyaman, Afyon, Antalya-Belek, Muğla-Fethiye, Antalya-Kekova, Aydın-Datça, Batman, Diyarbakır-Bismil, Diyarbakır-Silvan, Gaziantep-Nizip, Kilis, Mardin-Kızıltepe, Mersin-Göksu, Muğla-Göcek, Muğla-Gökova, Nevşehir-Ihlara, Siirt, Şırnak, Ş.Urfa- Viranşehir.

Belediyelerin, katı atık yönetim hizmetlerinin yürütülmesinde mali, idari, hukuki ve teknik olmak üzere pek çok problemleri bulunmaktadır. Özellikle mali konulardaki sorunlar, yatırımların önündeki en büyük etkendir. Belediyelerin mevcut finansman kaynaklarının yeterli olmaması, mali açıdan kendi kendilerine yetmeye teşvik edilmemeleri, düzenli muhasebe sistemlerinin olmaması bu mali sorunlardan sadece birkaçıdır. En büyük sorun ise, belediyelerde atık yönetim hizmetlerinden sorumlu olacak, kendine ait özel bir bütçesi ve yatırım programı olan, kendi kendini finanse edebilen üst düzeyde bir tüzel kişiliğin bulunmamasıdır.

Çevre Temizlik Vergisi (ÇTV), bu amacından oldukça uzaktır. ÇTV bu mevcut yapısı ile belediyelerin katı atık yönetim tesislerinin kurulması ve işletilmesi için gerekli finansmanı sağlayamamakta, belediyeler toplanan vergileri genel bütçelerine dahil ettikleri için, verginin amacına uygun kullanılıp kullanılmadığı da bilinmemektedir.

Çözüm Önerileri:

Sağlıklı ve sürdürülebilir bir atık yönetim sistemi, geri kazanılabilir atıkların çöp ile karışmadan kaynağında ayrı toplanması ve organize bir yapı içerisinde geri kazanım sürecinin gerçekleştirilmesini gerektirmektedir. Bu şekilde hem depolama alanına giden atık miktarı azaltılabilecek, hem de değerlendirilebilir atıklar hammadde olarak ekonomiye kazandırılabilecektir. Bu amaçla, Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’nde değişiklik yapılarak, atıkların kaynağında ayrı toplanmasına yönelik sistemlerin kurulması için belediyelere zorunluluklar getirilmiştir. Bu kapsamda bazı belediyelerde bu atıklar pilot projeler kapsamında ayrı toplanmakta ve ayırma tesislerinde daha alt gruplara sınıflandırılarak ilgili sanayilere sevk edilmektedir.

Ülkemizde tıbbi atıkların yakılarak bertarafı amacıyla İstanbul’da Büyükşehir Belediyesi’ne ait merkezi bir yakma tesisi mevcuttur. Bunun dışında Adana, Ankara, Antalya, Muğla ve Sivas illerinde, ait oldukları sağlık kuruluşlarının atıklarını bertaraf eden yakma fırınları da bulunmaktadır. Ayrıca işletme lisansı işlemleri devam eden İzmit Tehlikeli Atık Yakma Tesisinde de tıbbi atıklar yakılarak bertaraf edilebilecektir.

Çözüm önerilerini sıralarsak:

Depo alanları için seçilen yerlerin sızdırmasız özelliklere sahip olması ve su kaynaklarıyla bağlantısının olmaması. Belirli zamanlarda depo sahalarında sıkıştırma, ilaçlama, çevre düzenlemesi ve yeşillendirme yapılması. Şehir çöplerinde, ileride büyük problemlere sebep olabilecek hastane ve sanayi atıkları, piller ve laboratuar atıkları gibi tehlikeli ve zararlı atıkların hiçbir zaman karıştırılmaması için gerekli önlemlerin alınması.

Endüstriyel atıkların yeniden kullanımı, sanayi odaları gibi kuruluşların, bir endüstrinin atığının diğer bir endüstride hammadde veya süreç kimyevi maddesi olarak kullanılmasını sağlamak amacıyla, atık değiş tokuş envanterleri oluşturmaları yolu ile teşvik edilmesi. Atıkların cins, miktar ve özelliklerini belirleyecek metotların geliştirilmesi, bu işleri yapacak uzman personelin yetiştirilmesi. Belediyelerin her ilde tehlikeli atıkları kabul edilebilecek bertaraf tesislerini belirlemeleri ve bertaraf işlemlerinin sağlanması. Bütün hastanelerin, tıp merkezlerinin ve münferit tıbbi çalışmaların, kullanılan tıbbi yöntemlere uygun şekilde tıbbi atık toplama ve bertaraf tesislerine erişme imkanının sağlanması.

Katı atık yönetiminde ilgili kurum ve kuruluşların görev ve sorumlulukları net bir hale getirilmesi. Teknik ve finansal destek sağlayacak ulusal bir mükemmeliyet merkezi oluşturmak. Çevre ve Orman Bakanlığı ve ilgili diğer kurumlarla etkin koordinasyon sağlanarak atık yönetim politikasını geliştirmek. Evsel atıklar için ayrı toplama, kompost, biyogaz ve diğer seçenekleri değerlendirmek. Yeterli miktarda uygun yerlerde kompost tesisi kurularak organik atığın geri dönüşümünün sağlanması.

Belediyelerde atık yönetim birimlerinin oluşturulması. Çevre ve Orman Bakanlığınca verilen izin yetkisinin yerel otoritelere verilmesinin sağlanması. Yerel atık yönetimi için mastır planlarının hazırlanması ve uygulanabilirliğinin sağlanması. İşletilen ve kapanmış düzenli depolama sahaları için izleme programlarının geliştirilmesi. İzlenen düzenli depolama alanlarla ilgili veri bankası oluşturularak bilgilerin kullanılabilirliğinin geliştirilmesi. Biriktirilmeye başlanan inşaat ve hafriyat atıkları için ayrı işleme tesislerinin kurulması.

ÇTV yerine, verilen atık yönetim hizmetlerini finanse edecek, verilen hizmetlerin karşılığı olacak bir "atık bedeli"nin tahsiline yönelik yeni bir yapılanmaya gidilmesi gerekmektedir. Bir kompost tesisi kurulmadan önce mutlak suretle fayda-maliyet analizinin yapılması ve kompost pazarının araştırılması gerekmektedir.

ALTAŞ Temizlik Hizmetleri Genel Müdürü Güney Derin;

"Belediyeler maalesef, yetersiz ekonomik kaynakları nedeniyle çevre konusuna ek bütçe ayıramıyorlar."

Türkiye’de; Avrupa Birliği’ne uyum çalışmaları çerçevesinde ülkemizdeki Belediyelerin büyük bir kısmının mevcut çevre uygulamalarının yetersiz olduğu ortaya çıkmıştır. Ancak bu durum, ülkemizdeki belediye yönetimlerinin; idari, personel, teknik ve "ekonomik kaynak " yapısından kaynaklanmaktadır... Belediyeler sınırlı kaynakları çerçevesinde, günlük sorunların çözümü önceliği ile, çöplerin toplanması ve bertarafını ön planda tutmaktadır. Fakat, bu çalışmalar belediyelerin kendi imkanları doğrultusunda yapıldığından istenilen standartlardan oldukça uzak kalmaktadır. İstanbul, Ankara, İzmir Büyükşehir belediyeleri dışındaki Büyükşehir belediyeleri bile, çevrenin ve doğal kaynakların korunması konusunda Avrupa Birliği Standartları’na uygun, çalışmalar yapamıyorlar. Belediyeler maalesef, yetersiz ekonomik kaynakları nedeniyle çevre konusuna ek bütçe ayıramıyorlar. Bu konuda, hükümetin dolayısıyla Çevre Bakanlığı’nın belediyelere; kısıtlı bir hibe yardımı yerine, sadece çevre koruma amaçlı yatırımlarda kullanılmak üzere özel bir fon desteği sağlaması gerekir.

Ancak tüm bunlara karşın, bazı belediyelerin, dünyada kabul gören çevre bilincini yakalamak için sundukları; çözüm, anlayış ve yaklaşım çabaları da takdir edilmesi gerekecek kadar ilerlemiştir.

Çevre hizmetleri konusunda, uygulamacı bir firma olarak, belediyelere, Avrupa Birliği çevre normlarına uygun, kullanılmakta olan mevcut klasik sistemler yerine teknolojiye paralel olarak gelişen ve gelişmekte olan sistemleri tercih etmelerini öneririz... Stratejik açıdan bakıldığında, yeni teknolojik sistemlerin, ilk etapta yatırım maliyeti yüksek olsa da ilerde işletim maliyeti açısından daha kazançlı oldukları kesindir. Ayrıca, belediyelerin daha verimli hizmetler sağlayabilmeleri için, çevre hizmetleri tamamen özelleştirilmelidir. Bu özelleştirmede özellikle; "atıkların toplanması" ile "ambalaj atıklarını ayrıştırma ve geri dönüştürme" işi birlikte özelleştirilmelidir...

Atıkların toplanmasıyla ilgili olarak, belediyelerin çoğunluğu mevcut durum ve yöntemlerle çalışmalarını sürdürmektedir. Atıkların bertarafı ile ilgili olarak, deponi alanlarında, halen düzenli depolama yapılmaktadır. Fakat, Avrupa normları ve uygulamaları çerçevesinde bu sistemin değiştirilmesi, atıkların gömülerek değil de enerjiye dönüşecek şekilde, tesislerde işlenmesi gerekir.

Ülkemizde, özellikle son 5 yılda, belediyelerimizin atık toplama, taşıma, süpürme, yıkama gibi çevre hizmeti ile ilgili faaliyetlerini özelleştirerek, mevcut kaynaklarını daha rasyonel dağıtmasıyla Avrupa Birliği Standartları’na uygun hizmet verme potansiyeli artmıştır. Böylece hem ülke ekonomisine hem de insanların daha kaliteli hizmet almasına katkı sağlayan önemli bir hizmet sektörü de oluşmuştur. Bu hizmet sektörünün giderek gelişmesiyle de, belediyeler çevre konusunda daha teknolojik daha nitelikli hizmetler verebileceklerdir. Altaş olarak, hizmet verdiğimiz Kartal, Kadıköy, Bakırköy, Maltepe, Çanakkale ve Eskişehir (Odun pazarı) Belediyeleri de bu noktada, çevre sorunlarının büyük bir kısmını aşmıştır.

ARITIM Mühendislik Teklif ve Proje

Departmanı, Çevre Yüksek Mühendisi

Pelin Ongan Torunoğlu;

"Belediyelere, yüksek maliyetler oluşturmayan ve kolay işletilebilen membran teknolojilerini öneriyoruz"

Belediyeler Avrupa Birliği Uyum Çalışmaları çerçevesinde özellikle "su ve atıksular"ın arıtımı ile katı atıkların kontrolü konusunda fonlardan yararlanma suretiyle projeler geliştirmektedir. Bu projeler ülkemiz için ilk defa yapılan çalışmalardır ve bu suretle kendi içinde proje tekliflerinin tam ve doğru olarak hazırlanamaması gibi sorunları da beraberinde getirmiştir. Ancak her yeni yapılan uygulamada olduğu gibi bu işin tecrübesi de edinildikçe bu fonlardan yararlanma oranında artış olacağı şüphesizdir. Diğer yönden Avrupa Birliği fonlarından faydalanmak ve proje veya hibe başvurusunda bulunmak için sanayi odaları, üniversitelerin AB Merkezleri, AB’nin Türkiye ofisleri ve TOBB ETÜ olmak üzere birçok resmi kurum ve sivil toplum örgütünün açmış bulunduğu çok sayıda eğitim programı da bulunmaktadır. Bu eğitim programlarında AB proje başvurularında şartnamelerin nasıl yorumlanması gerektiğinden teklif dosyasının idari kısımlarının hazırlanmasına kadar birçok noktada başvurularda yapılması gerekenler aktarılmaktadır. Ancak ülkemizde diğer sektörlerde olduğu gibi belediyelerde de personel için sürekli eğitim ilkesinin şart olduğu unutulmaktadır ve gerek personelin yabancı dil bilgisi gerekse de bu eğitimlere katılım ihmal edilebilmektedir. Bu noktada arzu edilmese de arıtma sektöründe faaliyet gösteren özel bir şirketin danışmanlığında bu başvurular yapılabilmektedir. Bu noktada tek tip bir arıtma teknolojisine bağlı kalmaksızın birden çok firmanın arıtma çözümlerini sunabilme olanağı bulduğu ortamların olduğu ve bu arıtma alternatiflerini analiz edebilecek teknik kadroların belediyelerimizde çalıştırılması gerektiği görüşündeyiz.

Mümkün olduğunca tüm arıtma teknolojilerini karşılaştırabilen ve analiz ederek en uygun olanına karar verebilen mühendisler, belediyelerde istihdam edilmeli ve ihaleye hazırlık aşamasında çevre teknolojisi üreten çok sayıda firma ile bağlantı kurulmalıdır. Bu noktadan sonra teknik yeterliğe sahip kadro ile en uygun teknoloji seçildikten sonra şartname hazırlıklarında mutlaka farklı ekipmanlar kullanılması için değişik firmalardan teknik raporlar alınarak karşılaştırmalı değerlendirmeler yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki ne kadar çok, çeşitli sistem dizaynı ve ekipman seçimi incelenirse, o nispette uygun maliyet ve yetkin teknik sisteme yaklaşılacaktır.

Bir kurumun, bir fabrikanın başarılı çevre teknolojileri uygulama ve yönetimi, ancak entegre 


Etiketler


Slider Altına