TEPAV, yürürlüğe giren yasayı analiz etti: Yeni Yasa'nın kaybedeni İstanbul ...
TEPAV Yönetişim Politikaları Analisti Emre Koyuncu’nun imzasını taşıyan analizde, yerel yönetimlerin genel bütçe vergi gelirlerinden aldığı payların mevcut dağılımı ile yeni yasada belirtilen kurallara göre oluşacak dağılımın karşılaştırması yapılıyor… Buna göre İstanbul, bütçe gelirlerinden alacağı pay azalacak tek il olacak… Yürürlüğe giren Kanun’daki yeni formülleri esas alan ve “bu formüller 2011 yılında uygulanmış olsa ne olurdu?” sorusuna cevap arayan TEPAV Analisti Koyuncu, elde ettiği bulguları şöyle özetliyor: “Yeni modele göre, merkezden transfer edilen payların belediye ve özel idarelerin bütçe gelirleri içindeki oranı % 48’den % 54’e çıkarken, GSYİH içindeki payı da % 1,93’ten % 2,20’ye çıkmaktadır. Payların mali büyüklüğü ise %12 artmaktadır. Bu değişimler paylarda yaklaşık 3,1 milyar TL’lik bir artışın karşılığı olarak gerçekleşmektedir. Her şeyden önce belirtmek gerekir ki, Kanun öngördüğü yerel yönetim paylarındaki artış ile yerel yönetimlerin mali olarak güçlendirilmesine yönelik ciddi bir adımdır. Paylardaki artış yerelleşmenin göstergelerinden biri olan yerel yönetim/merkezi yönetim harcama oranını da yerel yönetimler lehine artırmaktadır”.
İstanbul’un payı 21 lira azaldı…
TEPAV’ın çalışmasına göre, Yeni Yasa ile kişi başına bütçeden alacağı para azalan tek il İstanbul olacak. Eski yasaya göre 2011 yılında bütçeden kişi başına 500 lira alan İstanbul, yeni Yasa uygulansaydı kişi başına 21 lira daha az, yani 479 lira alabilecekti. Kişi başına TL cinsinden artışta ise ilk sırayı Erzurum’un aldığı (197 TL), onu Muğla (186 TL) ve Van’ın (167 TL) izlediği görülüyor. İzmir’de artışın 20 TL, Ankara’da 3 TL olduğu, Gaziantep’te ise hiç artış olmadığı görülüyor. Yasayla oransal olarak en çok kazanan ilk beş il sırasıyla Muğla (% 90), Van (% 77), Erzurum (% 71), Balıkesir (% 65) ve Tekirdağ (% 63) olarak belirlendi.
Partiler arasında en büyük kayıp, MHP’de…
TEPAV, Yasa’nın belediye başkanlarının bağlı oldukları siyasi partiler açısından etkisini de belirledi. Büyükşehir ilçe, il merkez, ilçe merkez ve belde belediyelerinin genişlemesi veya bölünmesi durumunda aynı partinin yönetiminde olacağı varsayımıyla yapılan hesaba göre belediye sayısının en çok MHP, en az BDP belediyelerinde azaldığı görüldü. MHP’nin belediye sayısı 417’den 169’a gerilerken, BDP’nin 241’den 182’ye inecek. Kişi başı paylar dikkate alındığında ise en fazla kaybı BDP belediyeleri (% 24) yaşarken, en az kaybı AK Parti belediyeleri (% 9) yaşayacak
Merkeze bağımlılık artıyor…
TEPAV, Yeni Yerel Yönetim Yasası’yla yerel yönetimlerin genel bütçe vergi gelirlerinden alabilecekleri payları da belediyeler bazında liste olarak açıkladı. Analizinde “yerel yönetimlerin büyük ölçüde merkezden transfer edilen kaynaklara bağımlı olduğuna” dikkat çeken TEPAV, yerel yönetimlerin (belediyeler ve il özel idarelerinin) genel bütçeden aldıkları payların kendi bütçeleri ve GSYİH içindeki oranının 2007-2011 döneminde artış gösterdiğine işaret ederek şu saptamaları yapıyor:
“2011 mahalli idareler bütçe gelirleri hesabının % 47’sini genel bütçe vergi gelirlerinden (GBVG) alınan paylar ve merkezi yönetim bütçesine dahil idarelerden alınan bağış ve yardımlar oluşturmaktadır. Kanun yerel yönetimlerin özgelir yaratma kapasitesini artırmaya yönelik bir içerik sunmazken, transfer edilen payları yükselterek merkeze olan bağımlılığı da artırmaktadır. Kanun’da yer alan yeni formüllere göre oluşturduğumuz ve ‘2011 yılında Kanun’daki formül uygulanmış olsaydı ne olurdu?’ sorusuna cevap aradığımız modele göre merkezden transfer edilen payların belediye ve özel idarelerin bütçe gelirleri içindeki oranı % 48’den % 54’e çıkarken, GSYİH içindeki payı da % 1,93’ten % 2,20’ye çıkmaktadır. Payların mali büyüklüğü ise %12 artmaktadır. Bu değişimler paylarda yaklaşık 3,1 milyar TL’lik bir artışın karşılığı olarak gerçekleşmektedir. Kanun öngördüğü yerel yönetim paylarındaki artış ile yerel yönetimlerin mali olarak güçlendirilmesine yönelik ciddi bir adımdır. Paylardaki artış yerelleşmenin göstergelerinden biri olan yerel yönetim/merkezi yönetim harcama oranını da yerel yönetimler lehine artırmaktadır. Bu açıdan bakıldığında bir ülkenin ne kadar “yerel” olduğunu ancak diğer ülkelere kıyasla söyleyebiliriz. Payların artırılmasıyla atılan adım Türkiye için büyük olmakla birlikte diğer ülkelerle karşılaştırıldığında küçüktür. Kanun’daki pay artışı Türkiye’nin yerel yönetim harcamalarının merkezi yönetim harcamalarına oranını % 22’den % 23’e çıkarmaktadır. Diğer yandan Kanun kısmen merkezi idare görünümündeki il özel idarelerinin köylere yönelik belediye hizmetleri dışında, belediyelere bir yetki devri veya yerel yönetim özerkliğini artıran bir unsur içermemekte; temelde büyükşehir belediyesi hizmet modelini yaygınlaştırmaktadır.
Kanun ile yapılan değişiklikler
•Büyükşehir paylarının, büyükşehir belediyesi sınırları içinde toplanan GBVG’nin % 5’inden % 6’sına çıkarılması; bu paydan büyükşehir belediyesine doğrudan verilen kısmın % 70’ten % 60’a düşürülerek kalan kısmının büyükşehir belediyeleri arasındaki paylaşımı için nüfus kriterine ek olarak yüzölçümü kriterinin getirilmesi;
•Büyükşehir ilçe belediyeleri payının GBVG’nin % 2.50’sinden % 4.50’sine çıkarılması; diğer belediyelerin payının GBVG’nin % 2,85’inden % 1,50’sine düşürülmesi ve sosyoekonomik gelişmişlik endeksine göre dağıtımında eşit sayıda ilçe grupları yerine eşit nüfusta belediye grupları oluşturulması;
•Nüfusu 10.000’in altında olan belediyeler için ayrılan denkleştirme ödeneğinin dağılımında nüfus kriterinin öne çıkarılması ve
•İl özel idareleri payının GBVG’nin % 1,15’’inden % 0,05’ine indirilmesidir.”
Büyükşehirlerin payı % 59’dan % 81’e çıkıyor
Yerel yönetim sisteminde büyükşehir ağırlıklı tercihi ortaya koyan Kanun’la yaklaşık 56,5 milyonluk bir nüfusa hizmet edecek olan büyükşehir ve büyükşehir ilçe belediyeleri, toplam yerel yönetim payının % 81’ini alacak. Mevcut sisteme göre büyükşehir ve büyükşehir ilçe belediyeleri yaklaşık 38 milyonluk bir nüfusa hizmet ediyor ve payların % 59’unu alıyor. TEPAV analizi, yeni Kanun’da öngörülen sistemden (mevcut sistemle kıyaslandığında) en çok kazanan illerin yeni büyükşehir olanlar olduğunu da ortaya koyuyor: “Kanun’la en çok kazanan ilk beş il, (yüzde değişim olarak) sırasıyla Muğla (% 90), Van (% 77), Erzurum (% 71), Balıkesir (% 65) ve Tekirdağ’dır (% 63). Payların artmasına rağmen İstanbul % 4’lük bir kayıp yaşamakta, İzmir, Ankara ve Gaziantep’teki değişim % 5’in altında kalmaktadır. Kişi başına TL cinsinden artışta ise ilk sırayı Erzurum alırken (197 TL) onu Muğla (186 TL) ve Van (167 TL) izlemektedir. İzmir’de artış 20 TL, Ankara’da artış 3 TL olurken Gaziantep’te hiç artış olmamakta İstanbul ise 21 TL kaybetmektedir. Büyükşehir illerinin dışında kalan illerde ilçelerin Sosyo Ekonomik Gelişmişlik Endeksi’ne (SEGE) göre yapılan %20’lik pay dağıtımı, nüfusu yüksek illerin paydan daha fazla almasını sağlamaktadır. Mevcut sistemde belediyeler gelişmişlik endeksine göre en küçükten en büyüğe dizildikten sonra bağlı oldukları ilçelere göre eşit sayıda ilçe içeren 5 gruba bölünüp dağıtım % 23 ile %17 arasında değişen oranlara göre yapılmaktadır. Yeni sistemde ise iller yine endeks değerine göre dizilmekte ancak gruplar ilçe sayısına göre değil, her grupta eşit sayıda nüfus olacak şekilde belirlenmektedir. Buna göre mevcut sistemde en gelişmiş belediyelerin olduğu havuza toplam 15 milyon nüfusa sahip 671 belediye girerken, Kanun’a göre 2,4 milyon nüfusa sahip 47 belediye girmektedir. Bu değişiklikten en çok Yalova (paylarda % 43 artış) ve Kırklareli (% 38 artış) etkilenmektedir. SEGE’nin kullanımının aslında az gelişmiş illeri mali olarak desteklemek açısından bir rasyoneli vardır ve yeni sistemde yapılan değişiklik bu rasyoneli anlamsız kılmaktadır. Zaten kanun tasarısının meclise gönderilen ilk halinin gerekçesinde ‘Gelişmişlik endeksinden kaynaklanan adaletsiz dağıtımın önüne geçileceği’ açıkça ifade edilmektedir”.
Vatandaş açısından değişen…
Peki, büyükşehir sınırları il sınırlarına genişletilmesiyle büyükşehir belediyesinin GBVG’den alacağı payda ortaya çıkacak değişim, büyükşehirde yaşayan vatandaş açısından ne anlam ifade ediyor? Bununla ilgili olarak da TEPAV analizinde şu açıklamaya yer veriliyor:
“Örneğin Mersin’de büyükşehir ve büyükşehir ilçe belediyelerine aktarılacak pay belediye sınırlarının il sınırına genişlemesiyle % 55 artarken, öteden beri Mersin büyükşehir sınırları içinde oturan bir vatandaş için kişi başına düşen pay % 20 azalmaktadır. Bir benzetme yapacak olursak pasta büyümekte ama daha çok ve daha ince dilimlere bölünmektedir. Bu analize göre Kanun’dan en olumlu olarak halen Erzurum, Konya, Eskişehir, Kayseri, Kocaeli büyükşehir sınırlarında oturan vatandaşlar etkilenmektedir. Buralarda hem toplamda, hem de kişi başına paylar artmaktadır”. Peki yeni Kanun’la büyükşehir olan bir ilin merkezinde yaşayan bir vatandaş? Değişiklikten o nasıl etkilenecek? Örneğin halen Mardin merkez ilçe belediye sınırlarında oturan vatandaşların her biri için belediye payındaki artış ne olacak? TEPA analizi, Mardin Belediyesi sakinleri için kişi başı belediye payında % 20’lik artış olduğunu ortaya koyarken, Kanun’dan en kazançlı çıkacak yeni büyükşehirin Muğla olduğu, Muğla merkezde yaşayanlar açısından kişi başı artış oranının % 77 olduğu saptamasına da yer veriyor.
Partiler açısından yeni yasa
Yeni kanunun etkilerini belediye başkanlarının bağlı olduğu siyasi partiler açısından da değerlendiren TEPAV, (büyükşehir ilçe, il merkez, ilçe merkez ve belde belediyelerinin genişlemesi veya bölünmesi durumunda aynı partinin yönetiminde olacağı varsayımıyla yaptığı hesaba göre), belediye sayısı en çok azalan partinin MHP, en az azalan partinin ise BDP olacağı saptaması yapıyor… Kişi başı paylar dikkate alındığında ise en fazla kaybı BDP belediyeleri (% 24) yaşarken, en az kaybı AKP belediyeleri (% 9) yaşıyor.