‘Klasik TOKİ Mimarisi’ Rafa, ‘İkinci Nesil Kent Mimarisi’ Yolda...
Toplu Konut İdaresi (TOKİ), gerçekleştirdiği projelerin “Klasik TOKİ tarzı” diye eleştirilmesine neden olan mimari çizgileri terk edip, yöresel mimariye uygun, uygulanacağı kentin dokusuyla uyumlu projeler üretme yoluna gidiyor...
TOKİ Kentsel Yenileme Dairesi Başkanı Gürol Konyalıoğlu, afet riski altındaki alanlarda dönüşüm uygulamalarının hayata geçirileceği yeni dönemde yerel mimari çizgilerden izler taşıyan daha farklı bir mimari konseptle yola devam edeceklerini belirterek, “Klasik TOKİ tipi’ diye sürekli eleştiri konusu olduğumuzun artık bilincindeyiz. Yeni dönemde kentlerimizin dokusuna uygun, ikinci nesil mimariler üreterek, projelerimizi bu şekilde hayata geçirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca Bilkent Otel’de düzenlenen Vizyon 2023 Buluşması’nda TOKİ’nin yaptığı ve yapacağı işler konusunda bilgi veren Konyalıoğlu; Denizli (Karahayıt), Niğde, Eskişehir (Odun Pazarı), Rize (Hemşin), Mardin ve Şanlıurfa’da hayata geçirilecek yeni projelerde “yöresel” çizgilere yer veren yeni anlayışın ilk izlerinin görülebileceğini söyledi. Konyalıoğlu şöyle konuştu:
“Denizli-Karahayıt’ta deprem riski altında bulunan eski yerleşim alanı yerine hayata geçirilecek projede ve Niğde’deki yeni konut projemizde farklı bir mimari tarzla ihale aşamasına geldik. Eskişehir Odun Pazarı’nda da yine farklı bir konseptle ilerlemeye çalışıyoruz; ihale edilen 1092 konutu 2013 yılı başında tamamlamayı hedefliyoruz. Rize-Hemşin’de de yöre mimarisine özgü, yeni bir kentsel tasarımla projeye başladık; acele kamulaştırma kararı alındı ve bunun da uygulamasını yakında başlatıyoruz. Erzincan Çarşı Mahallesi UNESCO tarafından iyi uygulamalarla ilgili bir ödüle layık görülürken, Mardin’deki projemiz de şu an ihale aşamasında. İhale edeceğimiz 1440 konutluk proje Mardin mimarisinden izler taşıyan, Mardin taşının kullanıldığı bir çalışma olacak. Mardin kent içinde maalesef betonarme yapılar tarihi yapıları kuşatmış, kentin silüetini bozar duruma gelmiş. Bu betonarme yapıları yıkıp, insanları kent dışında ürettiğimiz konutlara taşıyacağız. O arada, tarihi kimliği olan yapıları yenilemek suretiyle turizme hizmet eden yeni bir Mardin oluşturmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda Belediye ve Valiliğin ortak bir çalışması devam ediyor. Şanlıurfa’da da yine benzer bir projemiz, farklı mimari konseptiyle hayata geçmek üzere...”
Kentsel dönüşüm, yapıcı yıkım…
1984 yılında kurulan Toplu Konut İdaresi’nin 2002 yılına kadar geçen süre içinde 48 bin konutun üretimine destek olup, 1 milyon dolayında konutun üretilmesine de kooperatifler yoluyla aracılık ettiğini, 2002 yılından sonra ise hukuksal altyapısının güçlendirilmesi sonucu yerel yönetimlerle birlikte kentsel dönüşüm projelerine ağırlık verdiğini belirten Gürol Konyalıoğlu, bu projeleri “yapıcı yıkım” olarak adlandırdıklarını vurgulayarak şöyle sürdürdü: “Kentsel dönüşüm projelerinin Türkiye’deki yasal altyapısına baktığımızda, bu konuyla ilgili yetkili makamların -Belediye Kanunu’nun 73’üncü ve Büyükşehir Yasası’nın 7/e maddesi kapsamında- büyükşehir belediyeleri, onların olmadığı bölgelerde de ilçe belediyeleri olduğunu, ayrıca TOKİ’nin de gecekondu dönüşüm projeleri yapma konusunda hukuki altyapısının mevcut bulunduğunu görüyoruz. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın Mesken Dairesi, 5609 sayılı yasayla bize bağlandığından beri, 775 sayılı Gecekondu Kanunu’nun uygulayıcısı da yine TOKİ olarak bizleriz. Gecekondu Kanunu, 1966 yılında çok iyi niyetle çıkarılmış olmasına rağmen uygulamadaki aksaklıklardan dolayı, ülkemizin 1950’lerde başlayan sanayileşmesinden bu yana süren köyden kente hızlı göçün sonucu olarak ortaya çıkan çarpık yapılaşma maalesef engellenememiştir. Yakın zamanda yasalaşan 5306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun, saydığımız bütün bu yasaların çatısını oluşturmuş bulunuyor. 5306 sayılı yasa ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın koordinasyonunda özellikle afet riski altındaki alanların saptanması ve bu alanlardaki riskli yapıların can ve mal kaybına yol açmadan bir an önce yıkımına yönelik bir eylem planı gündeme gelmiştir. Bakanlığımız bu kanunun akabinde gerekli hazırlıkları yürütmekte, bunun ardından da peyderpey uygulama aşamasına geçilecektir. Bu kanun kapsamındaki ana uygulayıcı, çatı kurum Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızdır. Bunun altında Bakanlığımızın yetkilendirmesi koşuluyla, “idare” olarak tanımlanan belediyeler ve TOKİ görevlendirilmiştir. Bakanlığımız uygun gördüğü takdirde bu iki kuruma yetki devri yaparak bu uygulamayı yapabilecektir. Veya TOKİ Başkanlığı olarak rezerv konut alanları üretip öncelikle riskli alanların transferi için stok konut üretimi gibi bir çalışmaya da başlayabileceğimizi tahmin ediyorum”.
2003-2012 yılları arasında kurum olarak 81 il, 800 ilçe, 2387 şantiyede gerçekleştirilen projelerde toplam 547 bin 141 konut sayısına ulaştıklarını belirten TOKİ Kentsel Yenileme Dairesi Başkanı Konyalıoğlu, “Bu rakam 100 bini aşkın nüfuslu 21 şehir demektir. 2023 yılına kadar da özellikle orta ve alt gelir grubu vatandaşlarımız ile kentsel dönüşüm projelerine yönelik konut uygulamalarına ağırlık vererek çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.
Bugüne dek 120 belediye ile işbirliği halinde, toplamı 258 bin 489 konutu bulan 249 ayrı proje kapsamında Kentsel Yenileme ve Gecekondu Dönüşüm çalışması yaptıklarını, bunlardan 66 bin 371 konut için ihale sürecinin başlatıldığını, onların içinden de 45 bin 24 konutun tamamlanarak hak sahiplerine teslim edildiğini belirten Konyalıoğlu, “Bu çalışmalar sırasında vatandaşlarla birebir görüşmeler yapıp, her birinin onayını alarak bu süreci gerçekleştiriyoruz. Mümkün mertebe proje alanlarında devletin kamulaştırma, zor alım yöntemini uygulamamaya, onların onayını alarak süreci sonuçlandırmak yoluna gidiyoruz” diye konuştu.
Gürol Konyalıoğlu, TOKİ’nin geride kalan süreçte gerçekleştirdiği kentsel dönüşüm proje uygulamalarından bazılarını da şöyle özetledi: “Kentsel dönüşüm uygulamaları kapsamında, Nevşehir Kale etrafında yaptığımız çalışmada olduğu gibi, gecekonduları arındırarak vatandaşlarımızı daha yaşanabilir, mühendislik hizmeti almış, güvenli konutlara transfer ediyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Bakanlar Kurulu kararı gereğince afete maruz bölge ilan edilmiş Kadifekale’yi İzmir Büyükşehir Belediyesi’yle birlikte Uzundere bölgesinde inşa ettiğimiz konutlara taşıdık. Ayrıca Örnekköy’de de benzer bir yaklaşım sergiledik. Heyelan ve deprem riski olan Karabük’te de son derece sağlıksız bir çevrede yaşayan insanlarımızı yeni konutlarına taşıyarak daha güvenli bir hayata kavuşturmuş olduk. Gaziantep’teki benzer uygulamalarımız da sonuçlandı”.
Kentsel dönüşümlerde noktasal çözümler yerine kent ölçeğinde çözümlere yönelmenin daha doğru bir arayış olacağını dile getiren TOKİ Kentsel Yenileme Dairesi Başkanı, bunun ülke genelinde master planlarla desteklenmesinin de yararlı olacağını belirterek, “Noktasal çözümlerin yetersiz olduğunu hep söyledik. Kent ölçeğinde projeksiyonlar yapılmadığı sürece noktasal bazı çözümlerin, idaremizin de belki içerisinde olduğu bazı yaklaşımların sonuca götürmediğini görmekteyiz. Bunun için komplike bir işbirliği, yerel yönetimlerle merkezi idarenin tam bir eşgüdümü olması gerekiyor” dedi ve şöyle sürdürdü: “Günümüze kadar tabii ki yasal altyapı eksikliği, kurumlar arası diyalogsuzluk, finansman sorunu ve siyasi çekinceler bu projelerin önünde büyük engel oluşturmuştur. Biz Kentsel Dönüşüm Master Planı’nı bir gereklilik olarak sürekli gündeme getiriyoruz. Belki ülke ölçeğinde, bunun alt kademesinde de bölge ve şehir planlarında olduğu gibi, kent ölçeğinde Dönüşüm Master Planı gerekiyor. Bu bir imar planı fonksiyonu olarak algılanmasın; Acil Eylem Planı niteliğinde bir Dönüşüm Master Planı ve bir etaplandırma yapılmasının uygun olacağını, en doğru yöntemin bu olduğunu savunuyoruz. Tabii bu tür projeler sonucunda çocuklarımızı daha yaşanabilir, güvenli, sağlıklı ortamlara kavuşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu iyi niyetli çalışmalar, bazı eksiklikleriyle birlikte zamanla geliştireceğimiz bazı yeni projeksiyonlarla daha ileri seviyelere ulaşacaktır”.