Büyükşehir Kanun Tasarısı Türkiye’nin Yönetim Yapısını Tamamen Değiştirecek…
1591 belediye, 16.082 köy ve 29 il özel idaresinin tüzel kişiliğine son verilmektedir. 29 il özel idaresi tamamen kapatılmaktadır. Belde belediyeleri ilçe belediyelerine katılmakta ve köyler mahalleye dönüştürülmektedir.
Bu değişim bir “oldu bitti” mantığı içinde gerçekleştirilmektedir. Neredeyse 20 gün içerisinde kanun tasarısı yasalaşacak gibi görünüyor.
Eğer yerel seçimlerle ilgili tarih erkene çekilirse, mecburen bu tasarı da 20 gün içinde yasalaşmış olacaktır. Bu değişiklik Türkiye’de siyasetin, yönetimin ve toplumun üstüne büyük maliyetler yükleyecektir.
Tasarı 13 yeni büyükşehir kurulmasını öngörüyor. Daha önce var olan 16 büyükşehir belediyesi ile birlikte büyükşehir belediyelerinin sayısı 29 olacak. Yeni Büyükşehirler Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van olarak belirlendi.
5216 sayılı Büyükşehir yasasında, herhangi bir kentte büyükşehir belediyesi kurulma koşulu 750 bin olarak belirlenmişti. Ancak, yeni kurulacak olan büyükşehirlerin kent merkezleri 750 bin nüfusa sahip değil. Bu nedenle iktidar “çılgın” bir çözüm buldu ve “il genelindeki nüfus”u temel alarak 750 bin nüfusa sahip illeri büyükşehir belediyesine dönüştürmeye karar verdi. Bu ne demektir? 3 ilçe belediyesi olan Konya Büyükşehir Belediyesi’nin 31 ilçesi olacaktır. Bu ilçelerin beldeleri ve köyleri de Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından yönetilecektir.
Geriye kalan 52 il için herhangi bir düzenleme ise göze çarpmamaktadır. Bir anlamda 52 il kaderine terk edilmektedir.
Büyükşehir belediyelerinin yetkilerinin il sınırına genişletilmesi çok sakıncalıdır. Mevcut büyükşehir belediyelerinin en önemli görevi olan “ilçe belediyeleri arasındaki eşgüdüm” konusunda çok büyük sorunlar vardır. Yapılan araştırmalarda (1990’lı yıllardan başlayarak) büyükşehir alanındaki belediyelerin tamamı “aynı partiden” olsa bile, aralarında çok önemli anlaşmazlıklar çıktığı saptanmıştır. Bütün büyükşehir belediye başkanları büyükşehir alanındaki, ilçe belediyelerinin dahi kapatılmasını ve büyükşehir alanında “tek adam/aktör” olarak kalmaları gerektiğini önermektedirler.
Büyükşehir belediyelerinin hizmet alanını il sınırına genişlettiğiniz zaman, ortaya çıkan sistem artık belediye olarak tanımlanamaz. Bu ölçeği genişlettiğinizde ortaya ya “bölge yönetimi” ya da “eyalet yönetimi” çıkar. Bu durumda büyükşehir belediye başkanları “eyalet başbakanı gibi” algılanacaktır. Bu düzenleme bir anlamda federalizm çağrışımı da yapmaktadır.
Tasarı yerel alanda yeni bir “merkeziyetçilik” üretmektedir ve kamu hizmetlerinin çok büyük ölçüde aksamasına neden olacak düzenlemeler içermektedir.
Tasarı devleti ve tarafsızlığı temsil eden mülki idareyi eritmektedir. Belediyelerin özellikle böyle bir dönemde “genel yetkili” kuruluşlar haline getirilmesi ülkeye sonu tahmin edilemeyen zararlar verecektir.
Büyükşehir belediyeleri elbette kurulmalıdır. Ancak, yasadaki 750 bin nüfus koşulunu 200 binlere çekmek veya bütün il belediyelerini güçlendirmek bir çözüm yolu olarak tercih edilmelidir.
Bu düzenleme yalnızca il merkezlerini ve büyükşehir belediye başkanlarını sevindirmektedir. Tasarı geri çekilmelidir.