IFAT 2015 Katılımcı Firma Görüşleri
Katılımcı firma görüşleri…
Anadolu Flygt Genel Müdürü Feyyaz Yumurtacı
Açıkçası iki sene öncesi, IFAT Fuarı Türkiye’de yapılacak dendiğinde ben çok iyi olacağını ummuyordum. Katılmamız gerektiği için katıldık. Fuar zamanı geldi ve bütün arkadaşlarımız, satış mühendislerimiz fuara istekli geldiler. Fuarın ilk iki günü ben fuarda değildim ancak arkadaşlarımdan aldığım bilgiler beni çok memnun etti. Çok güzel bir fuar olmuş. Fuarın son günü ben de geldim dolaştım ve çok beğendiğim. Hem katılımcılar güzel stantlar yapmışlar hem de ziyaretçiler bizim işlerimizle doğrudan ilgili kişiler. Bizim standımıza da çok sayıda müşterimiz geldi ve onlarla sohbet etme imkanı bulduk. Sonuçta ben bu fuardan çok memnun oldum, umarım önümüzdeki yıllarda da bu şekilde başarıyla devam eder.
Anadolu Flygt ve ana firmamız Zylem olarak bilindiği üzere su ve atıksu işindeyiz. Zaten bir su firması olduğumuz için Zylem suyun her alanında; arıtılması, taşınması, pompalanmasıyla ilgili yatırımları var. Bunların Türkiye’ye yansıtılmasını Anadolu Flygt olarak biz yapıyoruz. Geçtiğimiz senelerde hazır pompa istasyonlarına çok önem verdik ve bu konuyu Türkiye’de geliştirdik. Şimdi Zylem’de olmasına rağmen daha önceleri yapmadığımız ama şu an başladığımız ‘Enstrüman’ işine başlıyoruz. Enstrüman konusunda da iddialıyız.
Enstrüman konusunu biraz açarsak; arıtma tesisinin girişinden başlamak üzere; debi metreler, oksijen metreler, pH metreler, seviye regülatörleri gibi yani bir arıtma tesisinin kumandasını, izlemesini yapan tüm cihazlardan bahsediyoruz. Bunların hepsini arıtma tesisinin girişinden, çıkışına kadar tüm ekipmanları da pazara sunuyor olacağız. Tüm mühendislik ve montaj işlerini yaparak müşterilerimize komple hizmetler vermeye başlıyoruz. Bu kapsamda referans tesislerimiz de oldu ve daha da artacak.
Öte yandan Flygt’ın yeni bir ürünü var. Dünyada bilindiği gibi dalgıç atıksu pompalarını, dalgıç pompaları ve dalgıç mikserlerini icat eden firma Flygt’tır. Halen de pek çok konuda yenilikler, icatlar yapmaya devam ediyor. Flygt şimdi dalgıç mikserlerini istediği hızda döndürebilen, uzaktan kumandalı sistemler geliştirdi. Bunu ilk defa tanıtıyoruz. Televizyon kumandasına benzeyen bir cihazla, arıtma tesisinin havalandırma havuzundaki mikserlerin hızını, suyun hızına göre değiştirebiliyor. Yani eğer mikserin çalışmasına göre suyun hızı yüksekse, fazla enerji harcamamak için mikserin hızını düşürebiliyorsunuz. Eğer ki havalandırma havuzunun içinde çökelmeler oluyorsa, mikserin hızını artırarak, çökelmeleri önleyebiliyorsunuz. Bu bir yeniliktir ve artık sahadaki işletme mühendisleri, ellerindeki bu cihazla mikserin hızını artırabilecek veya düşürebilecekler. Önceden böyle bir uygulama olmadığı için mikser sabit hızla, hangi hızla alınmışsa o hızla dönüyordu. Bu ayarlamaları yapmak istiyorsanız da kontrol panosuna bir frekans konvertörü koyarak, panoya gidip hızı ayarlayabiliyordunuz. Bu yöntem çok daha zahmetli bir yöntemdir ancak şimdi artık frekans konvertörü motorun içinde ve çok daha verimli çözümler elde ediliyor. Yakında Türkiye’ye de de satışına başlayacağız. .
Kkkk
Çeksan Yurtiçi Satış ve Pazarlama Sorumlusu Tacettin Şensoy
IFAT çok büyük bir dünya markası, bu nedenle de katılımcılar da profesyonel katılımcılar. Biz zaten 2008 yılından beri IFAT Münih fuarlarına katılıyoruz. Genel almamda katılımcılardan memnunuz ama açık alan biraz daha büyük ve geniş olabilirdi. Yurtdışından, Orta Doğu’dan, Avrupa’dan, birçok ziyaretçimiz oldu. Hatta ziyaretçiler araçlarımızı beğendiği için fabrika ziyaretlerimiz oldu. Şu anda hali hazırda 3-4 heyet fabrikamızı ziyaret ediyor. Bizim üretim tesisimiz İzmir’de ve buna rağmen ziyaret etmek istediler. Katılımcı firmaların hepsi önemli büyük distribütörler. Çeksan yol süpürme araçları ve iş makinaları konusunda 26 yıldır faaliyet gösteren bir firma. Özellikle Hamarat marka yol süpürme aracımızla tüm Türkiye’de tanınıyoruz. Yani Çeksan firmasını herkes bilmese de Hamarat’ı herkes bilir. 2000’li yıllardan sonra araç üstü ekipmanlarımızı piyasaya sürmeye başladık. Çeksan tamamen çevreyi temizleyen yol temizleme makinaları imal etmektedir. Şu an 4 m3’ten 9 m3’e kadar araç üstü vakumlu yol süpürme ekipmanlarımızı, pazara sunuyoruz. Farklı bütçelere uygun, daha çok kırsal kesimlerin tercihi olan traktör arkası süpürgelerimizi de sunuyoruz. Bir başka ürünümüz “Çöpçü” olarak adlandırdığımız ve yüzde yüz elektrikle çalışan ürünümüz var. Bunlar daha çok park ve bahçelerde çalışan makinalardır. Bir de yurtdışında yol yapımında çalışan müteahhitlerin tercih ettiği “Maksi” modelimiz var. Diğer yandan Avrupa’da çok kullanılan ve sektörün geleceği olan hidrostatik diye adlandırılan, “Monoblog” yol süpürme makinalarının da hali hazırda üretim çalışmaları devam ediyor.
Convex Limited Şirketi Ürün Uzmanı Demet Temur Ersöz
Fuar genel olarak güzel ancak katılımcı oranını biraz az bulduk. Açıkçası daha yoğun bir katılım bekliyorduk. Bunu Ankara’da olmasına bağlıyoruz, İstanbul’da olsa daha yoğun olur muydu acaba diye düşünüyoruz. Bunun haricinde Türkiye’de ilk kez düzenleniyor olmasına karşın başarılı geçiyor.
Biz Convex olarak Avusturya ortaklı bir firmayız. Avusturya tarafımız daha çok projelendirme ve danışmanlık hizmetleri veriyor. Biz Türkiye’de inşaat, enerji ve çevre teknolojileri alanında faaliyet gösteriyoruz. Bu bağlamda Biogasmart firmasının Türkiye temsilciliğini yapıyoruz. Biogasmart firması 5 ana firmadan oluşmuş ticari bir yapı. Bu firmalar arasında; gaz depolama tankı üreticisi Ekomemran, gazı temizlemeye yakmaya yönelik ekipmanlar üreten Projeco, gazın oluşumundan önceki çürütücü kısımla alakalı daha doğrusu atığın karıştırılmasını sağlayan mikser üreticisi Griman ve blower üreticisi Sawyon ve kompresör üreticisi Etikon firmaları bulunuyor. Ekipmanlar, atıksu arıtma tesislerine, katı atık depolama tesislerine ve hayvansal atıktan enerji üretim tesislerinde kullanılıyor. Biogasmart’ın portföyü, çürütücü ile motor arasındaki tüm ürünleri kapsıyor. Onun haricinde koku kontrolü ve desülfirizasyon konularında da ürünler temin ediyoruz. Orada da İspanyol Teknio firması ile çalışıyoruz. Ürünlerle ilgili firmalara projelendirme desteği de sağlıyoruz.
Son dönemde birçok belediye projesi için bu ürünümüzü verdik. Özellikle, gaz depolama tankları temin ettik, Diyarbakır atıksu arıtma, Çiğli atıksu arıtma, Siverek atıksu arıtma, Ceyhan atıksu arıtma, Tuzla atıksu arıtma tesislerine ekipman tedariklerimiz oldu. Burada atıksu arıtma tesislerinde arıtma sonrası çıkan çamurun çürütülmesi sırasında çıkan gazın depolanmasından bahsediyoruz. Özellikle büyükşehir belediyelerinin atıksu arıtma tesislerinde biyogaz kısmı da var bu bağlamda en son İSKİ’nin Tuzla atıksu arıtma tesisine paket bir sistem temin ettik.
Biz çözümlerimizi, talebe bağlı olarak farklı üreticilerin ürünlerinden oluşan paketler halinde sunuyoruz. Bu yaklaşım aslında müşterilerimiz için de çok faydalı oluyor, her ürünü tek tek farklı üreticilerden almak için uğraşmak yerine bizden paket olarak, alıyorlar. Hem nakliye hem de bakım hizmetleri konusunda daha avantajlı oluyorlar.
Deniz Mühendislik Proje Mühendisi Deniz Şener
Fuar, beklentilerimizin üzerinde geçiyor. Özellikle ilk gün çok başarılıydı. Sadece Türk ziyaretçiler değil, Orta Doğu ve Asya’dan da çokça ziyaretçi geldi. Bu anlamda fuar amacına ulaştı. IFAT markası olması sebebiyle böyle bir başarı yakaladı. Biz normalde yurt içi fuarları pek tercih etmiyorduk, yaklaşık bir 10 senedir yurt içi fuarlara katılmıyorduk. Açık konuşmak gerekirse ilk başta tereddütlerimiz vardı. Zaten Almanya IFAT’a katılıyoruz ve hedef kitlemiz yurt dışı olduğu için oradan devam edelim istiyorduk. Fakat IFAT markası bizim için de güvence oldu. Şimdi “iyi ki gelmişiz” diyorum. Ankara’da olması sebebiyle çevre illerin su-kanalizasyon idarelerinden gelen çok. Örneğin Konya, Kayseri, Uşak’tan gelenler oldu. Özellikle bu yeni ürünümüz Mikro Disk Filtre çok ilgi gördü. Türkiye’de ilk defa imalatını biz yaptık. Yerli ve yeni bir ürün olduğu için insanlar ilgi gösteriyor. Mikro flitrasyon amacıyla kullanılıyor, kum filtrelerine alternatif olarak, son çökertme tesislerinin çıkışında, dezenfeksiyon verimini artırmak amacıyla kullanılıyor. Kum filtrelerine göre % 90’a varan enerji tasarrufu sağlıyor. En büyük artısı bu. Ayrıca alan ihtiyacı açısından ve ilk kurulum maliyeti açısından da daha avantajlı bir sistem. Sistem oldukça basit, üzerinde ekstra bir enstürüman yok. Çok kompakt küçük bir ünitede yüksek debilerde suyu arıtabiliyorsunuz. Bu ürünü yapan dünyada 5 firma var, Türkiye’de ise sadece biz üretiyoruz. Yurt dışında insanlar bu ürünü biliyor ama Türkiye için yeni. Dolayısıyla bizim için bütün fuar, makinenin ne işe yaradığını anlatmakla geçiyor.
Sektörümüzde çok firma var ama bizim gücümüz sattığımız ürünün arkasında durmaktan geliyor. Bir sorun olduğunda “biz ürünü müteahhite verdik, müteahhit yoksa siz bilirsiniz” demiyoruz. Garanti süresi bitmiş olsa bile o bizim makinemizdir. Bu anlamda pek çok kurum nezdinde takdir görüyoruz.
EMS Erhan Makina Sistemleri Satış Yöneticisi Umut Uzuner
IFAT fuarı Türkiye’de ilk defa yapılıyor, yabancı ziyaretçiler açısından oldukça başarılı, ama belediyelerden yeterli ziyaretçi gelmediğini düşünüyoruz. Biz fuar öncesi de zaten belediyeleri ziyaret ediyorduk ve bu fuardan pek de haberleri olmadığını gördük. Dolayısıyla bu konuda fuarın eksiklikleri olduğunu düşünüyoruz. Artı bizim gibi büyük araç firmaları için düzenlenen açık alan çok dar ve küçük bir alan. Dolayısıyla daha büyük bir alan olsa çok daha iyi olabilirdi. Zaten Ankara için büyük bir fuar alanına ihtiyaç var, bunu herkes konuşuyor. Örneğin AKM’de olsa daha iyi olabilir miydi diye düşünüyorum.
Biz EMS olarak aktif olarak belediyelere yönelik çalışıyoruz. Özellikle aktarma istasyonları, semitreyler ve çöp kamyonları sunuyoruz. Ayrıca Almanya’dan yeni getirdiğimiz Türkiye’de bir ilk olan asfalt geri dönüşüm makinasını da belediyelere sunmaya başladık. Bildiğiniz gibi genelde sökülen asfaltlar çöpe atılır, bizim bu makinamız, sökülen asfaltları geri asfalt olarak kazandırıp yeniden kullanılmasını sağlıyor. Böylece belediyeleri yeni harcamalardan da kurtarıyor. Sökülen asfaltı makinanın içindeki kazana atıyorsunuz, makindeki başka malzemeler de ekleniyor, kazan 180 derece ısıtıyor ve sıfır asfalt olarak geri veriyor. Normalde asfalt maliyeti 35-40 Dolar, bu makine sayesinde 10 Dolar’a kadar mal edebiliyorsunuz. Çıkan ürün birebire çok yakın seviyede kullanıma uygun asfalt olduğu için de yeniden kullanılıyor. Tabi ki yeni bir asfalt gibi olmuyor ama çok yakın seviyelerde geri kazanılıyor. Burada sergilediğimiz bu yeni ürünümüzü Konya Selçuklu Belediyesi’ne verdik, fuardan sonra teslim edeceğiz. Alman Bagele markası bir üründür biz de distribütörlüğünü yapıyoruz. Asfalt konusunda bir ekipman getirme hedefimiz daha var şöyle ki; bu ekipman, yoldaki çukurlara dolgu yapıp, üstünü ezip geçiyor. Halen konu üzerinde çalışıyoruz.
Ama bizim ana işimiz aktarma istasyonları ve hem üstten hem de arkadan yüklemeli semitreyerler. Belediyeler yeni çevre yönetmeliğine göre topladıkları atıkları aktarma istasyonlarına taşımak zorunda. Önceden 3-4 araçla 80 km taşıması gerekiyordu, maliyetler artıyordu. Ama semitreylerler aracılığıyla taşındığında bir seferde, tek şoförle daha verimli bir şekilde taşımak mümkün oluyor. Araçların taşıma kapasiteleri 52 m3’ten, 60-70 m3’e kadar çıkıyor. Yani 9-10 tane çöp kamyonunun aldığı çöpü tek seferde alıyorlar. Bu durum belediyelerin maliyetlerinin azaltmasına ciddi katkılar sağlıyor.
ETA Ekipman Teknoloji Arıtma Genel Müdürü İbrahim Yazıcı
IFAT’ın Türkiye’de olacağına ilk duyduğumda heyecanlandım açıkçası. Çevre sektörü ile ilgili herkesi bir araya getiren bir fuar. Türkiye’de şimdiye kadar pek çok kez denendi ama bütün tedarikçilerin ve sektör bileşenlerinin bir araya getirilmesi başarılamadı. IFAT’ın bir şans olduğunu düşünüyorum ve buraya katılma kararını geçen sene Haziran-Temmuz döneminde aldık. İyi ki de almışız diyorum. Fuar nezdinde alınan doğru kararlar var. Bunlardan birincisi Ankara’da yapılması. Çünkü devlet dairelerine yakın, çevre illerden insanlar İstanbul’a nazaran çok daha rahat ulaşıyor. Bir de şehrin merkezinde. İstanbul bu çapta fuar yapmaya kalksanız ancak Beylikdüzü gibi yerlerde yapabiliyorsunuz. Bu, bizim açımızdan dahi sıkıntılı bir durum. Bunun yanında katılımcı durumu var. Orta Doğu ve Avrupa’dan tedarikçilerin katıldığını görüyoruz. Artı bir de ilgili insanlar var ki bu çok güzel. İstanbul’daki fuarlarda genelde pek çok ilgisiz insanla da iletişime geçmek zorunda kalıyorsunuz ki bu da bir zaman kaybı oluyor. Ancak burada gerçekten ne istediğini bilen insanlarla görüşüyorsunuz. Bu, büyük bir avantaj. Açıkçası ben IFAT’ın kalıcı olacağını düşünüyorum. Kalıcı olurken de çok doğru bir ölçekte büyümesi lazım. Fuarın en göz alıcı kısmı kompakt yapısı. Çok hızlı bir şekilde her şeyi görebiliyor, dağılmıyor ve yorulmuyorsunuz. Bir sonraki IFAT’ın 2 sene sonra olacağını düşünürsek, sanırım biz o zaman da burada oluruz.
Standımızda temsilcisi olduğumuz firmaların ürünleri var. Tabii ağırlık verdiğimiz konular var ki onun başında enerji verimliliği geliyor. Hem belediyeler açısından hem de özel sektör açısından baktığımızda atıksu arıtma tesislerinin ciddi anlamda enerji tüketen yerler olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle küçük belediyeler için çok ciddi enerji maliyetlerine sebep oluyor. Biz Türkiye’ye Neuros turbo blower getiriyoruz ya da EDI firmasından difüzörler getiriyoruz. Son 2 yıldır enerji verimliliğine yönelik pek çok proje yaptık. Mevcut maliyetleri özellikle havalandırma havuzlarından % 30-% 40 düşürüyoruz. Bununla ilgi yaptığımız proje çalışmaları da çok başarılı olduk. Bizim herkesten farklı olarak yaptığımız bir şey var ki o da şu an burada gördüğünüz ürünler aslında demo ürünler değil, bizim kendi ürünlerimiz ve müşterimizin deneme kullanımına ücretsiz veriyoruz. Müşteriye gönderiyoruz, 1-2 hafta deneyebiliyor. Müşteri zaten elektrik tüketiminin %30-40 azaldığını görünce makineyi alıyor, bize vermiyor. Bunun yanında Türkiye’nin tek emaye tank getiren firması biziz. Çok fazla kişi bilmiyor belki ama çok güzel butik projelere imza atıyoruz. Temel olarak yapmaya çalıştığımız şey farklı olmak. Pek çok belediye ve OSB’de de enerji verimliliğine yönelik işler yapıyoruz. Mevcut blowerları pozitif deplasmanlı blowerlarla değiştirmeye yönelik çalışmalar yapıyoruz. Belediyelerin kullandığı ekipmanların mümkün olduğu kadar basit olması lazım. İller Bankası çok büyük paralar harcayıp tesisler kuruyor ama belediyelerin ne yazık ki o tesisleri işletecek kalifiye elemanı barındıracak, çalıştıracak bütçesi yok. Bazen bütçesi yeterli oluyor ama o kalifiye elemanı belli bölgelere gitme noktasında ikna edemiyorlar. Bunun önüne geçmenin yolu, mümkün olduğu kadar uzaktan kontrol edilebilen, operatör müdahalesine gerek olmayan akıllı sistemler kurmak. Bizim yaptığımız sistemlerin de pek çoğu böyle.
Exitcom Genel Müdürü Murat Ilgar
IFAT Fuarı’nı başarılı buluyorum. Zaten fuarsız olmaz. Fuar olmadan sektör temsilcilerinin bir araya gelme imkanı yok. Fuar esnasında bir araya geliyoruz, dertlerimizi, sorunlarımızı konuştuğumuz gibi, teknolojiyle alakalı yeni gelişmeleri, ürünleri, uygulamaları bir merkezde bulma imkanımız oluyor. Firmaların üst düzey temsilcileriyle görüşme imkanımız oluyor, aynı anda ürün kıyaslamaları yapabiliyoruz. Firmaların internet sayfalarına, sosyal medya sayfalarına bakarak tüm bunları yapma şansınız olmuyor. Tabi fuarlara eskisi gibi rağbet yok ama kesinlikle de sona ermeyecek. Sektörlerin gelişmesi yabancı ülkelere açılabilmesi için gerekli olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla fuarın bizim için önemi çok ve IFAT Münih fuarlarına da katılıyoruz.
Elektrik ve elektronik atıklar (e-Atık) konusunda bir uygulama yönetmeliğimiz yoktu, en son gelişme olarak bu yönetmeliğimiz çıktı. Sektörün gelişmesi adına bunun çıkması için çok gayret gösterdik. Atıkların toplanması ve değerlendirilmesi konusunda Türkiye’de işini ciddiyetle yapan birkaç firmadan biriyiz. Sadece geçen sene e-atıklar bağlamında ayrıştırma işlemimizden çıkan 220 tona yakın plastiği İZAYDAŞ’a gönderdik. 350 ton monitör camını da geri dönüşüme gönderiyoruz. Sektörde bu işi yaptığını söyleyen diğer firmaların gerçekten ben ne yaptıklarını merak ediyorum. Örneğin Mikana Kimya bize göre Türkiye’nin başındaki çok ciddi bir sorun. Makina Kimya’dan çıkan atıklar nereye gidiyor? Hangi firmalar alıyor ve bu çıkan monitör vb atıkları kime veriyorlar? Bunlar nasıl denetleniyor? Tahminime göre Makina Kimya’dan bin tona yakın atık çıkıyor. Örneğin bunun üçte biri monitör diyelim ve her monitörün % 60’ı cam ve kurşundur. Bunları alan firmalar da belli ise takip edilmesi lazım. Bu güne kadar, bunları kim aldı ne yaptı belli değil. Öte yandan Banka ihalelerini alan firmaların bilgi güvenliği konusunda da ne yaptıkları belli değil. Çünkü hard disklerin imhası ile ilgili standartlar var. Hard disklerdeki bazı bilgilerin hackerlerin geçtiğini de duyduk. Örneğin cep telefonlarını geri dönüşüm firmalarına veriyorsunuz ama içlerinde pek çok bilgi de var. Dolayısıyla tablet ve telefon dünyasında bu anlamda ciddi sıkıntılar var.
Atık pil toplama konusunda da sistemi en yaygın olan firma biziz. Türkiye’deki bir çok belediye ve market zinciri ile çalışıyoruz. Ayrıca atık pillerin geri dönüşümü için Türkiye’nin ilk geri dönüşüm tesisini kurduğumuzu da söylemek istiyorum. Bu tesisi TÜBİTAK-MAM ve Çevre Bakanlığı ile beraber, kendi tesislerimizde kuruyoruz. 2 milyon Euro’ya mal olacak tesis yaklaşık 6 ay sonra hayata geçecek ve bulunduğumuz coğrafyadaki ilk ve tek tesis olacak. Bugüne kadar bilindiği üzere toplanan atık piller gömülerek bertaraf ediliyordu, ama artık geri dönüştürülecek. Tesis, kimyasal yöntemlerle full otomatik olarak çalışan Avrupa standartlarında bir tesis olacak. Teknolojisini TÜBİTAK’ın kendisi geliştiriyor, biz işletmecisi olacağız. Sahibi de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olacak. Atık pillerin bize ulaştırılması konusunda da TAP Derneği ile birlikte çalışabiliriz. Topladıkları atık pilleri bize gönderebilirler. Sonuçta atık pillerin içindeki değerli maddelerin geri kazanmamız gerekiyor.
Forsen Makina Satış Pazarlama Müdürü Ufuk Kozoğlu
Forsen Makina olarak 6 Alman firmasının Türkiye temsilciliğini yapıyoruz. Almanya’daki IFAT Fuarı’na ana üretici firma bünyesinde Türkiye’den bir çok belediyeden misafirimizle birlikte sürekli katılıyoruz. İFAT Türkiye’de düzenlenince biz de katılmak istedik. Fuar beklediğimizden de iyi geçiyor. Burada biz çevreye yönelik, kompost aktarma, park-bahçe atıkları, hal atıklarını parçalama ve bundan organik gübre elde etme ekipmanları ile bunları taşıma ekipmanlarımızı sergiliyoruz. Biz daha çok organik atıklar konusuna yoğunlaşmış durumdayız.
Alman Zenlobogen markasının temsilcisi olarak Türkiye’de kapasitelerine göre 500 ila 600 arasında değişine adetlerde makinamız var. Bu makinalar belediyelerde depolama alanlarında parçalama ünitelerinde kullanılıyorlar. Bu bağlamda standımızda makinalarımızdan oluşan bir zincir kurgu oluşturduk. Örneğin park-bahçe atıklarını parçalayıcıya koyabilmek için bir yükleyiciye ihtiyaç var. Onun yanında parçalayıcı makinamız var ve sonra da kompost aktarma makinamız var, parçalayıcıdan çıkan ürünleri aktarıyor. Bu makinalar müşterinin taleplerine bağlı olarak farklı kapasitelerde ve büyüklüklerde de üretilebiliyor.
Biz Türkiye’de 80 kişilik bir firmayız, merkezimiz İstanbul’da. Kocaeli Gebze’de, İskenderun ve İzmir’de servis merkezlerimiz var. Samsun ve Ankara’da da ofislerimiz var. Makinanın satışından sonra da servisini bakımını yapmaya devam ediyoruz. Makinenin 2. el durumunda da müşterimize yardımcı oluyoruz. Yine makinalarla ilgili gerekli eğitimleri de veriyoruz.
Grundfos Pompa Segment ve Proje Satış uzmanı Zafer Temizkan
Biliyorsunuz, IFAT fuarları genelde yurt dışında yapılıyor. Hâl böyle olunca yerel belediyeler, ekonomik anlamda uygun olmadığı için gidemiyorlar. Sadece bizim gibi tedarikçi firmalar, imalatçılar onlara ne kadar ulaşabilirse ancak o şekilde destek verebiliyorlar. Bu fuarda, hem Türkiye hem de gelişmekte olan Azerbaycan, Türkmenistan, İran, Irak gibi ülkelerden yoğun müşteri potansiyeli geldi. Ekonomik durumlarından dolayı Avrupa’ya gidemeyen pek çok misafir, bu fuar sayesinde Türkiye’deki yüksek kalitedeki imalatçılarla buluşma imkânı buldu. Ayrıca pek çok yeni uygulamayı stantlarda görerek, stant görevlilerinden bilgiler alarak projelerini şekillendirme fırsatı yakaladılar. Biz tedarikçi firma olarak belediyelere ancak teknik destek verebiliyoruz, bizim asıl müşterimiz müteahhit firmalar. Ancak belediyeler teknik altyapı olarak ne kadar bilinçlenirse aldıkları yapım ihalelerine o kadar özen gösterebiliyorlar.
IFAT’ın bir başka önemi de, özellikle yeni büyükşehir olmuş belediyelerden çok büyük talebin olması. Biliyorsunuz bu belediyelerin sınırları genişletildi, belde belediyeleri onlara bağlandı. Yeni alanlar oluştu. Kaynak sıkıntısından dolayı işletilemeyen ya da kötü işletilen eski tesisler vardı. Büyükşehirlere geçildi, oralarda revizyonlar var. Büyükşehir belediyeleri, gelişen teknolojiyle daha düşük enerji gücüyle daha yüksek verimli ekipmanlar kullanarak tesislerini yenileme yoluna gidiyor. Bu anlamda fuar katılımcılarının birçoğu yeni büyükşehir belediyelerinden gelen yetkililer. Bizim için, onlara yeni teknolojileri anlatma noktasında oldukça verimli bir fuar oldu.
Fuarın Ankara’da olmasının sebepleri, ana idarelerin burada olması, belediyeleri destekleyen İller Bankası’nın burada olması. Açıkçası fuarın Ankara’da yapılıyor olması ilk başlarda, buradaki firmaların çoğunda olduğu gibi bizi de tedirgin etmişti ancak beklentilerimiz çok üzerinde bir katılım oludu. Gaziantep’ten, Samsun’dan, Kayseri’den, İzmir’den, Muğla’dan özellikle büyükşehir belediyeleri, belde belediyelerinden ve proje yatırım daire başkanlıklarından heyetler hâlinde gelenler oldu. Heyet şeklinde gelmeleri önemli, zira tek bir kişi gerekli bilgilendirmeyi yapamayabilir. Hem daire başkanları, şube müdürleri geliyor hem de o birimlerden ilgili mühendis arkadaşlar geliyor. İşin A’sından Z’sine bütün noktalarına temas eden bütün mühendisler heyetler hâlinde geliyor. Bu, bence çok önemli.
Grundfos olarak bizim altını çizdiğimiz nokta, bütün dünyada olduğu gibi, düşük enerji sarfiyatıyla yüksek verim elde etmek. Stantta sergilediğimiz tüm ürünler; G3 enerji verimlilik sınıfına ait, yüksek sıcaklık derecelerine dayanıklı motorlara sahip ve düşük kilowattlarda yüksek verim sağlayan ürünler. Bunun yanında bizim bu fuar kapsamında çok önem verdiğimiz bir konu vardı ki o da şu: Özellikle proje firmalarına, atık su tesislerindeki havalandırma havuzu, dizaynlarında yardımcı olmak için mikser yerleşimlerini analizlerle gösteren dizayn kitapçıkları veriyoruz. Bu aynı zamanda belediyelerin en çok sıkıntı yaşadığı yağmur suyu tahliye hatlarındaki pompa istasyonlarının dizaynı konusunda sadece idarelere değil, idarelere iş yapan proje firmalarının da ilgisini çekiyor. Onlara bu noktada işin en başından destek veriyoruz.
Eski sistemle yapılmış altyapılarda çatlaklar ve sızıntılar oluyor. Bunların tespiti ve düzeltilmesiyle kaçaklarla kullanılan pompaların güçleri düşecek, bir üst kademeden bir alta inecek. Örneğin, 22 KW kullanılan bir yerde 18 KW yeterli olacak. Altyapınıza sadece yeni bir ekipman takmak yeterli olmuyor. Ekipmanın yeni olması yetmez, sistemin çok sağlıklı olması lazım. Bu anlamda Grundfos’un ayrı bir uygulaması var. Kanalizasyon ve içme suyu hatları boyunca izleme üniteleri kurabiliyor. Bu sayede nerelerde kaçak olduğunu belirleyen, o noktalarla haberleşme sağlayan ve idarelerin o noktalara müdahale etmelerini sağlayan bir sistem. Bu, Avrupa’da çok yaygın bir sistem. Türkiye’de de özellikle son 5-6 yıldır altyapı sistemlerini düzeltme konusunda önemli projelere imza atılıyor. Türkiye’de bu bilincin yavaş da olsa oluştuğunu düşünüyorum. Bu anlamda belediyelere daha fazla kaynak aktarıldığını düşüyorum.
Miranda Su Arıtma Teknolojileri Direktörü Dr. Kutay Mutdoğan
IFAT’ta olmaktan çok memnunuz. Çünkü IFAT, su ve atıksu firmaları için olmazsa olmaz bir fuar. Dolayısıyla biz pazarlama stratejilerimiz gereği, IFAT nerede ise orada olmak gayretindeyiz. Geçen yıl Münih’teydik, gelecek yılki yerimizi çok daha büyük bir stant şeklinde şimdiden ayırttık. Bu sene de kendi ülkemizde Ankara’da olduğu için ayrıca çok mutlu olduk. Burası sadece müşteri bazında değil, dünya çapında genişleme vizyonu olan tüm firmalar için bayi ve iş ortağı bulmak anlamında da çok önemli bir kaynak. Dünyadaki ya da Türkiye’deki diğer fuarlar da aslında bu standarda gelmeye çalışıyor. Bu anlamda IFAT tam anlamıyla uluslararası olmayı becerebilmiş bir organizasyon. Dolayısıyla kıta ayırt etmeksizin herkesi burada görebiliyoruz, bundan çokça da faydalanıyoruz. Örneğin biz geçen yılki Münih’ten bu yana el sıkıştığımız bazı dünya çapındaki firmaları IFAT sayesinde bulduk. Dolayısıyla biz bunun önemini ve değerini çok iyi biliyoruz.
Firmamız 1997 yılından itibaren ar-ge yapmakla birlikte resmi olarak 2008 yılında bir Türk firması olarak kuruldu. 2012’de, BMW’nin en büyük hissedarı olan Quandt Ailesi’nin bu jenerasyondaki lideri Susanne Klatten’ın geri dönüştürülebilir enerji üzerine yatırım yaptığı dünya çapında bir fon firması olan SKion, Miranda ile ortaklık yapıyor. Şu an hâli hazırda 6 kıtada 40’ı aşkın ülkede varız. 25’i aşkın ülkede de iş ortaklarımız vasıtasıyla satış-pazarlama, mühendislik ve montaj ekiplerimiz var.
Biz biodisk teknoloji ile atıksu arıtma yapıyoruz. Bunu bulan biz değiliz ama bununla ilgili birçok yeniliği getiren firma biziz. Bunlardan en önemlisi % 100 kompozit fiberden ürünlerimizi üretiyor olmamız ve bunların paslanmaz özelliği taşıyor olması. Konvansiyonel sistemlere göre blowerlar ve hava üfleme olmadığı için 0.25 kW/h gibi düşük bir enerjiyle modüllerimizin redüktörleri dönebiliyor. Bu, 1 ampul ışığına denk gelen bir enerji. Dolayısıyla elektriğin pahalı olduğu ülkelerde, bizim ünitelerimiz bulunmaz nimettir. Yine konvansiyonel sistemlere göre kimyasal, yıkama tarzı bakım ihtiyaçları olmuyor. Bizim kurduğumuz tesisler, özellikle dışarıdan bir zarar verilmediyse, 10-15 yılı geçen sürelerde sorunsuz çalışıyor. Dolayısıyla işletim maliyetleri anlamında da çok avantajlıyız.
Biz ayrıca ters ozmoz sistemleriyle, ultrafiltrasyonla hem gri su hem de acı su arıtımı yapabilen ekipmanları da müşterilerimizlele buluşturuyoruz.
Özellikle son dönemde Büyükşehir Belediye Yasası ile neticesinde su idarelerinin İl Özel İdare’den belediyelere kaymasıyla birlikte, eskiden ilçe olup da şimdi büyükşehire bağlı olan altyapı ve şebekenin ulaşamadığı yerler için bizim ürünlerimiz bilhassa çok değerli. O yüzden de bu fuarda aklınıza gelebilecek birçok şehrin su idareleri ve belediyeleri standımızı ziyaret etti. Çünkü öncelikle bizim ürünlerimiz çok az yer kaplıyor. Geleneksel sistemlere nazaran 1/3 ile 1/5 oranında daha az yer kaplıyoruz. Paslanma yok. Bakım maliyeti yok, sistemi bir kere kurup daha sonrasını unutabilirler. Ve bizim ürünlerimizin en büyük özelliği mobilize olmasıdır. Dünya çapında petrol ve maden firmalarının bizi tercih etmesinin sebebi, kamp yerleri değiştikçe bizim ürünlerimizi tırların arkasına yükleyip yeni kamp yerlerine taşıyabiliyor olmalarındandır. Özellikle belediyelerin köy-bucak-ilçe gibi şebekenin ve altyapının olmadığı yerlerinde hem taşınması çok kolay hem de değişen, azalan, artan kapasitelere adapte olması veya yer değiştirmesi özellikleriyle pratiklik sağlıyor.
Bizim 1 Miracell modülümüz 50 ton gün kapasiteli. Kişi vermek doğru olmayabiliyor çünkü kişi başı su tüketimi bir otelde farklı, bir evde farklı ya da bir köyde farklı olabiliyor. Modüler olduğu için, lego gibi düşünün, arka arkaya bağlamak suretiyle kapasiteyi uygun hâle getirebiliyoruz.. Bu da bizim diğer bir avantajımız. Sistemler hatlar hâlinde olduğu için, örneğin yazlık dönemde tatile gidildiğini düşünün, orada hatların 1-2’sini ya da ne kadarlık bir şey kurulmuşsa kapatıp, düşük olan elektrik tüketimini bu sayede iyice düşürme imkânına sahip oluyoruz.
Mitsubishi Electric Dikey Kanal İş Geliştirme Direktörü Hüsnü Dökmeci
IFAT’ın Türkiye’de yapılması önemli. Biz de açıkçası isminden dolayı bu fuara katıldık ve çok doğru bir karar verdiğimizi görüyoruz. Gelen ziyaretçiler konu ile ilgili doğru kişiler. Bunun yansıması olarak biz fuarın sonuçlarından memnunuz. Ancak küçük ama sıkıntı veren bir sorunu da işaret etmek istiyorum; salonlardaki yüksek anonslar oldukça rahatsız ediyor. Buna dikkat edilmesi lazım. Öte yandan doğru bir yerde yapılan doğru bir fuar. Bu fuarı Ankara harici bir şehirde yapsaydınız olmazdı.
Bizim standımızda aslında 2 temel ürün var, fuar konseptine uygun ürünlerimizi getirdik. Bunlardan bir tanesi pompalarda, suları döndürüp duran ve yaklaşık % 20’ye yakın enerji tasarrufu sağlayan bir sistem. Herhangi bir tesiste olabilir, pompa istasyonlarında olabilir, suyun debisinin ayarlanması gereken yerlerde enerji tasarrufu sağlayan bir sistemden bahsediyoruz. Diğer sistemimiz de su arıtma tesislerinde kullanılan DCS sistemi. Aslında PLC bazlı bir sistem olmasına rağmen getirdiği özellikler açısından -özellikle dağıtılmış sistemlerle beraber- ciddi montaj ve kablolama avantajları sunuyor.
Burada benim özellikle belediyelerle ilgili değinmek istediğim konu şu: Yurt dışında, su kaçaklarının azaltılması konusunda yapmış olduğumuz bir çalışma var. Bu çok önemli bir konu. Bildiğimiz kadarıyla Çevre Bakanlığı bu konuyla ilgili bir mevzuat hazırlığı içerisinde. Önümüzdeki 5 yıllık dönemde kademeli olarak su kaçaklarının önlenmesi ilgili koyulmuş hedefler var. Yanlış hatırlamıyorsam, ilk sene % 25 oranında bir düşüş sağlama hedefi var. Ondan sonra da kademeli olarak düşürülecek. Bu sene yağmurlu bir kış geçirdik, dolayısıyla bunun etkisini bu sene görmeyeceğiz. Ama ilk kurak mevsimin sonunda bu konu tekrar gündeme gelecektir.
Kaçak devam ettiği sürece verimli pompa kullanmak mümkün değil.
Verimli pompa kullanarak yine var olan yapının içinde bir enerji tasarrufu sağlarsınız ama en ciddi doğal kaynak olan suyun böyle toprağa akıp gitmesi büyük bir sorun. Bizim çözümümüzde, tabi ki toprağın altındaki bütün yapıyı değiştirmek gidi bir durum söz konusu değil. Şehrin değişik yerlerine konan ölçüm cihazlarıyla o bölgenin ihtiyaç duyduğu basıncın tespit edilmesi ve basıncın ayarlanması ile bu kaçakların önüne geçilmesidir. Yani ortada mekanik bir kaçak varsa, söz gelimi künk kırıksa, boru patlaksa zaten yapacak bir şey yok. Ama bunlar olmadığı vakit bile, herkes eşit düzeyde su alsın diye pompayı bütün gücüyle bastığınız zaman bir kaçak doğuyor ve bu ciddi bir kaçak oluşturuyor. Biz bunu Beyaz Rusya’nın başkenti Minsk’te uyguladık. Son derece başarılı sonuçlar alındı. Sistem kurulur kurulmaz %18 civarında bir tasarruf sağlandı. Değişik yükseltileri olan bir şehri düşünün, tepedeki gökdelenin üst katlarına suyu basmak için ciddi bir basınç uygulanıyor. Aşağıdaki kişi bunu kullanmadığı vakit ise bütün basınç borularda kalıyor ve kaçakların bir kısmı buradan oluyor. Tekrar etmek isterim, bir yerleri kazıp bütün sistemi değiştirmiyorsunuz. Bu, bambaşka bir olay. Mekanik bir kaçak varsa orada kaçak devam ediyor ama basınç kaynaklı bir kaçak varsa bu daha büyük boyutlu oluyor. Doğru basıncı tutturduğunuz vakit kaçağın önüne geçiyorsunuz, mekanik kaynaklı kaçak da minimum düzeye iniyor. Kaçağı engelleyen ve minimum maliyetle yapılan bir çalışma bu. Bu sistemin önümüzdeki yıllarda belediyelerin işine oldukça fazla yarayacağını düşünüyorum.
Denizli’de belediyenin süregelen projelerine ek olarak biz de bir deneme sisteme kurduk ve sistem şu an test ediliyor. Benim kanaatim, biz oradan çok başarılı sonuçlar elde edeceğiz. Bur arada biz yalnız ürün tedarikçisi değiliz. İstenildiği zaman yalnızca ürün de tedarik ederiz ama mühendisliğimizle sistemi en optimal biçimde de kullanmayı amaçlıyoruz. Tuzla Deri Organize Sanayi Bölgesi’nin su arıtma tesisini kurduk. Şu anda kullanılıyor. Marmaray’da tüm SCADA ve kontrol otomasyonu işlerini yaptık. Yaklaşık 40 bin giriş çıkışlı, 14 tane yedekli PLC sisteminin kurulu olduğu, 2 ayrı kıtada yedekli olmak üzere ciddi bir kontrol sistemi kurduk. Elektrikle ilgili bir çalışmaydı. Hem giriş çıkış sayısı olarak hem de özelliği açısından Türkiye’nin gözbebeği olan tesislerinden bir tanesi.
Nord Engineering Cem Demirhan
IFAT Avrupa’nın en büyük çevre teknolojileri fuarı ve Türkiye’de ilk defa düzenleniyor. Biz kesinlikle olması gerektiğiniz düşünüyorduk, geldi çok da iyi oldu. Fuarı değerlendirirsek, hakikaten salonlardaki katılımcılar, oldukça memnun olduklarını söylüyorlar. Bizim kendi ürünlerimizi tanıttığımız açık alana da insanlar geliyorlar, bu açıdan da iyi olduğunu düşünüyoruz. Ancak tek sıkıntımız şu oldu: Salonlardaki ziyaretçiler, içerden çıkıp buradaki açık alanı bulmakta zorluk çektiler. Hatta bulamayanlar oldu, neredesiniz diye soran müşterilerimiz oldu. Bu konuda bazı sıkıntılarımız oldu ama genel olarak fuardan memnun kaldık.
Nord Engineering firması bir İtalyan firması ve yaklaşık 10 senedir de Türkiye’de ekipmanları kullanılmaktadır. 2010 senesinden beri de doğrudan kendi şubesi var. Şu anda burada yer altı ve yer üstü çöp toplama ekipmanlarımızı ve bu konteynerleri toplayan bir aracımızı sergiliyoruz. Türkiye’de bu konteyner toplama aracı da sadece bizde var. Bu aracın en büyük avantajı, büyük bir araç olması nedeniyle, büyük konteyner söz konuş olduğunda müşteriye tasarruf sağlamasıdır. Eski tip araçlarla günde birkaç kez geçtiğiniz yerden bununla bir kez geçiyorsunuz. Hem kapasitesi çok daha büyük hem çok daha pratik ve hızlı çalışıyor. Günde bir kere geçmeyle, yakıttan, mazottan, işgücünden ciddi tasarruf sağlıyor. Eski tiplerde olduğu gibi arkada çalışan başka insanlar yok, sadece bir şoför tek başına bütün işi yapabiliyor. Şoför bulunduğu kabin içinde önündeki ekrandan gerekli komutları veriyor ve araç işi otomatik olarak yapıyor. Türkiye’de atıkların ayrıştırılarak toplanması işi halen gelişme aşamasında. Atık ayrıştırma konusunda sıkıntı var. Avrupa’da bu araçlar şöyle kullanılıyor: En az 4-5 tane konteyner üzerinde farklı etiketler farklı renkler var. Cam, kağıt, yağ gibi atıklar ayrı konteynerlere atılıyor. Bunların toplanması için tek araç ama birkaç tane sıkıştırma kasası alıyorlar, ve araçtaki arka kasayı değiştirerek, bütün atık tiplerini toplayabiliyorlar. Türkiye’de bunun için daha birkaç senemiz var gibi görünüyor. Konteyner toplama araçlarımız en büyüğü 20 m3 kapasitesinde. Konteynerler de 2 bin litreden 5 bin litreye kadar değişen miktarlarda. Aracın ne kadar konteyner alacağı değişiyor, evsel atıkta farklı cam da farklı. Çok sulu bir atıksa daha fazla ağırlık yapıyor ve ona göre değişiyor. Konteynerlerin hangi noktalara koyulması gerektiği konularında da belediyelere yardımcı oluyoruz. Türkiye’de genelde birer birer 30 m aralıklarla konuluyor ama bunların öncesinde bir çalışma yapılması da gerekiyor. Öte yandan konteynerlerin doluluklarını izleyen ve ona göre araç çıkaran sistemlerimiz de var bunu daha Türkiye’de vermedik, ama yakın zamanda tercih edilmeye başlanacak gibi görünüyor. Çünkü bu sistem tasarruf ciddi ekleyen bir sistem. Konteyner % 80’ne geldiği zaman toplama aracına mesaj gönderiyor. Bunlardan aylık, yıllık istatistiki bilgiler sağlanabilir. Bu tarzda çözümlerimiz var, opsiyon olarak sunuyoruz ama henüz talep gelmiş değil. Eğer uygulanmaya başlanırsa büyük tasarruflar da elde edilebilir.
Özkan Makine Proje Yöneticisi Meriç Dilsiz
IFAT, herkesin çok iyi bildiği bir organizasyon. Dünyanın en büyük çevre teknolojileri organizasyonu. IFAT, geçen yıla kadar daima Münih’te yapılırdı, biz de her zaman orada bulunurduk. Geçen yıl ilk defa Almanya dışına açılma kararı aldılar ve fuarı ilk olarak Çin’de gerçekleştirdiler. Bu seneyi de Türkiye’ye ayırdılar. Aslında çok enteresan ama demek ki çok iyi araştırılarak karar verilmiş. Hem stratejik açıdan hem de seçtikleri lokasyon açısından son derece doğru bir karar vermişler. Her ne kadar Ankara fuar alanına sahip olmamakla bazı şeyleri yitirse de IFAT’ın Ankara kararı son derece doğru bir seçim. Baktığınız zaman dünyanın çok ünlü firmaları buradalar. Ziyaretçiler açısından ulaşım ve yeme-içme konularında da Ankara çok ideal ama yer açısından bunları söylemek mümkün değil. Oysa Ankara bugün İstanbul’un ya da İzmir’in sahip olduğu fuar alanına uygun bir yerde sahip olsaydı çok daha iyi olabilirdi.
Katılım oranı mükemmel. Ziyaretçi açısından baktığımızda portföy son derece yüksek. IFAT’ın düşündüğü Türki Cumhuriyetler, İran, Orta Doğu ve Afrika burada. Yunanistan’dan İspanya’ya kadar Avrupa’nın pek çok yerinden de katılımcılar var. Ve bu katılımcılar diğer fuarlarda çok sık rastladığımız sadece gezmek için gelen katılımcılar değil. Bizzat malzemeyi, işi ve ileriyi düşünen katılımcılar. Bu durum bizleri çok mutlu etti. Bizleri daha iyi şeyler yapmaya yönlendirecek adımlar atma kararına getirdi.
Özkan Makine, 1983’te kurulmuş, kelebek vana, çekvalf, vantuz, iğne vana gibi isale hatları, manevra odaları ve pompa istasyonları için ürünler üreten bir firma. 2011 yılında Avusturya kökenli Hawle firması tarafından satın alınarak Hawle Grubu’na dâhil oldu. Biz standımızı ikiye ayırdık. Bir tarafta İzmir’de üretilen Özkan’la alakalı ürünler, diğer tarafta da Türkiye’de satışını gerçekleştirdiğimiz Avusturya’da üretilmiş Hawle ürünleri mevcut. Hawle daha çok şebekelere, Özkan ise isale hatlarına, manevra odalarına ve pompa istasyonlarına yönelik ekipmanlar üretiyor.
Standart Pompa İş geliştirme ve Pazarlama Yöneticisi Hamdi Nadir Tural
IFAT Almanya fuarlarına izleyici olarak hep gidiyorduk, burada yapılıyor olması bizi mutlu etti. Bölgemizdeki yerli yabancı potansiyel müşterilere ulaşmamız adına umut verici. Bizim de üretici olarak amacımız burada ürettiğimiz ürünleri, özellikle karar vericilere, kullanıcılara tanıtmak ulaştırabilmek. Biizm için öncelikli olan bu ürünlere karar veren, teknik taraftaki insanlarla görüşmek. Biz her yerde söylüyoruz, bir ürünü satmak en kolay şey. Fiyatı düşürürsünüz , uygun fiyatla satarsınız ancak teknik olarak arkasında durmadığınız sürece sürdürülebilir değildir. IFAT Ankara Fuarı’nın da bu anlamda beklentimizi karşıladığını gördük. İlk 2 gün çok yoğun geçti. İdarelerin katılımı çok hoşumuza gitti. Hatta İzmir, Denizli, Kayseri gibi farklı bölgelerden gelen 10-15 arkadaşlarla sabah servisle fuar alanına beraber geldik. Dolayısıyla Ankara’da olması bir avantaj hem devlet kuruluşları hem İller Bankası, hem DSİ burada ama fuar alanı açısından gelecekte yetmeyebilir. Ankara’ya gelmiş olduğumuz için bizim de onları makamlarında ziyaret etme şansımız var. Sonuçta fuar çevre teknolojileri fuarı olduğu için katılımı yeterli ve güzel. Öte yandan yabancı katılımcı firma ve ziyaretçi de oldukça iyi. IFAT’ın bu işi başarıyla organize ettiğini düşünüyorum.
Sigma Pompa ve Çevre Teknolojileri Yönetici Ortağı Kerem Yorgancı
Sulzer, yaklaşık 150 yılı aşkın tecrübeye sahip bir pompa ve ekipman üreticisi. Yaklaşık 3 yıl önce ABS Pompa’yı satın alarak, global anlamda atıksu ve çevre sektörüne adım atmış oldu. Daha öncesinde ürettiği pompalarla kağıt endüstrisi ve endüstriyel alanda çalışırken şu anda artık atıksu ve temiz su alanlarında da hizmet veriyor. Burada sergilediğimiz ürünlerin çoğu ABS Pompa’dan Sulzer’in markasının altına giren ürünler. Şu an bunların isimleri Sulzer fakat modelleri ABS. Kendi arasında böyle bir iletişimi var.
Sigma Pompa ise, geçen yıl kurmuş olduğumuz İstanbul merkezli bir firma. Sigma olarak, Sulzer Pompa’nın Türkiye’deki tek yetkili distribütörüyüz. Sulzer’le bir aradayız, o yüzden IFAT gibi dünyaca bilinen bir fuarda beraber olmak istedik. Almanya’da zaten beraber katılıyorduk, Türkiye’de de bu fırsatı kaçırmak istemedik.
Fuara katılımcı olarak daha çok Avrupalı katılımcılar gördük. Ziyaretçi anlamında ise daha çok Orta Doğu’dan ziyaretçi olduğunu görüyoruz. Azerbaycan, İran, Irak, Suriye ve buna benzer ülkelerden gelenler var. Özellikle Araplar nezdinde son derece ilgi gören bir fuar.
Fuar amacına yönelik, çok kompakt bir fuar oldu. Firmalar hep bu sektörün içinden markalar. Almanya’daki fuara istinaden daha sakin. Tamamıyla amaca yönelik çok güzel bir fuar. İstediğiniz firmalara, istediğiniz kişilere tam nokta atışı ulaşma şansınız var. Bu anlamda fuarın hem ülkemiz hem de firmamız için çok başarılı olduğunu düşünüyoruz.