Suya olan ihtiyaç her geçen gün artıyor
Su, yaşayan bütün canlılar için en önemli doğal kaynaklardan biri. Daha da önemlisi su, hayatın ve canlı olarak kalmanın kaynağı… Hayatta kalmak için de su ihtiyacı her yıl yüzde bir oranında artıyor. Ancak iklim değişiklikleri, kirlilik ve erozyon, su kalitesi ve suya erişimi kısıtlayan etkenlerin başında geliyor. Bu kapsamda UNESCO’nun 2018 Birleşmiş Milletler Dünya Su Geliştirme Raporu’na göre yaklaşık 2,1 milyar insan güvenli içme suyu hizmetinden yoksun. Ayrıca dünya nüfusu hızla artarken, 2050 yılına gelindiğinde küresel su ihtiyacının bugünkü ihtiyacın yüzde 30’undan fazla olacağı belirtiliyor. Bunlara ek olarak ise yaklaşık 1.9 milyar insan kıtlık bölgesinde yaşamını sürdürüyor ve 2050 yılına kadar kıtlık olan bölgelerde yaşayan insan sayısının yaklaşık 3 milyara çıkacağı bekleniyor. Yani suya olan ihtiyaç her zamankinden daha zaruri bir hale gelecek…
Su tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir yaşam parametresi… Özellikle büyük kentlerde içme suyu sorunu yaşanırken buna bir de kayıp kaçak sorunu ekleniyor. Geçtiğimiz günlerde düzenlenen 4. Su Kayıp Kaçak Forumu Türkiye’de de yapılan konuşmalarda ve panellerde su ihtiyacına dikkat çekilirken, ülkemizdeki su kayıplarının durumu da vurgulandı. Forumda, suların sağlanması için çeşitli kaynaklar olduğuna diikat çekilirken bunlarla ilgili projeler hakkında bilgiler verildi. Forumun açılış konuşmacısı olarak yer alan İSU Genel Müdürü Fatih Turan, su kaynaklarıyla ilgili projeler hakkında bilgi verdiği konuşmasında Melen’in 3. hat inşasının devam ettiğini belirterek, Melen’i ‘İstanbul suyunun sigortası’ olarak tanımladı. Turan, “Melen 1 milyar 170 milyon m3’lük kapasitesiyle şu anda sahip olduğumuz büyük bir su rezervi. Yeni su kaynaklarıyla beraber devreye girmesi gereken içmesuyu arıtma tesislerinin inşasına devam ediyoruz. Atıksu toplama sistemlerinin tünel çalışmalarında ise sona yaklaşıyoruz” dedi.
Evet, Melen, İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak için muhteşem bir rezerv. Ancak bir okuyucumuzun bu konunun farklı bir boyutundan bakan geri bildirimini de sizlerle paylaşmak istedim:
“Şahsım ve ailem hatta akrabalarımın bir çoğu İstanbul'a su etmek için projelendirilen ve son aşamasına gelinen Melen Barajı'nın mağdurlarındanız. Proje kapsamında bizim beldemiz dâhil 6 mahalle haritadan silindi. Nereden baksanız yüz elli yıl geçmişi olan bir coğrafya tarihiyle, kültürüyle, gelenekleri ile birlikte yok oldu. Dünyaya bakış açısı sadece maddiyat ve para olan insanlar için bu çok değersiz bir durum belki ama bizler için öyle değil. Proje öncesi sizleri buradan kaldırıyoruz ama şuraya yerleştiriyoruz yaklaşımı olsaydı belki bir nebze teselli edici olurdu ve o insanlar toplu olarak bir yere konumlandırıldıklarında tahribat bu kadar yaralayıcı olmazdı. Herkes dağıldı gitti. Şimdi insanların bir araya gelmesi hasret gidermesi için cenaze ya da düğün beklenir oldu. Sizin de değindiğiniz gibi temiz su kaynakları oluşturmaya evet ama farklı mağduriyetler yaşatmamak kaydı ile...”
Önümüzdeki sayıda görüşmek üzere.
Didem Taşbaşı