'Su kayıplarının önlenmesinde belediyelerden yeterli destek alamıyoruz'
Su kaynakları bakımından zengin olmayan ülkemizde, kaynakların yönetimi çok daha önemli hale geldi. Değişen ilkim koşulları dolayısıyla zorlukla temin edilen içme suyunun iletim hatlarında, şehir şebekelerinde kaybediliyor olması artık tahammül edilemez noktada. Üstelik bir yandan artan nüfus dolayısıyla su talebi bu kadar artmışken şehre verilen suyun yarısını kaybediyor olmak, hiç de göz ardı edilebilecek bir sorun değil. Ancak burada suyun iletim hatlarında kaybediliyor olması öncelikle belediyelerin ve ilgili su idarelerinin sorumluluğuna girdiğine göre önce onlara bu işi ne kadar ciddiye aldıklarını sormak gerekiyor.
Geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamayla Su Yönetimi Genel Müdürü Cumali Kınacı, bu sorunun yanıtını şöyle verdi: “Su kayıplarının önlenmesinde belediyelerden yeterli destek alamıyoruz”. Gerçekten de belediyeler; en başta şehre verilen yani şehre giren su miktarı ve tüketici sayaçlarından okunup faturalandırılan su miktarı belli iken, ortaya çıkan kayıplar için neden gereken önlemleri almazlar? En son 2014 yılında yapılan yönetmelikle “su kayıp, kaçak bilgilerinin, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’ne bildirilmesi zorunluluğu” getirilene kadar, bu bilgiler hiç toplanmadı mı merak ediyoruz doğrusu. Üstelik Yönetmelik olmasına ve zorunlu hale getirilmesine rağmen de toplanamadığı ortada…
Su kayıp, kaçaklarının kontrolü amacıyla 2011 yılında kurulan Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün çıkardığı Yönetmeliğe göre belediyelerin su kayıp, kaçak bilgilerini Müdürlük’e bildirmeleri gerekiyordu. Ancak birkaç belediye dışında bu bildirimler yapılmadı ve bunu da kurumun Genel Müdürü Cumali Kınacı şöyle dile getirdi: “Maalesef, su kayıp ve kaçaklarının önlemesine ilişkin belediyelerden beklediğimiz desteği alamadık. Yönetmeliğe göre belediyelerin su kayıplarını bize bildirmeleri gerekiyordu ancak sadece Diyarbakır, Adana, Kocaeli, İstanbul, Samsun, Malatya ve Bursa ile Merzifon, Safranbolu, Göreme ilçelerinin su ve kanalizasyon idareleri gerekli bilgileri gönderdi. Bu da belediyelerimiz bu işe gereken önemi vermediklerini gösteriyor”.
Türkiye’de gelir getirmeyen su kaybının resmi rakamlara göre % 40 seviyesinde olduğunu, buna resmi kayıtlara girmeyen su kayıplarının da eklenmesiyle, oranın daha da yüksek olabileceğini belirten Kınacı, şu anda ödediğimiz faturaların yarısının da kaçak su parası olduğuna dikkat çekti.
Su kayıplarına ilişkin resmi rakamlar, TUİK verilerine göre özetle şöyle: 2012 yılında belediyelerin içme ve kullanma suyu şebekesiyle dağıtılmak üzere çektiği 4,9 milyar metreküp suyun 2 milyar metreküpten fazlası, yani yüzde 43'ü nihai kullanıcıya ulaşmadan kayboldu. Aynı verilere göre, içme-kullanma suyu şebekelerindeki en yüksek kayıp oranları yüzde 56,7 ile Güneydoğu Anadolu ve yüzde 56,1 ile Doğu Karadeniz Bölgelerinde. En düşük kayıplar ise yüzde 33,3 ile Doğu Marmara ve yüzde 38,7 ile İstanbul Bölgeleri'nde. Bu kayıp oranları gelişmiş ülkelerde ise yüzde 10-20'ler düzeyinde.
Belediyelerin bu yüksek kayıpların düşürülmesi için altyapı yatırımları ile kontrol ve izleme sistemlerine ağırlık vermesi gerekiyor. Cumali Kınacı, bunların da Yönetmelik kapsamımda düzenlediğini belirtiyor. “İçme-kullanma suyu temin ve dağıtım sistemlerinin yönetimine dair sürekli debi ve hacim ölçüm cihazları, şebekenin sayısallaştırılarak sürekli izleme ve kontrolünün sağlanması ve bu doğrultuda gerekli teknolojik altyapının oluşturulması, tekniğine uygun onarım ve yenileme çalışmaları ile bunun için gerekli teknik kapasitenin oluşturulması gibi esaslar belirlenmiştir”.
Umuyoruz ki belediyelerimiz de bu konuya beklenen hassasiyeti gösterir, öncelikli yatırımları arasına alırlar.
Önümüzdeki sayıda görüşmek dileğiyle.
Serpil YAVUZ
Yazı İşleri Müdürü